İktidar olmak demek, dertlere derman aramaktır, yaralara merhem bulmaktır ve sürmektir.
İktidar olmak demek, seksen milyonun kendi arasındaki problemleri çözmektir, aralarında adaleti sağlamak ve hukuku tecelli ettirmektir.
İktidar olmak demek, seksen milyon vatandaşın devletle, hükumetle aralarındaki ihtilafları halletmek, hak edenin hakkını teslim etmek, hak edenin cezasını kesmektir.
İktidar olmak demek, halktan gelen şikayetleri dikkatle dinlemek, itina ile not almak ve ilgili birimlere ileterek problemin çözümünü sağlamaktır.
İktidar olmak demek, halkın vergileri ile ayakta duran yerel yönetimler karşısında halkı ezdirmemek, hizmetlerin adil dağılımını sağlamak, hakların gasp edilmesini önlemek ve "hizmetler öncelikle bize en çok oy veren ilçelerindir" diyen yöneticilerin kulaklarını çekmektir.
İktidar olmak demek, yetişmekte olan genç nüfusa hem eğitim imkanları hem de istihdam alanları sağlamaktır.
İktidar olmak demek, toprakla?tarımla ve hayvancılıkla uğraşan nüfusun önündeki tüm engelleri kaldırıp onların rahat üretim yapmalarını ve ürünleri rahat satmalarını sağlamaktır.
İktidar olmak demek, hayatın tüm alanları ile ilgili, tüm meslek ve iş kolları ile ilgili kendisine şikayete gelen vatandaşa, şikayet seminerleri vermek değildir.
İktidar olmak demek, şikayetleri dinlemektir yoksa gelenlere şikayet dinletmek değildir.
On altıncı yılını devam ettiren mevcut iktidara bu pencereden baktığımızda görüyoruz ki, topu taca atmada oldukça mahir, oldukça başarılı.
Zaten alt birimlere, alt kurumlara ihtiyaç kalmadan hem iktidar partisinin Genel Başkanı hem de ülkenin Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan, bu şikayet kurumunu gayet başarılı bir biçimde çalıştırıyor.
Efendim hukuk hızlı işlemiyor, adalet geç tecelli ediyor diyenlere en üst perdeden; "ah o FETÖ yok mu, o olmasaydı bu dedikleriniz çoktan olurdu" cevabı geliyor.
On beş yıldır iktidardasınız, ekonomi bir türlü düze çıkmadı, asgari ücret hala yoksulluk sınırının üçte bir miktarında, nasıl olacak bu işler diyenlere; "ah o FETÖ yok mu, o rahat bırakmadı ki işleri düzeltelim" cevabı geliyor.
Efendim, o FETÖ dediğiniz yapıyı on yıl boyunca siz iktidarınıza ortak ettiniz, birçok bakanlığı tamamen onlara teslim ettiniz, sayısız defa sınav sorularını çalmalarına, en stratejik makamlara konmalarına sizler göz yumdunuz, değil mi?
Evet, namaz?niyazlarına aldandık, Allah bizi affetsin, millet bizi affetsin.
Millet olumsuz gidişattan, toplumsal huzursuzluktan, işlerin kesatlığından, ticaretin durgunluğundan şikayetçi, iktidar ise kendisini aldatan PKK'dan, FETÖ'den, ABD'den ve AB'den şikayetçi.
Yönetenler ve yönetilenler olarak hep beraber bir birimizin şikayetlerini dinleyerek günlerimizi tüketiyoruz.
Allah akıbetimizi hayreylesin.
İktidar olmak demek, seksen milyonun kendi arasındaki problemleri çözmektir, aralarında adaleti sağlamak ve hukuku tecelli ettirmektir.
İktidar olmak demek, seksen milyon vatandaşın devletle, hükumetle aralarındaki ihtilafları halletmek, hak edenin hakkını teslim etmek, hak edenin cezasını kesmektir.
İktidar olmak demek, halktan gelen şikayetleri dikkatle dinlemek, itina ile not almak ve ilgili birimlere ileterek problemin çözümünü sağlamaktır.
İktidar olmak demek, halkın vergileri ile ayakta duran yerel yönetimler karşısında halkı ezdirmemek, hizmetlerin adil dağılımını sağlamak, hakların gasp edilmesini önlemek ve "hizmetler öncelikle bize en çok oy veren ilçelerindir" diyen yöneticilerin kulaklarını çekmektir.
İktidar olmak demek, yetişmekte olan genç nüfusa hem eğitim imkanları hem de istihdam alanları sağlamaktır.
İktidar olmak demek, toprakla?tarımla ve hayvancılıkla uğraşan nüfusun önündeki tüm engelleri kaldırıp onların rahat üretim yapmalarını ve ürünleri rahat satmalarını sağlamaktır.
İktidar olmak demek, hayatın tüm alanları ile ilgili, tüm meslek ve iş kolları ile ilgili kendisine şikayete gelen vatandaşa, şikayet seminerleri vermek değildir.
İktidar olmak demek, şikayetleri dinlemektir yoksa gelenlere şikayet dinletmek değildir.
On altıncı yılını devam ettiren mevcut iktidara bu pencereden baktığımızda görüyoruz ki, topu taca atmada oldukça mahir, oldukça başarılı.
Zaten alt birimlere, alt kurumlara ihtiyaç kalmadan hem iktidar partisinin Genel Başkanı hem de ülkenin Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan, bu şikayet kurumunu gayet başarılı bir biçimde çalıştırıyor.
Efendim hukuk hızlı işlemiyor, adalet geç tecelli ediyor diyenlere en üst perdeden; "ah o FETÖ yok mu, o olmasaydı bu dedikleriniz çoktan olurdu" cevabı geliyor.
On beş yıldır iktidardasınız, ekonomi bir türlü düze çıkmadı, asgari ücret hala yoksulluk sınırının üçte bir miktarında, nasıl olacak bu işler diyenlere; "ah o FETÖ yok mu, o rahat bırakmadı ki işleri düzeltelim" cevabı geliyor.
Efendim, o FETÖ dediğiniz yapıyı on yıl boyunca siz iktidarınıza ortak ettiniz, birçok bakanlığı tamamen onlara teslim ettiniz, sayısız defa sınav sorularını çalmalarına, en stratejik makamlara konmalarına sizler göz yumdunuz, değil mi?
Evet, namaz?niyazlarına aldandık, Allah bizi affetsin, millet bizi affetsin.
Millet olumsuz gidişattan, toplumsal huzursuzluktan, işlerin kesatlığından, ticaretin durgunluğundan şikayetçi, iktidar ise kendisini aldatan PKK'dan, FETÖ'den, ABD'den ve AB'den şikayetçi.
Yönetenler ve yönetilenler olarak hep beraber bir birimizin şikayetlerini dinleyerek günlerimizi tüketiyoruz.
Allah akıbetimizi hayreylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025