Beyan Yayınları, edebiyatımıza, özellikle roman dünyamıza Ufuk Onursal'ın, kendi içinde hüzünlü bir öyküyü barındıran "Samanyolu'na Göç" isimli eserini kazandırdı. Böylece yayın mevsiminin sonlarına yaklaştığımız bu günlerde, yıl içinde çok iyi örneklerine rastladığımız roman çalışmalarına yeni bir örnek daha katılmış oldu.
"Samanyolu'na Göç"ü farklı kılan unsurlardan biri yazarına ilişkin üzücü bir boyut taşıması. Çünkü Samanyolu'na Göç ne yazık ki yazarı tarafından görülmeyecek bir kitap. Ufuk Onursal üzerinde uzun yıllar çalıştığı kitabının yayın hazırlıkları sırasında genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Mart başında kaybettiğimiz yazar maalesef romanının kitaplaşmasını göremedi.
Samanyolu'na Göç'ü farklı kılan bir başka boyut klasik anlamda eğitim görememiş bir yazarın kitabı oluşu. Ufuk Onursal, içinde bulunduğu şartlar nedeniyle ancak ilkokul dördüncü sınıfa kadar okuyabilmiş bir yazar. Buna rağmen kendi çabalarıyla oluşturduğu bilgi birikimiyle edebiyatın en zor alanlarından biri olan roman türünde eserler kaleme almış.
Samanyolu'na Göç, ayrıca edebiyat alanında farklı bir anlatıma sahip olmasıyla da özel bir önem taşıyor. Romanı yayımlanmadan önce okuyup bir sunuş yazma kadirşinaslığını gösteren Prof. Dr. Orhan Okay, Samanyolu'na Göç için şunları yazmış: "Son yılların roman ve hikayeciliğinde, teknikle muhteva arasında bir özellik yoğunlaşmaya yüz tutuyor. Romanın içinde roman yazarı, romanın kendisi, romanının oluşma macerası yer alıyor. Roman, romanın içinde kahramanlardan biri olarak mevcut. Buna galiba kendini yazan roman diyorlar. Yalnız roman değil, aynı durum tiyatro oyunlarında, hatta sinema senaryolarında da var. Demek artık romancının, daha doğrusu romanın iç macerasına sıra gelmiş. Ufuk Onursal'ın eseri, bilgisayarın sanal dünyası ile hayatın gerçeklerini aynı metinler içinde bütünleştirirken bir taraftan da romanın hikayesini veriyor.
Samanyolu'na Göç'te şimdi adına çerçeve roman denilen bir teknikten faydalanılmış. Bu da aslında bizim geleneksel hikayemizin işleniş tarzlarından biri. Başta Mevlana'nın Mesnevi'si olmak üzere gerek halk hikayelerinde gerekse diğerlerinde sık sık rastladığmız, hikaye içinde başka bir hikaye, anlatıcı içinde başka bir anlatıcı, bir zincirin halkaları gibi fakat daha esrarengiz bir şekilde birbirlerine bağlanıyor, sonra tekrar çözülüyorlar.
Samanyolu'na Göç'ün güzel bir dili var. Kahramanların iç mutluluğu zengin, ışıklı ve parıltılı dış dünya tasvirlerine yansıyor. Kainatın fizik yapısı ile mistik bir mutluluk kurulması yer yer zorlayıcı diyaloglara sürüklüyor. Buralarını yazar için nazarlık telakki ettim.
Romanın, sanatın, bilgisayar dünyasının ve yeni bir pastoral senfoninin davetinhe hoş geldiniz."
Beyan Yayınları, rahmetli Ufuk Onursal'ın bu eseriyle hem roman okurlarına hem de yayın sezonunun sonlarına geldiğimiz bu günlerde farklı bir kitap okumak isteyenlere güzel bir fırsat sunuyor.
"Samanyolu'na Göç"ü farklı kılan unsurlardan biri yazarına ilişkin üzücü bir boyut taşıması. Çünkü Samanyolu'na Göç ne yazık ki yazarı tarafından görülmeyecek bir kitap. Ufuk Onursal üzerinde uzun yıllar çalıştığı kitabının yayın hazırlıkları sırasında genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Mart başında kaybettiğimiz yazar maalesef romanının kitaplaşmasını göremedi.
Samanyolu'na Göç'ü farklı kılan bir başka boyut klasik anlamda eğitim görememiş bir yazarın kitabı oluşu. Ufuk Onursal, içinde bulunduğu şartlar nedeniyle ancak ilkokul dördüncü sınıfa kadar okuyabilmiş bir yazar. Buna rağmen kendi çabalarıyla oluşturduğu bilgi birikimiyle edebiyatın en zor alanlarından biri olan roman türünde eserler kaleme almış.
Samanyolu'na Göç, ayrıca edebiyat alanında farklı bir anlatıma sahip olmasıyla da özel bir önem taşıyor. Romanı yayımlanmadan önce okuyup bir sunuş yazma kadirşinaslığını gösteren Prof. Dr. Orhan Okay, Samanyolu'na Göç için şunları yazmış: "Son yılların roman ve hikayeciliğinde, teknikle muhteva arasında bir özellik yoğunlaşmaya yüz tutuyor. Romanın içinde roman yazarı, romanın kendisi, romanının oluşma macerası yer alıyor. Roman, romanın içinde kahramanlardan biri olarak mevcut. Buna galiba kendini yazan roman diyorlar. Yalnız roman değil, aynı durum tiyatro oyunlarında, hatta sinema senaryolarında da var. Demek artık romancının, daha doğrusu romanın iç macerasına sıra gelmiş. Ufuk Onursal'ın eseri, bilgisayarın sanal dünyası ile hayatın gerçeklerini aynı metinler içinde bütünleştirirken bir taraftan da romanın hikayesini veriyor.
Samanyolu'na Göç'te şimdi adına çerçeve roman denilen bir teknikten faydalanılmış. Bu da aslında bizim geleneksel hikayemizin işleniş tarzlarından biri. Başta Mevlana'nın Mesnevi'si olmak üzere gerek halk hikayelerinde gerekse diğerlerinde sık sık rastladığmız, hikaye içinde başka bir hikaye, anlatıcı içinde başka bir anlatıcı, bir zincirin halkaları gibi fakat daha esrarengiz bir şekilde birbirlerine bağlanıyor, sonra tekrar çözülüyorlar.
Samanyolu'na Göç'ün güzel bir dili var. Kahramanların iç mutluluğu zengin, ışıklı ve parıltılı dış dünya tasvirlerine yansıyor. Kainatın fizik yapısı ile mistik bir mutluluk kurulması yer yer zorlayıcı diyaloglara sürüklüyor. Buralarını yazar için nazarlık telakki ettim.
Romanın, sanatın, bilgisayar dünyasının ve yeni bir pastoral senfoninin davetinhe hoş geldiniz."
Beyan Yayınları, rahmetli Ufuk Onursal'ın bu eseriyle hem roman okurlarına hem de yayın sezonunun sonlarına geldiğimiz bu günlerde farklı bir kitap okumak isteyenlere güzel bir fırsat sunuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.