Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda benimsenen kanun tasarısı ile merkezi yönetimde 44 bin 259, kamu iktisadi teşebbüslerinde istihdam edilen 26 bin, mahalli idarelerde istihdam edilen 148 bin 474 olmak üzere toplam 218 bin 733 geçici işçinin, daimi işçi kadrolarına ve sözleşmeli personel pozisyonlarına geçirilerek, yılın tamamında istihdam edilmelerinin sağlanacağı açıklandı."Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü " atasözü aklına geliyor insanın. Başımızdaki mevcut iktidar dört yıl bekledi seçimler öncesi kadro verecekmiş. Bakalım bu kanunun ardından neler gelecek. Bir hesap yapıldığında 218 bin kişi ailesi ile birlikte AKP'ye oy verirse barajı geçeriz diye düşünüyorlar. Bir de belediyelerde çalışan ve bu hükümet döneminde işe giren on binlerce işçi, personel,memur vs tabi bu kişilerin de minnet duygusu ile beraber oy vereceğini hesap edince maksat belli oluyor. Dört yıl süründür son aylarda avans, ikramiye, hediye vs gibi halkın zaaflarını değerlendir ve iktidar olmayı düşün. Bu şekilde % 30 oy almak bir daha bu hükümetin rüyasında göreceği bir vakadır. Gerçek hayata dönecek olursak hayat üç beş aydan ibaret değil. Onun için bu oyunlara aldanmamamız gerekiyor. Farazi konuşacak olursak seçimden önce bize üç cumhuriyet altını jest olarak verildi. Bunu veren x partisi bir de ailemizden birine iş sözü verdi. Biz de iyi niyete dayanarak oy verdik. Ama bu oyla birlikte beş yıl geleceğimizi ipotek altına veriyoruz. Peki oylarımızı neye dayanarak veriyoruz. Kadro yok, proje yok, vizyon yok, memleketteki sorunlardan haberi yok ama laf salatası, milleti kandırma, bol keseden ümit verme ve bunları millete yedirme var. Bundan dolayı millet sıkıntılı. Siyasete ve siyasilere güven kaybı oluşuyor. Sapla saman ayırt edilemiyor."Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz."Bugün siyasilerden bir kaçını ele alalım? Genç Parti emekliye bilmem kaç kat maaş verecekmiş, işsizlere iş bulacakmış vs. Yaptıklarına baktığımızda; milletin elinde avucunda olan paraların imar bankası ile okyanusun dibini boyladığını görüyoruz. Tabi çalışanlar da işsiz kaldı. Peki hangi kafa ile iş ve para vaat ediyorlar. "Mezarımdan taş çalma da Fatiha'nız lazım değil" diye bir söz daha geliyor akla. Millet bu hortumcu zihniyetten kurtulma derdinde ama tam aksi yaşanıyor.AKP'ye bakalım, tabanı yok ki tepesi olsun. Evvel zaman içinde bir araya gelen Milletvekilleri kurmuş. Yani beğenmediğimiz ve değiştirmek istediğimiz vekiller. Düzen aynı düzen olmuş, olan her zamanki gibi ev sahibine, vergi mükellefine, işçiye, memura yani bu millete olmuş.Bu ve bundan önceki iktidarlardan memnun değilsek değiştirmenin tam zamanı. O halde AB'ye karşı, IMF'ye karşı, dinlerarası diyaloga karşı, haçlı zihniyeti ve oyunlarına karşı olan bir oluşum doğru adrestir. Çünkü bu zamana kadar gelen iktidarların istikameti aynıydı. Kendi düşen ağlamaz ya da düştüğü hatadan ders çıkarıp başka bir alternatif arar.BTP ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş'a baktığımızda tarihte ne dediyse yapmış, bu milletin menfaatlerini daima kendi hayatındaki değerlerden üstün tutmuş ve ateşten gömleğin içine girmiş bir lider. Projesi ve sütten çıkmış gibi lekesiz bir kadrosu var. Eski tuğladan yeni bina çıkmayacağına göre bu adres doğru adres. Doğru tek olduğuna göre BTP'yi tek parti seçip tek başına iktidar yapmak hepimiz için gerekli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012