Sultan Mustafa'nın Kerameti
Sultan Mustafa bir gün bostançıbaşıyı yanına çağırdı. Biraz ilerdeki tümseği işaret ederek;
- "Şu tümseği kaz. Altında canlı bir kuzu bulacaksın, kuzuyu al, bana getir" dedi.
Bostancıbaşı çok şaşırmıştı. Durumu yanında bulunanlara anlatınca padişahın delirdiği kanaatine vardılar. Fakat Sultan Mustafa emrinde ısrar ediyor;
- "Bre, tümseği kaz, dedik. Emrimiz niçün dinlenmez?" diyordu.
Bostancıbaşı, bunun üzerine hemen kazma kürek bulup işe koyuldu. İsteksizce tümseği kazdı. Gördüğü şey karşısında şaşırıp kaldı. Gerçekten de toprağın altından nazlı nazlı bakan canlı bir kuzu çıkmıştı. Bir anlık şaşkınlıktan kurtuldu. Kuzuyu çıkardı. Padişaha getirdi. Padişah kuzuyu bir süre okşadıktan sonra Bostancıbaşıya verdi ve;
- "Al bunu besle" diye emretti.
Yabancı tarihçilerin Sultan Mustafa'nın deliliğine işaret saydıkları bu olay aslında çok dindar biri olan padişaha lutfedilen bir kerametti.
NİMETİN ŞÜKRÜNÜ EDA
Huzurunda geçim darlığından bahseden bir kimseye Hz. Mevlana sordu:
- "Eğer sana azalarından birini kesip yerine bin altın verelim deseler, razı olur musun?" Adam,
- "Hayır, razı olmam" deyince Mevlana Hazretleri şöyle buyurdu:
- "Ey kardeşim! Madem ki razı olmazsın, niçin geçim sıkıntısından şikayette bulunursun. Fakirim diyorsun, bu kadar altından daha kıymetli azaların var iken, vücudun sıhhatte ve afiyette iken, niçin bunları sana bedavadan ihsan eden Allahu Teala'ya şükretmiyorsun? Allahu Teala, 'Eğer kulum elindeki nimetlerin şükrünü eda ederse ben o nimeti daha arttırım' buyuruyor."
Sultan Mustafa bir gün bostançıbaşıyı yanına çağırdı. Biraz ilerdeki tümseği işaret ederek;
- "Şu tümseği kaz. Altında canlı bir kuzu bulacaksın, kuzuyu al, bana getir" dedi.
Bostancıbaşı çok şaşırmıştı. Durumu yanında bulunanlara anlatınca padişahın delirdiği kanaatine vardılar. Fakat Sultan Mustafa emrinde ısrar ediyor;
- "Bre, tümseği kaz, dedik. Emrimiz niçün dinlenmez?" diyordu.
Bostancıbaşı, bunun üzerine hemen kazma kürek bulup işe koyuldu. İsteksizce tümseği kazdı. Gördüğü şey karşısında şaşırıp kaldı. Gerçekten de toprağın altından nazlı nazlı bakan canlı bir kuzu çıkmıştı. Bir anlık şaşkınlıktan kurtuldu. Kuzuyu çıkardı. Padişaha getirdi. Padişah kuzuyu bir süre okşadıktan sonra Bostancıbaşıya verdi ve;
- "Al bunu besle" diye emretti.
Yabancı tarihçilerin Sultan Mustafa'nın deliliğine işaret saydıkları bu olay aslında çok dindar biri olan padişaha lutfedilen bir kerametti.
NİMETİN ŞÜKRÜNÜ EDA
Huzurunda geçim darlığından bahseden bir kimseye Hz. Mevlana sordu:
- "Eğer sana azalarından birini kesip yerine bin altın verelim deseler, razı olur musun?" Adam,
- "Hayır, razı olmam" deyince Mevlana Hazretleri şöyle buyurdu:
- "Ey kardeşim! Madem ki razı olmazsın, niçin geçim sıkıntısından şikayette bulunursun. Fakirim diyorsun, bu kadar altından daha kıymetli azaların var iken, vücudun sıhhatte ve afiyette iken, niçin bunları sana bedavadan ihsan eden Allahu Teala'ya şükretmiyorsun? Allahu Teala, 'Eğer kulum elindeki nimetlerin şükrünü eda ederse ben o nimeti daha arttırım' buyuruyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.