Rusya'nın dünya politikasında belirgin bir değişiklik gözlemlenmektedir.Putin ve kadrosu iktidar koltuğuna oturana kadar ABD'nin önüne koyduğu yemlerin farkına varamayan Rusya, Putin iktidarıyla beraber bir uyanışa geçti ve arayışa yöneldi.Putin öncesi, ABD, ortaya koyduğu kirli propagandalarla birlikte bir taraftan Rusya'yı sertlik yanlısı, Türk ve İslam düşmanı, küresel terörizmi destekleyen ülke olara dünyaya ve İslam coğrafyasına lanse ederken, diğer taraftan da İslam ülkelerini Rusya için bir tehdit olması planı üzerinde durarak Rusya'nın İslam coğrafyasıyla oyalanmasını sağlamıştı.Putin'in danışmanları, 2005 yılında Milli Ekonomi Modeli ve bu modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'la tanışınca iki önemli gerçeğin farkına vardılar:Birincisi, IMF'nin, Dünya Bankası'nın ve de bunların arkasındaki küresel iradelerin akıllarına ihtiyaç duyulmadığını, milli kaynaklarla, milli parayla ekonomik bir hamle yapılabileceğini, Milli Ekonomi Modeli'nde aradıkları her türlü çözümün bulunduğunu fark ettiler. Ve o gün bugündür Model'i madde madde uyguluyorlar, hatta kendi ifadeleriyle kanunlaştırıyorlar.İkincisi ise, kendilerine çıkış yolu gösteren modelin sahibi Müslüman bir Türk bilim adamı? Bu da Rus yöneticilere, ABD'nin sürekli pompalamaya çalıştığı İslam ve Türk imajının yanlış olduğunu açıkça gösterdi. Prof. Dr. Haydar Baş'ın şahsında Müslüman Türk'ün terörist olamayacağına, bırakın insanlara, karıncaya bile zarar veremeyeceğine, dünyanın bütün problemlerini çözebilecek kadar da dahi olduğuna bizzat şahit oldu.Fark ettikleri bu iki gerçekle hem bağımsız bir ekonomik zemine ayaklarını basmış oldular hem de, dünya politikalarında ciddi bir revizyona gittiler.Rusya'nın Suriye politikasında bu değişikliği açıkça görmekteyiz. Prof. Dr. Baş'ın dünkü yazısında da ifade ettiği gibi, "Suriye konusunda gösterdiği barışçıl ve halkları kucaklayan tutumu ile Rusya bugün beklenen dünya liderliğine oturmuştur."Daha önce yazdığımız yazılarda, Rusya'nın Suriye konusundaki barışçıl ve insancıl tutumunun ABD'nin ve diğer Batılı ülkelerin sömürüsünden kurtulmak isteyen bütün ülkeler için bir çıkış yolu olacağını ifade etmiştik.Bu sadece İslam ülkeleri için değil, tüm dünya ülkeleri için böyle olacak.Ve beklediğimiz gibi de oldu; Suriye'den sonra ilk adımı Ukrayna attı ve AB ile olan ticaret anlaşmasını tazelemedi. Çünkü AB Ukrayna'ya hiçbir ekonomik, siyasi çözüm sunamamıştı ve Yunanistan örneği Ukrayna'yı AB ile olamayacağı konusunda ikna etmişti.Ukrayna, Rusya ile yakınlaşmaya başlayınca, Batı bloğu elbette ki rahat durmayacaktı ve durmadı da? Ajanlarını devreye koyarak Ukrayna'yı karıştırdılar. Ukrayna'da bugün yaşananlar Rusya'nın değil, AB ve ABD'nin çomak sokması nedeniyledir. Suriye'de olduğu gibi Rusya bunun da üstesinden gelecektir; çünkü Rusya yükselen, AB ise çöken durumdadır.AB'nin korkusu, AB'den umudunu yitirmiş olan bütün üyelerini Rusya'ya kaptırma düşüncesidir. Ve korktuğu başına mutlaka gelecektir. Örneğin, AB'nin hiçbir çözüm sunamadığı 320 bin nüfuslu İzlanda bu hafta AB'ye katılım sürecine resmen son vermeye hazırlanıyor.AB'nin çözüm sunamadığı hatta dışlamaya çalıştığı başta Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi birçok AB üyesi ülke var. Yapılan anketlerde bu ülkelerin AB'den hiçbir umutlarının kalmadığını görüyoruz. Rusya'nın Suriye'de ve Ukrayna'da ortaya koyduğu hukuki ve barışçıl tablo bütün bu ülkelerin dikkatini çekmektedir.Ve Milli Ekonomi Modeli ile ayağa kalkan Rusya, yeni dünya politikasını, "ülkeleri sömürerek kalkınma" değil, "ülkelerle beraber kalkınma" planı üzerine kurmuştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025