Başın ağrıyor, dişin zonkluyor, karnında binbir çeşit sancı, harman yerinde dolaşır gibi dolaşıyor, sivri sineğin umurunda mı?
Elle tutulur, gözle görülür hastalıkların yanı sıra, zihnini meşgul eden, 'boşa koyduğunuzda dolmayan, doluya koyduğunuzda almayan' cinsinden karmakarışık hesaplar içinde debelenmeniz, sivrisineği çok sevdiği işinden asla caydıramaz.
Sivrisineğin mesleği, tek branşı, gecenin karanlığından istifade ederek çaktırmadan, fazla ortalarda dolaşmadan heybesini, torbasını ve deposunu doldurmaktır.
Her zaman yaptığı gibi, genellikle eklem yerlerine konup o meşhur 'lokal anestezi' metodunu uygulayarak iğnesini ilgili damara sapladığında, siz ağrılarınızla, sancılarınızla ve zihninize tebelleş olan düşüncelerle hemhal olmaya devam ediyorsunuzdur.
Maddi ve manevi sancılarınızdan, elem ve ıstıraplarınızdan fırsat bulup, sivrisinek tarafından kısmi ameliyata tabi tutulan söz konusu vücut bölgenizde acı hissedip, elinizi o tarafa uzattığınızda, kuvvetle muhtemeldir ki, kendi kafasına göre ameliyat yapan davetsiz doktorunuz çoktan yola revan olmuştur.
'Yanlış oldu, orası değil burası acıyordu, iğne şuraya gerekiyordu' demenize ve içten içe sızlanmanıza kulak asmadan, sizin kanınızla doldurduğu torbasını ya da deposunu zor da olsa taşıyarak, sizi seyredebileceği bir bölgeye çoktan yerleşmiştir bile.
Sizin sancınız sivrisineğin umurunda mı?
O heybesini ve torbasını rahatlıkla doldurabileceği bir zamanı ve zemini gözetler, kendi ölçülerine göre 'tam vaktidir' dediği anda boş konar ve dopdolu kalkar.
Bir toplumda, bir ülkede, geniş halk kitlelerinin yoksulluktan ötürü kıvranmalarına aldırmadan onların haklarını gasp eden yolsuzluk uzmanları ile sivrisineğin yaptıkları ne kadar da benziyor değil mi?
Fakir-fukaranın, yetimin-yoksulun, geçim sıkıntısından ötürü uykusuz geceler geçirmelerine hiç aldırmadan 'deveyi hamutuyla götüren' talancılar mı sivri sinekleri taklit ediyorlar yoksa sivrisinekler mi onları taklit ediyor pek bilinmez ama, her ikisinin de acılar ve sancılar üzerine saltanat kurdukları bir gerçektir.
Sizin sancılarınız, ağrı ve ıstıraplarınız, sivrisineği kanınızı emmekten vazgeçiremediği gibi, ülke nüfusunun yüzde doksanının aşırı yoksullaşmış olması, önceki yıllardaki birikimlerini kaybetmiş olması dahi, aç gözlü talancıları ve yolsuzluk uzmanlarını o çok çirkin huylarından vazgeçiremiyor bir türlü.
Sivrisineklerin bu merhametten yoksun eylemlerine ve insan kanı emmelerine karşı çeşitli ilaçlar ve ilaçlamalar biliyoruz da, yine insan kanı, insan emeği, insanın alın terini emen 'insan bozmalarına' karşı bir çare bilen var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025