Türkiye, geride bıraktığımız haftada 40'ın üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan ağır bir sel felaketi yaşadı. Özellikle Güneydoğu bölgemizi vuran bu sel felaketinde, bölücülük faaliyetlerine kol kanat germekten ve PKK'ya kontör yollamaktan altyapı çalışmalarına vakit bulamayan belediyelerin halk nazarında nasıl iflas ettiklerini görmüş olduk. Bir de, 40'ın üzerinde vatandaşımızın hayatını kaybettiği, onbinlerce vatandaşımızın da evinden-barkından olduğu ve zaten sıkıntı içerisindeki bölge halkının madden iyice çöküntüye uğradığı bu sel felaketinin "abartıldığını" düşünen Başbakan Erdoğan nazarında, bölgeye gittiklerinde yuhalanan siyasi irade iflas etti. İyi günlerinde yanlarında göremedikleri siyasi irade, bu en zor günlerinde de bölge halkının yanında olamadı.Bölücülük ve fitne tohumlarının, maddi yetersizlikler ve ekonomik koşullar üzerinden ekilmeye çalışıldığı Güneydoğu bölgemiz, bu sel felaketinde siyasi iradenin sergilediği tutumla birlikte bir kez daha bölücü odakların kucağına itilmek istendi.Ama bu kez oyun tutmadı ve hatta ters tepti. Bölücü odakların hesapları kendi suratlarına çarptı, kendilerine çanak tutanlar değil, onların oyunlarını bozmaya çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri halkın gönlünü kazandı.Selin vurduğu bölgede siyasi irade ve onun temsilcilerinden kimseyi yanında göremeyen halk, daha ilk andan itibaren kendilerine yardım eli uzatan ve sonuna kadar da o eli indirmeyen Türk Silahlı Kuvvetleri'ne minnettar.Sabah gazetesinden Muharrem Sarıkaya, sel bölgesini ziyaret eden milletvekilleri Mahmut Duyan ve Enver Öktem ile yaptığı telefon görüşmelerinden şu notları aktarıyor:
"Halk askeri alkışlıyor, sivil yöneticilere tepki gösteriyor..." "Halk, felaketin üzerinden üç gün geçmiş, daha yeni gelmiş kaymakam ve sivillere tepki gösteriyor...Olayın yaşandığı yer Cudi Dağı'nın etekleri...Bu sırada yanına gelen birinin sesi duyuluyor: "Allah Tugay komutanından, bir de o binbaşıdan razı olsun. Canımızı kurtardılar..." Anlattığına göre, salı gecesi şiddetli yağmur sele dönüşmeye başlayınca, Silopi'deki 23'üncü Motorize Piyade Tugay Komutanı, Tuğgeneral Satı Bahadır Köse, birliklerini alarma geçirmiş.Emrinde bulunan bütün helikopterleri havalandırmış.Gece görüş dürbünü takmış askerler, helikopterler ile selin etkisi altındaki köylere gidip, gece yarısı mahsur kalan vatandaşları toplamış.Hatta, tuğgeneral çamurlara bata çıka bizzat felaketzedelere yardım etmiş.Felaketin ertesi günü toplama merkezlerine askeri çadırlar kurulmuş, sıcak yemek dağıtımına başlanmış.""Kaymakam'ın yanındayız, çevrede askerden başka yardıma koşan yok..." Ardından, "Adını bilmiyorum ama, bir tuğgeneral çok can kurtarmış" deyip devam ediyor: "Belediyeler çökmüş, sivil örgütler kaybolmuş. Burada herkes, gece gelen felaketten kendilerini helikopterle kurtaran tuğgeneralden efsane gibi söz ediyor..." Sarıkaya'nın aktardıklarını tasavvur etmek zor değil. Zaten sel ile ilgili yerli yabancı ajanslardan geçen neredeyse her fotoğraf karesinde mutlaka bir asker var. Aynı fotoğraf karelerinde askeri araçlar, helikopterler ve güneydoğulu vatandaşlarımızın kendilerine uzatılan bu yardım ve şefkat eline karşı duydukları minnet ve güvenin göze yansımış halini de görebiliyorsunuz. Böyle bir felaketi "abartılı" diyerek küçümseyen ve gerçekten mağdur olmuş insanlara sırtını dönen siyasi iradenin yuhalandığı, kendilerine felaketin ilk dakikalarından itibaren yardım eli uzatan TSK'nın alkışlandığı ve bölücü faaliyetlerden zaman bulamadığı için çöp toplamaktan, altyapıya dair yatırım yapmaktan aciz, felaketin üzerinden bir hafta geçtikten sonra sahaya inip "çizme şovu" yapan bölücü güdümlü yerel yöneticilerin insafına terkedilmiş bir bölgeden bahsediyoruz. Barzani ve Talabani'nin göz diktiği, İsrail ve ABD'nin bölücülük fitnesiyle kaşıdığı, AB'li dostlarımızın da Türkiye'de soluğu ilk aldıkları ve bölücü faaliyetlerine merkez olarak seçtikleri bölgeden, Güneydoğu'dan bahsediyoruz.Siyasi iradenin kendini "ücretli tatile" çıkardığı bir ortamda, askerin memlekete ve memleket insanına bu şekilde sahip çıkması bir yerlere verilen çok önemli bir mesajdır.Sivil- asker kaynaşması mesajının, oldukça kuvvetli bir şekilde, bölücülük odağı haline getirilmeye çalışılan Güneydoğu'dan verilmesinden daha anlamlı ne olabilir ki!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012