Çocukluk yıllarımızda "aydın" kavramı bizler için erişilmez, elle tutulmaz derecede bir şeyler gibi gelirdi... Yıkılmaz tabuları olan, her dedikleri doğru kabul edilen, topluma yön veren, söz ve davranışları farklılık arz eden, sanki özel yaratılmış bir sınıf gibi görülen şahıslar olarak yer etmişti hafızalarımızda?Lise sonlarda Prof. Dr. Haydar Baş Beyle tanışıncaya kadar, bu böylece devam etti. Onun fikir ve görüşlerini İcmal ve Öğüt dergileri ile tanıma fırsatı yakalamış, Onu ve yakın arkadaşlarını tanıdıkça, gerçek aydın ile sözde aydın arasındaki farkı da görmüş olduk?Üniversitede (ODTÜ Gaziantep) personel olarak çalışmakta olduğumuzda Allah rahmetiyle muamele eylesin Mehmet Özüdoğru isminde bir ağabeyimiz vardı. (Genç yaşlarda vefat etti.) Bana telefon ederek; "Müsaitseniz yanıma geliniz, sizi bir misafirimle tanıştırayım" dedi. Bende hemen Mehmet beyin yanına gittim ve misafiri Musa Aydın bey ile tanıştım; kendileri Jeoloji Mühendisi olduklarını, ancak vatanın bölünmez bütünlüğünün ve geleceğimizin tehlikede olduğunu, gençliğin içinden çıkılmaz bir uçuruma doğru sürüklendiğini, dolayısıyla bu duruma seyirci kalınmamasının gerektiğini, görülen lüzum üzere, jeoloji mühendisliği yerine, İcmal dergisi ile topluma sağlam bir ölçü kazandırmak hizmetini tercih ettiklerini izah ettiler.Bu durum, beni ziyadesiyle etkilemişti. Akıllara durgunluk verecek bir tercih; bin bir zahmetle üniversite kazan (seksenli yıllarda) mühendis ol, sonrada diplomanı bir kenara bırak; dergi vesilesiyle, Yunus misali sohbet ve nasihatlerle ilim, irfan dağıtmaya çalış?Köşe dönme sevdasıyla vatan millet diye bir dert, bir tasa çekmeyenlerin dorukta olduğu bir dönemde yapılan bu tercihin boyutu, küçümsenmeyecek bir davranıştır. Jeoloji Mühendisi, Musa Aydın Beyin bu davranışı, bende çok derin ufuklar açmıştı?Kendileri ile başlayan dostluk süreci, İcmal dergisinin baş yazarı olan Prof. Dr. Haydar Baş ile tanışmamıza vesile olmuştu. Fikirlerini İcmal dergisiyle tanımaya başladığımız bu insanın, gelecekte fikir ve gönül dünyamızın da mimarı olacağını tahmin edemezdim. Allah'a hamdolsun ki Sayın Baş, sadece bizim değil insanlığın önderi konumunda bir şahsiyettir. Koltuklarında oturup televizyon yorumu, köşe yazarlığı, yada kanaat önderliği yapan, adı aydına çıkmış ama gönlü kapkara, ufku dar mı dar, gözünün önünü bile görmekten aciz o kadar sözde aydınlarımız var ki? Etraf onlardan geçilmiyor!Adı aydına çıkanların bir çoğunun şöyle bir fikir ve davranışlarına bakınız; size ne kadar yabancı olduklarını görürsünüz. Bizdeki aydınların çıkmazı; yaşadıkları toplumun değer yargılarına olan yabancılıkları ve toplumun derdi ile dertlenip, fedakârlık edememeleridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025