Basiretine ve ferasetine güvendiğimiz kimi arkadaşların bile Suriye konusunda ters köşeye yattığına şahit oluyor ve tabii ki onlar adına üzülüyoruz.
Anlamaya niyeti olanlar için aslında mesele o kadar da karışık ve karmaşık değil.
Dünü sağlıklı bir tahlile tabi tutabilenler günü de doğru okumakta zorlanmazlar aslında.
Bugün, "Suriye'de zulüm var, sessiz kalamayız, bıçak kemiğe dayandı" diye ortalığı yaygaraya verenlerin gazetelerini geriye doğru çevirin, televizyon arşivlerini biraz karıştırın göreceksiniz ki dün Irak işgali öncesinde, " Saddam'ın kimyasal silahları var, menzili Ankara'yı vuracak füzeleri var, derhal haddini bildirmek lazım" diyen adamlardır bunlar.
Rahatlıkla anlaşılacağı gibi bu ağız işgalci ağzı, bu ağız, haçlı seferini başlatan Amerika ağzı idi.
İşgal gerçekleşti, Bağdat harap oldu, Basra berbat oldu, Felluce Samarra virane oldu, katledilen Müslüman sayısı milyonu aştı ve bizzat haçlı işgalinin başını çeken Amerika "pardon" dedi, Saddam'ın kimyasal silahı falan yokmuş.
Bu cennet vatanda, bu Anadolu coğrafyasında aylarca Amerikan ağzı ile yayın yapan, kamuoyunu işgale hazırlayan utanmaz ve arlanmazlar yüzlerine birer koyun derisi çektiler ve yazmaya konuşmaya devam ettiler.
Şimdi de aynı adamlar, aynı kalemler, aynı siyasi çevreler Suriye konusunda aynı "sahibinin sesi" vaziyetini devam ettiriyorlar.
Irak işgali yalanlar üzerine bina edildi mi? Edildi. Soy kırıma uğrayan Iraklı Müslümanlar oldu mu? Oldu. Bu zemini hazırlayanlar buradaki sözde Müslümanlar mıydı? Evet.
Bugün Suriye konusunda da kamuoyu oluşturmaya çalışanlar, haçlı paylaşımı hazmettirmeye uğraşanlar da ayı çevreler, aynı gazeteler, aynı televizyonlar değil mi? Evet.
Irak işgaline onay veren, cevaz veren, işgalcilerin başarıları için dua eden iktidar bu iktidar değil miydi?
Bugün Suriye konusunda, kapı kapı, ülke ülke dolaşıp ey dünya, ey AB, ey NATO gelin bu Beşer Esad'a haddini bildirin diyen de aynı iktidar değil mi?
Irak işgalinde kim kazandı ise, Libya'nın aylarca haçlı bombaları ile yakılıp yıkılmasında kim kazandı ise Suriye'nin bu gün uluslararası teröristlerle, yarın da bu teröristleri organize eden ülkeler eliyle yakılıp yıkılmasında onlar kazanacak.
Anlamaya niyeti olanlar için mesele o kadar da karmaşık değil.
Yeter ki "uydum kalabalığa" deyip işin kolayına kaçmayın biraz tefekkür edin.
Anlamaya niyeti olanlar için aslında mesele o kadar da karışık ve karmaşık değil.
Dünü sağlıklı bir tahlile tabi tutabilenler günü de doğru okumakta zorlanmazlar aslında.
Bugün, "Suriye'de zulüm var, sessiz kalamayız, bıçak kemiğe dayandı" diye ortalığı yaygaraya verenlerin gazetelerini geriye doğru çevirin, televizyon arşivlerini biraz karıştırın göreceksiniz ki dün Irak işgali öncesinde, " Saddam'ın kimyasal silahları var, menzili Ankara'yı vuracak füzeleri var, derhal haddini bildirmek lazım" diyen adamlardır bunlar.
Rahatlıkla anlaşılacağı gibi bu ağız işgalci ağzı, bu ağız, haçlı seferini başlatan Amerika ağzı idi.
İşgal gerçekleşti, Bağdat harap oldu, Basra berbat oldu, Felluce Samarra virane oldu, katledilen Müslüman sayısı milyonu aştı ve bizzat haçlı işgalinin başını çeken Amerika "pardon" dedi, Saddam'ın kimyasal silahı falan yokmuş.
Bu cennet vatanda, bu Anadolu coğrafyasında aylarca Amerikan ağzı ile yayın yapan, kamuoyunu işgale hazırlayan utanmaz ve arlanmazlar yüzlerine birer koyun derisi çektiler ve yazmaya konuşmaya devam ettiler.
Şimdi de aynı adamlar, aynı kalemler, aynı siyasi çevreler Suriye konusunda aynı "sahibinin sesi" vaziyetini devam ettiriyorlar.
Irak işgali yalanlar üzerine bina edildi mi? Edildi. Soy kırıma uğrayan Iraklı Müslümanlar oldu mu? Oldu. Bu zemini hazırlayanlar buradaki sözde Müslümanlar mıydı? Evet.
Bugün Suriye konusunda da kamuoyu oluşturmaya çalışanlar, haçlı paylaşımı hazmettirmeye uğraşanlar da ayı çevreler, aynı gazeteler, aynı televizyonlar değil mi? Evet.
Irak işgaline onay veren, cevaz veren, işgalcilerin başarıları için dua eden iktidar bu iktidar değil miydi?
Bugün Suriye konusunda, kapı kapı, ülke ülke dolaşıp ey dünya, ey AB, ey NATO gelin bu Beşer Esad'a haddini bildirin diyen de aynı iktidar değil mi?
Irak işgalinde kim kazandı ise, Libya'nın aylarca haçlı bombaları ile yakılıp yıkılmasında kim kazandı ise Suriye'nin bu gün uluslararası teröristlerle, yarın da bu teröristleri organize eden ülkeler eliyle yakılıp yıkılmasında onlar kazanacak.
Anlamaya niyeti olanlar için mesele o kadar da karmaşık değil.
Yeter ki "uydum kalabalığa" deyip işin kolayına kaçmayın biraz tefekkür edin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025