Elinde Kur'an gibi şaşmaz ve sağlam bir pusula olan iki milyarlık kitleye asla yakışmayan bir durum ama, ne yazık ki bugün dünya Müslümanlarının hali aynen böyle.
Rüzgarı kesilmiş, pusulasını kaybetmiş ve dünya okyanusunda rastgele savrulan, rüzgarların ve fırtınaların önünde adeta oyuncağa dönmüş bir yelkenliyi andırıyor.
Ellerindeki sağlam ve şaşmaz pusula mesabesindeki Kur'an on dört asır evvel ikaz etmişti ve bu uyarı ayetini asırlardan beridir ki güzel sesli hafızlar seslendirip duruyorlar ama bu uyarıyı dikkate alan olmamış hiçbir zaman: "Allah'a ve Resulüne itaat edin, sakın birbirinizle ihtilaf etmeyin; sonra korkuya kapılıp za'fa düşersiniz, rüzgârınız (kuvvetiniz) gider. Bir de tam mânasıyla sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."(Enfal:46)
Birbirinizle ihtilaf etmeyin, nizalaşmayın ki rüzgarınız kesilmesin, kuvvetiniz ve devletiniz elden gitmesin ikazı sanki tam tersine çevrilmiş, en açık hükümlerde, en çok bilinen ve sıkça tekrarlanan günlük ibadetlerde bile çok marifetmiş gibi bin bir çeşit ihtilaflar üretilmiş, bir birine aykırı fetvalar verilmiş ve koca koca kitaplarla nesilden nesile aktarılıp durmuş.
Sadece namazın şekli-şemaili hakkında ve bir birine zıt üretilen fetvaların çokluğu ve aralarındaki çelişkiler düşünülürse, asırlar içinde sebep oldukları çatlaklar ve çatlamalar da hatırlanırsa demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Sosyal hayatla ilgili, evlenme-boşanma konularına dair, iktisadi meselelerle ilgili ileri sürülen bir birine taban tabana zıt görüşlerin ümmetin başına türlü türlü dertler açtıklarını söylemeye bile gerek yok.
Bin sene evvel mezhepler ve ekoller arasındaki bir santimlik açı farkları bugünlere gelindiğinde kilometrelerle ifade edilir hale gelmiş ve başlamış kavgalar.
Bin seneden beri, bin beş yüz seneden beri bir türlü bitip-tükenmeyen ihtilaflar, çatışmalar ve çekişmeler…
"Denizlerde dağlar gibi akıp giden gemiler de O'nun kudretinin ve hikmetinin delillerindendir. Eğer O dilerse rüzgârı durdurur, gemiler de denizin üstünde durakalır. Elbette bunda sabrı ve şükrü bol olanlar için alacak ibretler vardır. Yahut işledikleri günahlar sebebiyle o gemileri batırır, günahların birçoğunu da affeder. Böyle yapmasının bir sebebi de, âyetlerimiz hakkında tartışanların kaçacak bir yerleri olmadığını onlara bildirmektir." (Şura:32-35)
İki milyarlık İslam âleminin, dünya okyanusunun tam ortasında, derin deryaların tam sırtında rüzgarsız kalakalan yelkenli gibi olduğunu söylemek çok mu abartılı olur?
Tüm dünyayı derinden sarsan bu arada uykudaki İslam alemini de bir miktar uyandırmışa benzeyen Afganistan olayını derinlemesine, enine-boyuna inceleyip ibret almanın tam zamanı.
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025