Türkiye'nin ağır sorunları ve partiler
Mesela Kıbrıs ve diğer konularda, Meclis içinde, hiçbir ortak fikir ve alternatif üretilemedi. Hatta bu alternatifler kimsenin aklına bile gelmedi. İMF, AB, Türkiye'nin borçları ve borçlanmaların tahribatı, işsizlik, yatırımlar, ithalat - ihracat farkları, bütçe açıkları, finans zorlukları, YÖK meselesi, meslek okulları, İHL' ler, ilköğretim okullarının süresi, sağlık, idari sorunlar, trafik ve daha yüzlerce soruna karşı hiçbir başarılı çalışmaları görülmemektedir. Ülkemizin sorunlarının halli için çare üretemeyenlerden ne hayır gelebilir ki? Tabii ki bunlar alternatif plan ve projeler olmayınca, muhalefetteki konuşmaları hiç bir sonuç vermemektedir. Muhalefet sadece karşısındakine karşı çıkmak veya ona iş yaptırmamak demek değildir. Onun hatalarını görmek, düzeltme yollarını önermek ve yardımcı çareleri bulmak gerekmektedir. Demek ki plan ve projesi olan bir parti mesela, BTP gibi bir düşünce ve alternatif fikirleri olan bir demokratik temsilci, TBMM'ye girmeden ve Türkiye'nin sorunlarını ele almadan bu işler uzun zaman sürüncemede kalacağı anlaşılmaktadır.
Annan Planı'nın 4. ve son şekli
Anan Planı'nın, mesela en az birkaç (9 bin) sayfadan ibaret olduğunu medyamızdan herkesin duymuş ve öğrenmiş olduğunu zannediyoruz! Bu kadar büyük detayları bol olan bu planı, bir iki günde kim okuyabilir, kim öğrenebilir, kim kime nasıl anlatabilir veya hangi konuyu hangi bilgiyle savunabilir ki? Bunları kim nerede nasıl okuyacak, nasıl müzakere edecek, iyi ve kötü taraflarını önce kendisi, sonra da etrafına nasıl anlatacak, daha sonra da karşıdakilerle müzakere yapacak ve doğruyu bulup onu müdafaa edecek? Bu imkansızları acaba en çok üç günde, yani 31 Mart'a kadar nasıl hallettiler! O tarihten sonra her şey sona erecek ve ondan sonra Mr. Annan veya onun yardımcısı De Soto boşlukları dolduracak. Ve bu plan da tatbik edilerek Kıbrıs Türklerinin menfaatini koruyacak! Buna kim inanır?
Anlaşılan Kıbrıs ve Kıbrıs halkının geleceği Rus ruletinden de beter duruma gelmiştir. Kıbrısımız, Annan Planı'ndaki yabancı ellerin yazdığı binlerce sayfanın içindeki kuralların insafına terk edilmektedir. Şimdi söyler misiniz, bu davranışlar gaflet midir, bilgisizlik midir, yoksa bizim bilmediğimiz başka bir husus mudur? Kıbrıs davasının çözümü müdür?
Yoksa başka nedir, nedir? Büyük dış baskılar karşısında çaresiz kalış mıdır? Allah aşkına bunu bize de söyleyin?
Mesela Kıbrıs ve diğer konularda, Meclis içinde, hiçbir ortak fikir ve alternatif üretilemedi. Hatta bu alternatifler kimsenin aklına bile gelmedi. İMF, AB, Türkiye'nin borçları ve borçlanmaların tahribatı, işsizlik, yatırımlar, ithalat - ihracat farkları, bütçe açıkları, finans zorlukları, YÖK meselesi, meslek okulları, İHL' ler, ilköğretim okullarının süresi, sağlık, idari sorunlar, trafik ve daha yüzlerce soruna karşı hiçbir başarılı çalışmaları görülmemektedir. Ülkemizin sorunlarının halli için çare üretemeyenlerden ne hayır gelebilir ki? Tabii ki bunlar alternatif plan ve projeler olmayınca, muhalefetteki konuşmaları hiç bir sonuç vermemektedir. Muhalefet sadece karşısındakine karşı çıkmak veya ona iş yaptırmamak demek değildir. Onun hatalarını görmek, düzeltme yollarını önermek ve yardımcı çareleri bulmak gerekmektedir. Demek ki plan ve projesi olan bir parti mesela, BTP gibi bir düşünce ve alternatif fikirleri olan bir demokratik temsilci, TBMM'ye girmeden ve Türkiye'nin sorunlarını ele almadan bu işler uzun zaman sürüncemede kalacağı anlaşılmaktadır.
Annan Planı'nın 4. ve son şekli
Anan Planı'nın, mesela en az birkaç (9 bin) sayfadan ibaret olduğunu medyamızdan herkesin duymuş ve öğrenmiş olduğunu zannediyoruz! Bu kadar büyük detayları bol olan bu planı, bir iki günde kim okuyabilir, kim öğrenebilir, kim kime nasıl anlatabilir veya hangi konuyu hangi bilgiyle savunabilir ki? Bunları kim nerede nasıl okuyacak, nasıl müzakere edecek, iyi ve kötü taraflarını önce kendisi, sonra da etrafına nasıl anlatacak, daha sonra da karşıdakilerle müzakere yapacak ve doğruyu bulup onu müdafaa edecek? Bu imkansızları acaba en çok üç günde, yani 31 Mart'a kadar nasıl hallettiler! O tarihten sonra her şey sona erecek ve ondan sonra Mr. Annan veya onun yardımcısı De Soto boşlukları dolduracak. Ve bu plan da tatbik edilerek Kıbrıs Türklerinin menfaatini koruyacak! Buna kim inanır?
Anlaşılan Kıbrıs ve Kıbrıs halkının geleceği Rus ruletinden de beter duruma gelmiştir. Kıbrısımız, Annan Planı'ndaki yabancı ellerin yazdığı binlerce sayfanın içindeki kuralların insafına terk edilmektedir. Şimdi söyler misiniz, bu davranışlar gaflet midir, bilgisizlik midir, yoksa bizim bilmediğimiz başka bir husus mudur? Kıbrıs davasının çözümü müdür?
Yoksa başka nedir, nedir? Büyük dış baskılar karşısında çaresiz kalış mıdır? Allah aşkına bunu bize de söyleyin?
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006