Sözde soykırım tasarısı -1915 yılında Türklerin Ermenileri katlettiği iftirası- ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'ne yine getirildi ve yakın bir zamanda da oylanacak.İşte size stratejik müttefiklik örneği...Taşeron siyasiler sayesinde Türkiye her geçen gün daha büyük taviz verme gayretinde bulunurken, uğruna tavizler verdiğimiz müttefikimiz(!) ise bizleri biraz daha köşeye sıkıştırmanın derdinde...Biz müttefikliğimizin ispatı mahiyetinde kendimizi sürekli tokatlarken, onlar ise sevgilerinin ispatı mahiyetinde sürekli bize yumruk atıyorlar.Nasıl müttefiklikse tokatı yiyen de biziz, yumruğu yiyen de...ABD yönetimi sözde soykırım konusunda her yıl Ermeniler lehine, bizim aleyhimize bir iki adım daha atıyor. Sonra da pişkin pişkin sırtımızı sıvazlayarak "hadi yine iyisiniz bu sene de soykırım yaptınız demedik" deyip duruyorlar.Tabi bunu dememenin bir bedeli var, bunu her yıl bize ödetiyorlar.Yok İncirlik'ti, yok Barzani'ydi, yok Irak'tı, yok Afganistan'dı, yok Ermenistan'dı, Kıbrıs'tı taleplerin ardı arkası kesilmiyor ve hepsinde de bu sözde soykırım bahanesiyle ciddi adımlar atmak zorunda kalıyoruz. Bugün ise masada bu ve benzer taleplerin devamı niteliğindeki istekler olduğu gibi yenileri de ekleniyor.Örneğin Barzani ile ilişkilerin resmi olarak ilerletilmesi, Afganistan'da muharip hale gelen Türk askerinin daha aktif savaşması, Ermenistan ile imzalanan protokolün acilen uygulanması, sınırların açılması, tarih komisyonunun kurulup sözde soykırımın resmen kabulüne zemin hazırlanması, Patrikhane'nin ekümenik olarak kabul edilip, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması... Ve bence bütün bunların da ötesinde en önemli ve en tehlikeli taviz olan İran'a ABD'nin istediği şekilde yaptırımların uygulanması...Bütün tavizler bir tarafa, bu İran mevzuu bir tarafa.Neden mi?Çünkü ABD'nin Türkiye'den bu konuda asıl istediği taviz, bir şekilde İran'la savaşmasıdır. ABD'nin en büyük hayali bu. Bunu başardığı takdirde Ortadoğu'nun iki önemli gücünü ortadan kaldırmış olacak.Türkiye'nin bir şekilde bu sürecin içine girmesi demek, Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'ndaki kaderi aynen yaşaması demek.Korktuğum nokta ise maalesef icraattan sorumlu olan siyasilerimizin ABD'nin bu konudaki taleplerine hayır diyemeyecek olması.O gün Enver Paşa ne ise bugün bizimkiler de aynı. Siyasilerimizin bazı çekinceleri olmasa -ki bu çekinceleri bir bir devre dışı bırakmaya çalışıyorlar- çoktan bu sürecin içine girilmişti ve bugünkü halimizi arar halde olacaktık.Ama bugüne kadar bu tehlikeden uzak kalabilmemiz bundan sonra da uzak kalacağız anlamına gelmiyor.24 Nisan yaklaşırken ABD'nin sözde soykırım masasında işte bu mevzular var. "Aman ABD soykırım demesin" diye bu taviz sürecine devam edersek, emin olun ki Türkiye diye bir devlet de kalmayacak. Bırakın desin, en azından her yıl idam sehpasına çekileceğimize bir kere çekilmiş oluruz. Bizler milli politikalarla bağımsız ve güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti olursak, onların bunu demesinin hiçbir anlamı da kalmayacaktır. Eğer böyle bağımlı olmaya devam edersek, kendileri belki "siz soykırım yaptınız" demezler ama emin olun ki bize "Biz soykırım yaptık" dedirtirler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025