Rusya Dışişleri Bakanı Tereççonka'nın 19 Mayıs 1917 tarihli demeçlerinde, devrimcilerin ısrarla üzerinde durdukları KATMASIZ VE ÖDENEKSİZ BARIŞ İLKESİ düşüncesi ile ilgili olarak takip edeceği dış siyasayı şu cümleleri ile belirleyen: Antlaşmaları hemen yayınlamak, bağlaşıklarla olan ilişkileri koparmaya ve Rusya'yı yalnızlığa bırakmaya yarar gibi bir değerlendirmede bulunur. Dışişleri Bakanı bu sözleri ile Katmasız ve Ödeneksiz Barış ilkesi Emperyalist siyasayı kabul etmeyen bir düşüncedir.. Ama Bağlaşığımız İngiltere-Fransa-İtalya emperyalisttirler. Bu nedenle bağlaşıklarımız bizden ayrılabilir ve yalnız kalırız. Bu durum ülkemiz çıkarlarına tamamen aykırıdır. Çünkü yalnız kalmak düşmanlarımızla ayrı barış demektir. Bu ayrı barış Rusya'nın çıkarlarına ise aykırıdır düşüncesini ifade ediyor. Tereççenko demecindeki bu düşüncenin Zaralarından ülkesini korumak için demecinde şu düşünceyi ileri sürüyor: Bütün gücümü bağlaşıklar arasında yakınlaşmayı, kardeşlik anlayışı ve anlaşmayı çabuklaştırmak uğrunda kullanacağım. O bu düşüncesi ile bağlaşıkları ile kardeşlik duyguları içerisinde karşılıklı yardımlaşma ile savaşmayı amaçlamaktadır. İngiltere, Tereççenko'nun bu demeçlerine 24 Mayıs 1917 günü şöyle bir karşılık verir: İngiliz Hükümeti bu karşılığında Rusya'ya eskiden olduğu gibi İstanbul ve Boğaz'lardan hiç bahsetmez. Çünkü Devrimcilerin Katmasız ve Ödeneksiz Barış ilkesi düşüncesinden dolayı eskisi gibi güvenememektedir. Rusya'ya karşı attığı adımların hepsini de hesaplayarak atmaktadır. Bunun içinde güven duyamadığı bir devlet anlayışına altın tabak içerisinde Boğaz'ları Rusya'ya veremezdi. O zaman Doğu Akdeniz'de ki çıkarları daha büyük bir tehlike altına girerdi. 26 Nisan 1916 tarihli Osmanlı Asya'sının paylaşımı ile ilgili Anlaşma gereğince Doğu Anadolu'dan Ermenistan sormu ile bahsederek kendi bölgesi ile Rusya arasında tampon bir Ermenistan'ı düşünmektedir. Hâlbuki Doğu Anadolu'yu işgal eden Rus Ordusu batıda Harşit Çayı, Erzincan hattından güneyde de Muş Ovasından daha çekilmemişti. İngiliz Kuvvetlerinin işgali ve denetimi altında bulunan Irak-Arabistan-Mısır-Filistin topraklarına egemenliğinin devamı için Manda siyaseti uygulayarak bu bölgeleri Alman ve Osmanlı ortak sömürüsünden korumak istediğin bildirir. Kısacası emperyalist siyasasını manda, himaye ve koruma düşünceleri ile gizlemeye çalışmaktadır. Bu davranışı ilende tarih boyunca İngilizlerin bütün sömürgelerinde uyguladığı tatlı su kurnazlığının ifadesidir. Çünkü çıkarı olmayan bir yerde İngiltere yoktur. Fransa Hükümeti de 26 Mayıs 1917 tarihinde Tereççenko'nun demecine şu karşılığı verir: Hür Rusya'nın başka Uluslara tahakküm etmeme isteği yerindedir. Lehistan'ın, Ermenistan'ın, Arapların, Alman sömürgeleri halkının, Fransa'nın, Alman işgali altında bulunan kısımlarının, Belçika'nın, Sırbistan'ın, Karadağ'ın kurtarılması ve zarara ziyanlarının ödenmesi gerekir. Avrupa ve Asya'da var olan savaş sebeplerini ortadan kaldıracak bir düzenin kurulması için çalışılmalıdır. Yani Fransa, Birinci Genel Savaşta Alman orduları tarafından işgal edilmiş olan bütün toprakların ve Osmanlı Egemenliği altında bulunan toprakları da Alman - Türk sömürüsünde kurtarılması için yeni bir dünya düzeninin kurulmasını istemektedir. Çünkü Fransa'ya göre Alman'lar ve Türkler uygar insanlar değildirler. Ancak kendi egemenliklerini kabul etmiş ve sömürülen ülkeler zamanla uygarlaşacaklardır. Rusya'nın Londra Büyük Elçisi NABOKOF 3 Haziran 1917 günü Dışişleri Bakanı Terççenkof'a bir tel çekerek şu bilgileri verir:""İngiltere Hükümetinin, Rus ülkülerini anlamaya başladığını ve savaş amaçları üzerinde bağlaşıklarla konuşulması gerektiğini önerir" Bakan Tereççenko ona 6 Haziran 1917 günü Nobokof'a şu karşılığı verir: İngiltere'nin savaş amaçlarının gözden geçirilmesine ilke bakımından razı olmasına rağmen bu sırada bağlaşıklarımızla hemen görüşmelere konmamız çıkarlarımıza uymaz. Bunun vakti,, geçici hükümetin cephe durumunu düzeltmek için yaptığı çabaların kuvvetle umduğu gibi başarılı olmasından sonra gelecektir. Çünkü Tereççenko, görüşmeler başladığı anda devrimcilerin yeniden ayaklanma çıkararak hükümetin yıkılabileceğinden çekinmektedir. Eğer ordu parlak bir askeri başarı elde ederse çevrede uyandıracağı heyecanla başarıya ulaşabileceğini görmektedir. Ne yazık ki Rus Ordusunun 1 Temmuzda aldığı ağır mağlubiyet, yeni hükümetin parlak hayallerini yok eder.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011