İnsanı murakabeye ve muhasebeye çağıran ilahî deliller pek manidardır; birlikte okuyalım: "Kıyamet günü doğru teraziler kurarız. Hiç kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Hardal tanesi kadar olsa bile yapılanı ortaya koyarız. Hesapçı olarak biz yeteriz."
"Sonra o gün, herkese kazancı verilir ve hiçkimseye haksızlık yapılmaz.""İçinizde olanı Allah'ın bildiğini bilin de O'ndan çekinin.""Ey inananlar, Allah yolunda yürüdüğünüz vakit, her şeyi iyice anlayın.""Andolsun ki, insanı biz yarattık, nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz." "Herkesin yaptığını gözeten Allah, elinden hiçbir şey gelmeyen putlarla bir olur mu?""Allah'ın herşeyi görmekte olduğunu bilmez mi?" "Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir.""Ey müminler, toptan Allah'a tevbe edin ki, felah bulasınız.""Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler."Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) de şöyle buyurur:"Akıllı, nefsini deneyip hesaba çekerek ölüm ötesi için çalışan, ahmak da nefsini hevasına tâbi kılıp Allah'tan umandır.""İhsan, Allah'ı görüyormuş gibi O'na ibadet etmendir. Şayet sen O'nu görmüyorsan O'nun seni gördüğünde şüphe yoktur."Bütün bu âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, bütün mahlukat üzerindeki ilâhî kudreti ısrarla vurgulamaktadır. Ki kul, hiçbir zaman ve mekan diliminde bu kudretin kontrolü dışında yaşadığını zannetmesin.Aslında bütün kâinatın emrine sunulduğu insanoğlu, kendi içinde en yüce âyetleri barındırmaktadır. Zira insanoğlu, eşref-i mahlukattır. Onun delil ve hikmet cephesi, diğer mahlukatın delil oluşundan daha açık ve daha yücedir. Bu sebeple kul, kendini tanıdığı, kendini yakaladığı, kendini muhasebe edebildiği nispette ilâhî füyûzâta mazhar olur, kul olma yoluna girer. Şüphesiz örnek insanın yetişmesinde de ilk adım, insanın kendisinde başlar.
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
"Sonra o gün, herkese kazancı verilir ve hiçkimseye haksızlık yapılmaz.""İçinizde olanı Allah'ın bildiğini bilin de O'ndan çekinin.""Ey inananlar, Allah yolunda yürüdüğünüz vakit, her şeyi iyice anlayın.""Andolsun ki, insanı biz yarattık, nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz." "Herkesin yaptığını gözeten Allah, elinden hiçbir şey gelmeyen putlarla bir olur mu?""Allah'ın herşeyi görmekte olduğunu bilmez mi?" "Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir.""Ey müminler, toptan Allah'a tevbe edin ki, felah bulasınız.""Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler."Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) de şöyle buyurur:"Akıllı, nefsini deneyip hesaba çekerek ölüm ötesi için çalışan, ahmak da nefsini hevasına tâbi kılıp Allah'tan umandır.""İhsan, Allah'ı görüyormuş gibi O'na ibadet etmendir. Şayet sen O'nu görmüyorsan O'nun seni gördüğünde şüphe yoktur."Bütün bu âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, bütün mahlukat üzerindeki ilâhî kudreti ısrarla vurgulamaktadır. Ki kul, hiçbir zaman ve mekan diliminde bu kudretin kontrolü dışında yaşadığını zannetmesin.Aslında bütün kâinatın emrine sunulduğu insanoğlu, kendi içinde en yüce âyetleri barındırmaktadır. Zira insanoğlu, eşref-i mahlukattır. Onun delil ve hikmet cephesi, diğer mahlukatın delil oluşundan daha açık ve daha yücedir. Bu sebeple kul, kendini tanıdığı, kendini yakaladığı, kendini muhasebe edebildiği nispette ilâhî füyûzâta mazhar olur, kul olma yoluna girer. Şüphesiz örnek insanın yetişmesinde de ilk adım, insanın kendisinde başlar.
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.