Müslüman Türk halkı zaten, 'ilanihayet-il ömür' -ömrünün sonuna kadar askerlik- nedeniyle hem ticaret hayatından hem de tarımdan uzak kalmışlardır. Önceki yazımızda ifade ettiğimiz üzere, bu adaletsizlik o kadar vahim durumlara ulaşmıştı ki, Türk nüfusunun varlığı tehlike altına girmiştir.
Türkler içinde yaşlılar ve kadınlar tarım yapsa dahi ürettiği malı satacak genç ve birikimli insanı yoktu. Bu nedenle pazara dönük tarımın içinde olmadılar. Ayrıca Osmanlı'da Anadolu'da faaliyet gösteren binlerce azınlık okulu vardı. Azınlıkların eğitim düzeyi Türkler ile kıyaslanmayacak derecede yüksekti. Türklerde okuma yazma oranı %3, %4 ile ifade edilirken ortama bir azınlık genci 3 dil bilmekteydi. Bu konuyu ayrıca işleyeceğiz.
Bu nedenle Müslüman Türk halkı, kırsal kesimde tahıl ürünleri yetiştirirken azınlıklar pazara dönük sebze, meyve, tütün ve dut türü kârı yüksek ürünleri yetiştiriyordu. Yine oldukça karlı olan ipekçilik tamamen azınlıkların elindeydi.
Türk halkı hem sermayeden yoksun hem de bilgi ve birikimden yoksun olduğu için tarım dışında; hamallık, amelelik, arabacılık, nalbantlık gibi mesleklerle iştigal etmekteydi. Kasaba ve kent merkezlerinde ithal ürünleri satanlar sadece azınlıklardı. Manifatura, hırdavat, kırtasiye gibi dükkânların tamamı başta Ermeniler olmak üzere, Rumlar ve Musevi azınlıkların elindeydi. Kapitülasyonlar nedeniyle büyük çaplı ithalat ve yabancı firmaların mümesillikleri yine sadece azınlıkların elindeydi. Sarraflık, bankacılık, demircilik, eczacılık, kunduracılık, balıkçılık, mandıracılık kısaca aklınıza gelen ne kadar zanaat ya da meslek varsa azınlıkların elindeydi.
İşin vahametine dair birkaç rakam verecek olursak; 1912 yılında İstanbul'da kayıtlı 40 tane bankerin 12'si Rum, 12'si Ermeni, 8'i Musevi ve kalanı Levanten olmak üzere hepsi gayrimüslimdi.
1915'te Osmanlı'da 283 fabrika vardı. 149'u İstanbul'da, 61'i İzmir'de 73'ü diğer şehirlerde idi. Fabrikalardaki sermaye dağılımı şöyle; %50'si Rum, %20'si Ermeni, %5'i Musevi, %10 diğer yabancılar, %15'i Müslüman Türk.
283 fabrikada toplam 15.000 işçi çalışmakta idi. Nitelikli işgücü gerektiren sanayideki işgücü dağılımında bile Türkler %15 oranında istihdam edilmekteydi.
Ticari hayatın, emek ve kol gücü isteyen işlerinde Türkler, sermaye ve bol para kazancının olduğu yerlerinde azınlıklar vardı.
Yeri gelmişken ifade ederlim ki bu anlayış Atatürk'ün onca mücadelesine rağmen hala pek değişmediğini görüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Kaz Dağları'ndaki altın madenini çıkarıp kâr etme işini Kanada firmasına veren Türkiye Cumhuriyeti devleti olmuştur. AKP iktidarı döneminde değiştirilen maden kanuna göre devlet payı %2'dir. Ancak toprağı kazımak, taşı toprağı taşımak işi ise Türklere kalmıştır. Firmanın genel müdürü "Türkler taşı toprağı çok iyi taşıdılar. Taşıma işini çok iyi yapıyorlar" dedi. Adam doğru söyledi. Hamallık bizim ata mesleğimiz. Ayrıca para kazandıran işleri gayrimüslimlere verip kol gücü gerektiren işleri yapmak da Osmalı'dan bize kalan miras diyebiliriz.
Neyse konumuza dönelim.
Ticaret ve bankacılık azınlıkların tekelinde idi. Tarım hayatının pazara dönük olan ve kârı olan bölümünde yine azınlıklar vardı. Peki, azınlıklar, bu gücü nereden alıyordu? Bu tablo Türklerin beceriksiz olması, azınlıkların becerikli olmasından mı oluşmuştu?
Kesinlikle hayır.
Bu tablo tamamen Osmanlı'nın kurduğu sistemin Türkler aleyhine, azınlıklar lehine çalışmasının bir sonucudur.
Önümüzdeki hafta; bu toprakların sahibi olan, bu vatan için her türlü fedakârlığı yapan Türk milletinin 3. sınıf insan muamelesi görmesine, azınlıklar karşısında başta ekonomik açından olmak üzere eğitim ve diğer yönlerden zayıflamasına neden olan, azınlıkların ise güçlenmesini sağlayan Osmanlı'daki ekonomi ve ticaret sistemini anlatmaya devam edeceğiz.
Bunları öğrendikçe Yeniden Osmanlı diyenlerin kim olabileceği sorusunu yüksek sesle soracağız.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021