Seçime katılım oranı Esad'ın asıl zaferidir

Emperyalistlerin, insan hakları bekçilerinin, demokrasi havarilerinin vs. dilden düşürmedikleri "halkın iradesi", Suriye'de "ben varım ve liderimin arkasındayım" dedi. Tabi yukarıda saydığım zihniyetler, yani BOP, Arap Baharı sahip ve taşeronları bunu hazmedemedi.Çünkü bunlar için demokrasi ve özgürlük kendi çıkar ve amaçlarının hakim olduğu ortam veya yönetim şekli anlayışı demek. Bu olmayınca diğer kozlarını ortaya sürdüler. Neydi o koz? Seçimler meşru değilmiş, tanımayacaklarmış.İşin garibi ise ülkemizdeki seçimlerde kedileri zan altında bırakan, birçok merkezde seçimleri tekrarlanan, hemen herkesin kafasında soru işaretleri olan bir seçim süreci yaşamış hükümetimizde, bu demokrasi havarileriyle aynı açıklamalarda bulundu.Bir başka gariplik ise topluca "muhalifler" diye adlandırılan, Suriye'deki iç savaşın sebebi olan terör ve siyasi yapılanmalarında, demokrasiden ve bu demokrasi savunucularıyla aynı paralelde açıklama yapmaları ve seçim sonuçlarını meşru saymamalarıydı. Hâlbuki bunlara daha ilk mermiyi sıktıklarında Esad, yapmayın, gelin konuşalım, sandığa gidelim, demiş onlar ise ağalarının emriyle silaha sarılmıştı.Seçim sonuçlarını tanımayan bu teröristler, 3 yıldan fazladır Suriye'de her türlü zulüm ve vahşetin altına imza attılar. Emperyalistlerden aldıkları güçle kimyasal silahlardan, toplu katliam ve tecavüzlere kadar her türlü vahşiliği sergilediler. İnsanları mezheplerine göre bile katlettiler. Utanmadan, sıkılmadan ahlaksızca, şerefsizce kendilerini, İslam ve Müslüman olarak gösterdiler. Seçim günü bile her tarafa hedefsiz bombalamalar yağdırdılar. Her şeye rağmen Suriye halkı sandığa gitti. 15 milyon 845 bin kayıtlı seçmenin olduğu ülkede ve iç savaş ortamında, 11 milyon 634 bin kişi sandığa gitti. Yani katılım oranı % 73.4 ve Esad oyların % 88.7'sini alıp, devlet başkanı seçildi.Esad'ın, sayısal olarak kazanacağını hepimiz biliyorduk. Ama Esad'ın, kazandığının asıl göstergesi, halkın seçime gösterdiği ilgidir. Düşünün bir kere! 3 yıldır her türlü vahşetin yaşandığı ülkede, 4 milyona yakın insan, terör örgütlerinden kaçarak vatanlarını terk etmiş ve bu ülkede 12 milyona yakın insan (% 73.4) sandığa gidiyor ve 'Esad' diyor. Bu demokrasinin ötesinde bir zaferdir. Neden mi? Açıklayayım; benim için önemli değil ama ülkemizde, Mursi'yi, Erdoğan ve iktidarı demokrasi kahramanı yaptı. Bu kahramanlıkta en çok kullandıkları kavram "sandıktı". Mursi, sandıktan çıkmıştı. İyi, güzel. Nasıl çıkmıştı peki? Mısır'da, Mursi'nin seçildiği seçimlere katılım oranı % 46.42 idi. Yani iki kişiden biri sandığa gitmemiş. Ve Mursi, bu orandan kendine sadece % 24.78 oy almıştı. Diğer adaylarda bu orana çok yakın oylar aldılar ve en çok oyu alan iki aday ile 2. tura gidildi. İkinci tura katılım oranı % 51.8 ve bu katılımın % 51.3'ünü alan Mursi başkan seçildi. Şimdi! Mursi demokrasi kahramanı, Esad diktatör! Öyle mi? Bu sonuçları, halkımız nasıl değerlendiriyor? Sosyal medyada en çok tutan yorum; "Üç saatte Şam'a gidip namaz kılacağız, diyenlerin bey namaz oldukları ortaya çıktı" şeklinde. Yani halkımız bakaraları (deve yavrularını) makaraya sarıyor.Hizmette sınır vardır"Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Şabanözü ilçesine yapılan asfalt çalışması an itibari ile durdurulmuştur Asfalt makineleri ve işçileri Ankara'ya dönüş yapacaklar. Bunu Şabanözü hak etti. Bi, 5 yıl artık hizmete susarsınız. Pişmanlık fayda etmez Şabanözü...Şabanözü ilçemizdeki seçimi kaybettik. Şabanözü ilçemize bol hizmetsiz 5 yıl diliyorum. Pişmanlık fayda etmez Şabanözü....!!!"Bu sözleri sarf eden kişi, AKP, Şabanözü Gençlik Kolları İl Başkan Yardımcısı, Seçim İşleri Başkanı Hüseyin Kılıç. Aynı zamanda Çankırı Belediye personeli? O ildeki, ilçedeki insanlarla, aynı havayı soluyan, belki de aynı camilere giden, aynı düğün veya cenazelere katılan kişi. Yazık! Az bir dünyalık kayıp karşılığında insanın, kendini bitirmesi ne kadar acı.