Kaç gündür üniversite sınavı kalkar mı kalkmaz mı diye bir tartışmadır gidiyor. Tabii bir sabah uyandığımızda tamamen kaldırıldığını da duyabiliriz, mümkündür ama mevcut şartlarda bunu yaparlarsa her şey daha da keşmekeş olur.
Hatırlarsanız geçenlerde de milli para için benzer tartışmalar oldu. Ancak anlamadıkları şu ki şu an biz kendi paramızla alışveriş yapmak üzere anlaşma yapsak, görünürde TL ödüyor görünsek de Merkez Bankası'nın kasasındaki aslında ABD doları olduğundan göstermelik bir şeyden öte geçmez. Zira siz senyoraj hakkınızı kullanıp kendi paranızı basmadığınız takdirde paranın üstünde TL yazmasının bir anlamı yoktur. O aslında TL görünümlü ABD dolarıdır.
Üniversite sınavındaki de benzer bir durum. Pat diye sınavı kaldırdım deyip bir gecede her şeyi değiştirebilirsiniz ancak sonuç daha da vahim olur. Çünkü isteyen istediği üniversiteye gidebilir demek olur bu ve tıp fakültelerinin, bilgisayar mühendisliklerinin kapılarından insanlar taşar. Ama su ürünleri, arkeoloji gibi bölümleri kapatmak zorunda kalabilirsiniz başvuru almadığından. Böyle bir durumda 100 kişi kontenjanı olan bir okula 10 binlerce başvuru olduğunda ne yapacaksınız? Doğaldır ki gençler daha çok para kazanabilecekleri bölümlere yöneleceklerdir. Diyelim ki bu bölümlere bu öğrencileri kabul ettiniz. Bu durumda bazı mesleklerden aşırı sayıda mezun varken bazılarından hiç mezun olmayacak. Mezun olmayan branşlarda çalışacak insan bulamazken, çok olanlarda oluşacak istihdam sorunu ne olacak? Bir meslek erbabından piyasada çok sayıda eleman olduğunda işverenin fırsatçılık yapıp daha düşük maaşla çalıştırmak istemesinin nasıl önüne geçeceksiniz? Daha bir sürü soru sorulabilir?
Ama tam istihdamı sağlayacak, asgari ücreti en az 5000 TL yapacak, her alanda kalkınmayı sağlayacak bir ekonomide insanların geçim sıkıntısı ya da iş bulamama gibi bir endişesi olmadığında, belli bir mesleğe yönelme eğilimi de ortadan kalkacak, insanlar ilgileri ve kabiliyetleri doğrultusunda mesleki yönelimlerini gerçekleştireceklerdir. Bu saydığımız sorunların hiçbiri de ortaya çıkmayacaktır.
Artık anlayın! Üniversite sınavını kaldırmak, milli para kullanmak gibi konular yaparız demekle olmaz. Her babayiğidin harcı değil. Bunlar ancak bütünsel bir yaklaşımla gerçekleştirilebilir. Ekonomik sisteminizi, iç politikanızı, dış politikanızı hepsini paralel olarak çalıştıracak bir sistemle mümkündür. Bu sistemin adı da Milli Ekonomi Modeli'dir. Orasından burasından üç beş cümle duyup taklit ederek bir şeyler yapmaya çalışmakla da bir yere varamazsınız, aksine herşeyi daha çok birbirine karıştırırsınız. Kapitalist bakış açılarla MEM'i anlayamazsınız. Onun için işi ehline, sözü sahibine bırakıp kenara çekilmek en doğrusudur..
Hatırlarsanız geçenlerde de milli para için benzer tartışmalar oldu. Ancak anlamadıkları şu ki şu an biz kendi paramızla alışveriş yapmak üzere anlaşma yapsak, görünürde TL ödüyor görünsek de Merkez Bankası'nın kasasındaki aslında ABD doları olduğundan göstermelik bir şeyden öte geçmez. Zira siz senyoraj hakkınızı kullanıp kendi paranızı basmadığınız takdirde paranın üstünde TL yazmasının bir anlamı yoktur. O aslında TL görünümlü ABD dolarıdır.
Üniversite sınavındaki de benzer bir durum. Pat diye sınavı kaldırdım deyip bir gecede her şeyi değiştirebilirsiniz ancak sonuç daha da vahim olur. Çünkü isteyen istediği üniversiteye gidebilir demek olur bu ve tıp fakültelerinin, bilgisayar mühendisliklerinin kapılarından insanlar taşar. Ama su ürünleri, arkeoloji gibi bölümleri kapatmak zorunda kalabilirsiniz başvuru almadığından. Böyle bir durumda 100 kişi kontenjanı olan bir okula 10 binlerce başvuru olduğunda ne yapacaksınız? Doğaldır ki gençler daha çok para kazanabilecekleri bölümlere yöneleceklerdir. Diyelim ki bu bölümlere bu öğrencileri kabul ettiniz. Bu durumda bazı mesleklerden aşırı sayıda mezun varken bazılarından hiç mezun olmayacak. Mezun olmayan branşlarda çalışacak insan bulamazken, çok olanlarda oluşacak istihdam sorunu ne olacak? Bir meslek erbabından piyasada çok sayıda eleman olduğunda işverenin fırsatçılık yapıp daha düşük maaşla çalıştırmak istemesinin nasıl önüne geçeceksiniz? Daha bir sürü soru sorulabilir?
Ama tam istihdamı sağlayacak, asgari ücreti en az 5000 TL yapacak, her alanda kalkınmayı sağlayacak bir ekonomide insanların geçim sıkıntısı ya da iş bulamama gibi bir endişesi olmadığında, belli bir mesleğe yönelme eğilimi de ortadan kalkacak, insanlar ilgileri ve kabiliyetleri doğrultusunda mesleki yönelimlerini gerçekleştireceklerdir. Bu saydığımız sorunların hiçbiri de ortaya çıkmayacaktır.
Artık anlayın! Üniversite sınavını kaldırmak, milli para kullanmak gibi konular yaparız demekle olmaz. Her babayiğidin harcı değil. Bunlar ancak bütünsel bir yaklaşımla gerçekleştirilebilir. Ekonomik sisteminizi, iç politikanızı, dış politikanızı hepsini paralel olarak çalıştıracak bir sistemle mümkündür. Bu sistemin adı da Milli Ekonomi Modeli'dir. Orasından burasından üç beş cümle duyup taklit ederek bir şeyler yapmaya çalışmakla da bir yere varamazsınız, aksine herşeyi daha çok birbirine karıştırırsınız. Kapitalist bakış açılarla MEM'i anlayamazsınız. Onun için işi ehline, sözü sahibine bırakıp kenara çekilmek en doğrusudur..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020