'Savaş, Ukrayna'yı felakete sürüklüyor'
10 yıl aradan sonra 2 günlük resmi ziyaret kapsamında ilk kez Mısır'a dün ayak basan Rusya lideri Vladimir Putin, "Dışardan desteklenen savaş Ukrayna halkını felakete sürüklüyor" dedi
10.02.2015 00:00:00
HABER MERKEZİUkrayna krizinin çözümü adına Batılı liderlerle yoğun bir görüşme trafiğini ardından dün 2 günlük ziyaret kapsamında Mısır'a giden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile başta Suriye olmak üzere Ürdün, Lübnan ve Filistin konularını görüşmek için 10 yıl sonra ilk kez Mısır'a ayak basan Putin, Ukrayna krizinin yalnızca 3 yolla çözülebileceğini savundu: Kiev hükümetinin Donbas temsilcileriyle doğrudan görüşmelerde bulunması, Minsk Anlaşması'na uyması ve ülkeyi içine çeken aşırı milliyetçiliğe bir son vermesi. Donbass'taki durumun normale dönmesi için yerine getirilmesi gereken en önemli koşulun da derhal ateşkes ilan edip Ukrayna'nın doğusundaki 'bu sözde terörle mücadele' operasyonunun bitirilmesi olduğunun altını çizen Putin, Kiev'in Donbass'a ekonomik baskı uygulayıp gündelik hayatı kesintiye uğratmasının gerginliği tırmandırmaktan başka bir işe yaramadığı konusunda uyardı.Ukrayna krizi ABD yüzünden çıktıRusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna krizinin "Soğuk savaş"da zafer kazandıklarını sanan ABD'nin ve müttefiklerinin kendi iradesini empoze etmeye çalıştığının kanıtı olduğunu bildirdi. Putin yaptığı açıklamada, "Ukrayna krizi Rusya yüzünden çıkmadı. Bu kriz soğuk savaşta zafer kazandıklarını sanan ABD ve onun müttefiklerinin kendi iradesini empoze etmeye çalıştığının kanıtıdır" ifadelerini kullandı. NATO'nun doğuya doğru genişlemeyeceğine ilişkin sözlerinin boş laflardan ibaret olduğunu da ifade eden Putin açıklamalarına şu şekilde devam etti: "NATO'nun altyapısının Rusya'nın çıkarlarını görmezden gelerek nasıl Rus sınırlarına daha da yaklaştığını görüyoruz. AB'nin 'Doğu Partnerliği' programı çerçevesinde eski Sovyetler Birliği ülkeleri Rusya'dan koparılmaya ve Rusya ile Avrupa arasında seçim yapmaya zorlandılar. Tüm bu olumsuz eğilimin sonucu olarak Ukrayna krizi doğdu. Biz birçok kez ABD'yi ve onun batılı ortaklarını Ukrayna'nın iç işlerine karışmalarının kötü sonuçları hakkında uyarmıştık. Fakat bizi dinlemediler. Hatırlayacağımız üzere, geçen sene Şubat ayında ABD ve bazı AB ülkeleri Kiev'de hükümetin el değiştirmesini desteklemişlerdi. Silah zoruyla hükümeti ele geçirenler ülkeyi bölünmenin eşiğine getirdiler ve kardeşi kardeşe düşman ettiler. Dışardan desteklenen savaş Ukrayna halkını felakete sürüklüyor."Ukrayna'da barış planının ayrıntıları ortaya çıktıRusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ile birlikte Minsk'te 11 Şubat'ta yapılması planlanan dörtlü zirvede ele alınacak barış anlaşması ile ilgili ayrıntılar da ortaya çıkmaya başladı. Yeni anlaşmada silahlardan arındırılmış bölge ve doğu Ukrayna'ya daha fazla özerklik verilmesi ele alınıyor. Buna göre Ukrayna ordusu ile ayrılıkçı milis güçlerin kontrolünde yer alan Donbas arasında 50-70 kilometre genişliğinde silahlardan arındırılmış bir bölge oluşturulacak. Bir diğer madde ise Rusya'nın Donbas ve Kiev arasında sağlanacak anlaşmalara garantör olacağı. Nükleer savaş bile çıkabilirÖte yandan Rusya Savunma ve Dış Politika Konseyi Başkanı Sergey Karaganov, "Bugünkü gidişatın, nükleer çatışma riskini 1960-1970'li yıllara göre daha yüksek kıldığını düşünüyorum" açıklamasında bulundu. Katıldığı TV programında gelişmeleri değerlendiren Karaganov şunları söyledi: "Ukrayna konusunda çok uzun süre anlaşma umudu taşyarak hata yaptık. Ukrayna ile anlaşmak mümkün değil, çünkü orada devlet eliti yok. Asıl amacımız, Rusya'nın kendini güvende hissedeceği bir durumun Avrupa'da sağlanması. 1990'lı yıllarda NATO'nun genişlemesinin önüne geçemediğimiz için herhalde biz de bugünkü durumdan sorumluyuz. NATO, bugün Ukrayna'daki savaşın içine girmeye hazır değil. NATO, Yugoslavya ve Libya gibi güçsüz devletlere saldıran bir organizasyon. Ukrayna NATO'ya dahil olabilir ve bu, kesinlikle kabul edilemez bir duruma yol açar. 2 bin 250 kilometrelik sınır korunamaz. Avrupa ile ilişkileri yeniden kurmak gerekiyor. Avrupa'ya entegrasyondan artık bahsedilemez. Ama her şeyden önce kendimizi geliştirmemiz gerekiyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.