Sünni kaynaklarda Hz. Ali -3-
Ehl-i Beytim yeryüzündekiler için bir emniyettir. Onlar gidince, yeryüzündekilerin sonu gelir; kıyamet kopar
30.01.2022 00:50:00





(Dünden devam ediyoruz) 28- İbn Ebî Leylâ, şöyle rivayet etmiştir: Bir defasında Ka'b b. Ucre ile karşılaştım, bana şöyle dedi: "Sana Peygamber'den (sav) işittiğim bir hediye vereyim mi? Bir gün Peygamber (sav) bizim yanımıza çıkageldi.
Biz, O'na, ya Rasulallah! Bizler, Sana nasıl selam okuyacağımızı öğrendik. Fakat nasıl salat okuyacağız, dedik.
Rasulüllah (sav) şöyle okuyun buyurdu: "Âllahümme sallî alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kema salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamîdun Mecîdun. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamidun Mecîdun / Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in âli üzerine, İbrahim'in âli üzerine salât ettiğin gibi salât et. Şüphe yok ki, Sen Hamîd'sin, Mecîd'sin. Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in âline, İbrahîmin âline bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen Hamîd'sin Mecîd'sin" (Buharî, sahih, Enbiyâ,10; Daavât, 31, 32; Müslim, Sahih, Salat, 65, 66, 69).
29- İmam'ul Haremeyn İbn-i Hacer Mekki, Resülullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bana sonu kesik salâvat getirmeyin."
Kesik salavât nedir, diye sorduklarında; Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allahumme salli alâ Muhammed" şeklinde deyip, durmanızdır. Siz salâvatı şöyle söyleyin: Allahumme salli alâ Muhammed'in ve alâ âl-i Muhammed" (İbn Hacer el- Mekki, es-Savaik'ul-Muhrika, s.87).
30- "Ali, Bendendir, Ben de Ondanım", "Fatıma Benden bir parçadır", "Hasan ve Hüseyin Benden bir parçadır" (Ahmed, Müsned, IV, 328, Buhârî, Sahih, Menakıb, 40, 59; Muslim, Sahih, Fedail'us-Ssahâbe, 93-94; Nesai, Hasais, s. 7-60).
31- Yezid b. Hayyan, Zeyd b. Erkam'dan naklen şöyle anlatıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haberiniz olsun! Ben, size iki ağır emanet bırakıyorum. Bunlardan biri Allah Teâla'nın Kitabı'dır. O Allah'ın (c.c) (arşından yeryüzüne uzanmış) ipi olup kim, ona tutunursa hidayet üzere olur, kim de onu terk ederse dalâlete düşer. İkincisi itretim, Ehl- i Beyt-imdir."
Biz, Zeyd İbnu Erkam'a; "Rasulullah'ın hanımları da Ehl-i Beyt-inden midir?" diye sorduk.
"Hayır, dedi; Allah'a yemin olsun kadın bir müddet erkekle beraber olur. Sonra (kocası) onu boşar, o da babasına ve kavmine döner. Resulullah (sav) Ehl-i Beyt'i aslı ve kendinden sonra sadaka haram olanlardır" (Müslim, Sahih, Fezailu's-Sahabe, 37, 2408 (6178).
32- "Ey Peygamber hanımları! Namazı kılın, zekâtı verin; Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" (Ahzab/33) ayet-i kerimesi hakkında; Ümmü Seleme validemiz (r. anha) şöyle demiştir:
"Bu ayet-i kerime benim evimde indi. Hz. Rasulullah (sav) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırdı. Onları Hayber yapımı geniş bir elbisenin altına topladı, kendisi de içine girdi ve: "İşte bunlar benim Ehl-i Beytimdir" buyurdu.
Sonra inen ayet-i kerimeyi okudu ve: "Allah'ım! Onlardan kötülükleri gider. Onları tertemiz et!" diye dua etti.
Ben: "Ya Rasûlallah, ben Ehl-i Beyt-ten değil miyim? dedim.
Hz. Rasûlullah (s.a.v), "Sen, benim ehlimsin. Sen zaten hayır üzeresin" buyurdu. (Tirmizi, Menakıb-ı Ehl-i Beyt, c.5. s. 351, h. 3205; Taberî, Câmiü'l-Beyân, c. XXII, s. 7; Ibn Kesir, Tefsir, VI, 412-413; Suyutî, Tefsir ed-Dürr'ül Mensur, c. 5, s. 198).
33- İmam Azam (r.a), Hocası İmam Cafer es-Sadık hazretlerinden ilim ve hadis dinlemeye gelir. Hocası elinde bir asa ile çıkagelir. İmam Azam (r.a), "Ey Rasûlullah'ın evlâdı, siz henüz asaya ihtiyaç duyacak bir yaşta değilsiniz" der.
Cafer es-Sadık (r.a), "Evet, dediğin gibidir, fakat bu elimdeki asa, Hz. Rasûlullah'ın asasıdır; onu bereket için yanımda taşıyorum" cevabını verir.
Bunun üzerine İmam Azam, hemen ileri atılıp bastona sarılır ve "Ey Rasûlullah'ın evlâdı, müsaade buyurun, onu öpeyim" der.
Hikmet deryasının büyük imamı Cafer es-Sadık (r.a) bir an kolunu açar ve İmam Azam'a göstererek "Vallahi sen bilirsin ki bu ten, Hz. Peygamber'in soyundan bir tendir ve şu gördüğün kıllar da onun kılındandır. Onu öpmüyorsun da asayı öpmek istiyorsun, öyle mi!" buyurur.
Bununla, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in zürriyetinin Hz. Peygamber'in (s.a.v) bir parçası olduklarını hatırlatır. Ebu Hanife o mübarek eli ve kolu öper. Artık ona tabi olur; çünkü sevgi, tabi olmayı gerektirir (Bkz. Muhammed Besyûnî, es-Seyyide Fâtımatu'z-Zehrâ, s. 37. Beyrut, 1990).
34- "Mehdî, benim sulbümden; Fâtıma'nın evlâtlarından gelecek birisidir" (Ebû Dâvud, Sünen, Kitâbu'l- Mehdî, 6; İbn Mâce, Sünen, Fiten, 34).
35- "Ahir zamanda Ehl-i Beyt-imden gelecek ve müminleri toplayacak olan kimseye yardım etmek, davetine uymak her mümine vaciptir " (Ebû Dâvud, Sünen, Kitâbu'l-Mehdî, 12; Ali Nasıf, et-Tâc, V, 344).
36- "Ehl-i Beytim yeryüzündekiler için bir emniyettir. Onlar gidince, yeryüzündekilerin sonu gelir; kıyamet kopar." (Taberânî, el-Mu'cemu's-Sağîr, no: 318, el-Evsat, IV, 204). H: Akın Aydın
Biz, O'na, ya Rasulallah! Bizler, Sana nasıl selam okuyacağımızı öğrendik. Fakat nasıl salat okuyacağız, dedik.
Rasulüllah (sav) şöyle okuyun buyurdu: "Âllahümme sallî alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kema salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamîdun Mecîdun. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamidun Mecîdun / Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in âli üzerine, İbrahim'in âli üzerine salât ettiğin gibi salât et. Şüphe yok ki, Sen Hamîd'sin, Mecîd'sin. Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in âline, İbrahîmin âline bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen Hamîd'sin Mecîd'sin" (Buharî, sahih, Enbiyâ,10; Daavât, 31, 32; Müslim, Sahih, Salat, 65, 66, 69).
29- İmam'ul Haremeyn İbn-i Hacer Mekki, Resülullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bana sonu kesik salâvat getirmeyin."
Kesik salavât nedir, diye sorduklarında; Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allahumme salli alâ Muhammed" şeklinde deyip, durmanızdır. Siz salâvatı şöyle söyleyin: Allahumme salli alâ Muhammed'in ve alâ âl-i Muhammed" (İbn Hacer el- Mekki, es-Savaik'ul-Muhrika, s.87).
30- "Ali, Bendendir, Ben de Ondanım", "Fatıma Benden bir parçadır", "Hasan ve Hüseyin Benden bir parçadır" (Ahmed, Müsned, IV, 328, Buhârî, Sahih, Menakıb, 40, 59; Muslim, Sahih, Fedail'us-Ssahâbe, 93-94; Nesai, Hasais, s. 7-60).
31- Yezid b. Hayyan, Zeyd b. Erkam'dan naklen şöyle anlatıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haberiniz olsun! Ben, size iki ağır emanet bırakıyorum. Bunlardan biri Allah Teâla'nın Kitabı'dır. O Allah'ın (c.c) (arşından yeryüzüne uzanmış) ipi olup kim, ona tutunursa hidayet üzere olur, kim de onu terk ederse dalâlete düşer. İkincisi itretim, Ehl- i Beyt-imdir."
Biz, Zeyd İbnu Erkam'a; "Rasulullah'ın hanımları da Ehl-i Beyt-inden midir?" diye sorduk.
"Hayır, dedi; Allah'a yemin olsun kadın bir müddet erkekle beraber olur. Sonra (kocası) onu boşar, o da babasına ve kavmine döner. Resulullah (sav) Ehl-i Beyt'i aslı ve kendinden sonra sadaka haram olanlardır" (Müslim, Sahih, Fezailu's-Sahabe, 37, 2408 (6178).
32- "Ey Peygamber hanımları! Namazı kılın, zekâtı verin; Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" (Ahzab/33) ayet-i kerimesi hakkında; Ümmü Seleme validemiz (r. anha) şöyle demiştir:
"Bu ayet-i kerime benim evimde indi. Hz. Rasulullah (sav) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırdı. Onları Hayber yapımı geniş bir elbisenin altına topladı, kendisi de içine girdi ve: "İşte bunlar benim Ehl-i Beytimdir" buyurdu.
Sonra inen ayet-i kerimeyi okudu ve: "Allah'ım! Onlardan kötülükleri gider. Onları tertemiz et!" diye dua etti.
Ben: "Ya Rasûlallah, ben Ehl-i Beyt-ten değil miyim? dedim.
Hz. Rasûlullah (s.a.v), "Sen, benim ehlimsin. Sen zaten hayır üzeresin" buyurdu. (Tirmizi, Menakıb-ı Ehl-i Beyt, c.5. s. 351, h. 3205; Taberî, Câmiü'l-Beyân, c. XXII, s. 7; Ibn Kesir, Tefsir, VI, 412-413; Suyutî, Tefsir ed-Dürr'ül Mensur, c. 5, s. 198).
33- İmam Azam (r.a), Hocası İmam Cafer es-Sadık hazretlerinden ilim ve hadis dinlemeye gelir. Hocası elinde bir asa ile çıkagelir. İmam Azam (r.a), "Ey Rasûlullah'ın evlâdı, siz henüz asaya ihtiyaç duyacak bir yaşta değilsiniz" der.
Cafer es-Sadık (r.a), "Evet, dediğin gibidir, fakat bu elimdeki asa, Hz. Rasûlullah'ın asasıdır; onu bereket için yanımda taşıyorum" cevabını verir.
Bunun üzerine İmam Azam, hemen ileri atılıp bastona sarılır ve "Ey Rasûlullah'ın evlâdı, müsaade buyurun, onu öpeyim" der.
Hikmet deryasının büyük imamı Cafer es-Sadık (r.a) bir an kolunu açar ve İmam Azam'a göstererek "Vallahi sen bilirsin ki bu ten, Hz. Peygamber'in soyundan bir tendir ve şu gördüğün kıllar da onun kılındandır. Onu öpmüyorsun da asayı öpmek istiyorsun, öyle mi!" buyurur.
Bununla, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in zürriyetinin Hz. Peygamber'in (s.a.v) bir parçası olduklarını hatırlatır. Ebu Hanife o mübarek eli ve kolu öper. Artık ona tabi olur; çünkü sevgi, tabi olmayı gerektirir (Bkz. Muhammed Besyûnî, es-Seyyide Fâtımatu'z-Zehrâ, s. 37. Beyrut, 1990).
34- "Mehdî, benim sulbümden; Fâtıma'nın evlâtlarından gelecek birisidir" (Ebû Dâvud, Sünen, Kitâbu'l- Mehdî, 6; İbn Mâce, Sünen, Fiten, 34).
35- "Ahir zamanda Ehl-i Beyt-imden gelecek ve müminleri toplayacak olan kimseye yardım etmek, davetine uymak her mümine vaciptir " (Ebû Dâvud, Sünen, Kitâbu'l-Mehdî, 12; Ali Nasıf, et-Tâc, V, 344).
36- "Ehl-i Beytim yeryüzündekiler için bir emniyettir. Onlar gidince, yeryüzündekilerin sonu gelir; kıyamet kopar." (Taberânî, el-Mu'cemu's-Sağîr, no: 318, el-Evsat, IV, 204). H: Akın Aydın
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.