2015 yılında aynı anda 10 bin kişinin namaz kılabileceği, kubbe yüksekliği 46 metre, kubbe çapı ise 27 metre olan cami inşa edildi. Altı katlı olarak inşa edilen camide ayrıca yaşlı ve engelliler için altı adet asansör bulunuyor. 78'er metre yüksekliğinde iki minaresi bulunuyor.
Evet, bu cami Moskova'da ibadete açıldı ve açılışı Erdoğan ile Putin beraber yaptı. Filistin Devlet Başkanı da davetliydi. Açılışta Putin şöyle diyordu;
"İslam, Rusya'nın ayrılmaz bir parçasıdır? Müslüman kanaat önderlerinin barışın ve toplumsal anlayışın gelişmesine önemli katkıları oluyor.
Rusya her zaman çok dinli ve çok milletli bir ülke olmuştur. Rusya'nın bu yapısı bizim gücümüzü bir araya getiriyor. Müslüman gençliğin İslam dininin özüne göre yetiştirilmesi gerekir?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'da yaptığı konuşmada Avrupa'yı, zulme destek olmakla, İsrail'i de zulüm yapmakla, itham edip kutsal değerlere saygısızlıkla eleştirmişti.
Aynı anda 760 kişinin namaz kılabileceği, iki minareli, kubbe çapı ve minare yüksekliğini bulamadığım bir diğer camide ABD'nin başkentinde daha geçen hafta açıldı. Gerçi bu cami başkente biraz uzak ıssız bir yer ama olsun uzay araştırmaları merkezi ve ABD istihbarat dairesine yürüme mesafesinde.
Bu açılışın aylar öncesinde yandaş medya öyle bir hava oluşturmuştu ki millet adeta Amerika yeniden keşfediliyor, Amerika İslamlaşıyor heyecanına kapılmıştı.
Üç yıldır beklenen gün geldi ve Erdoğan, ABD'ye uçtu. O da ne! ABD, Erdoğan'a küsmüş. Karşılamadılar bile. Bin bir minnet ile görüşmeyi kabul ettiler. Cami açılışında ise zaten işleri olmazdı. Gelmediler. Sönük geçti açılış.
Benim dikkatimi çeken ise Rusya'daki açılışta bizzat Putin bile İslam ve Müslümanları överken ABD'deki açılışta Erdoğan'ın İslam ve Müslümanların terörist olmadığını anlatma gayretine girmesiydi. Dünya barışı zaten ezber konu başlığı. İsrail'e, AB'ye, ABD'ye dokundurma yürek işi.
Maryland'daki caminin açılışı sönük geçti ama temel atma temeli çok şaşaalı olmuştu. Ey gidi günler ey!
Daha 17-25 Aralık tarihleri "şey haftası" olarak kutlanmıyordu. Zafer Çağlayan, Egemen Bağış bakandı. Bülent Arınç'ın henüz Lavrence olduğu açıklanmamıştı. Gülen'e her istediği de veriliyordu. Erdoğan ise başbakandı. Obama ile görüşmek için aylar öncesinden bir gayret içerisine de girilmiyor, tak ABD'ye gidiyor, şak basın önüne çıkıyordu.
İşte bu kadro 2013 yılında hep beraber (Arınç hariç) temel atmaya gittiler. Temeli attılar. Açılışı B. Hüseyin Obama ile yapacağız müjdesini (!) verdiler.
ABD'ye havalanmadan önce Erdoğan'a, Gülen ile görüşecek misiniz, diye soruluyordu. Erdoğan'da; "Şu anda resmi programımızda böyle bir durum yok ama gökten ne yağar ki yer kabul etmez." Cevabını vermişti.
Artık gökten ne yağdı, yerdekiler ne aldı bilmem ama açılışa katılamayan Arınç aynen şöyle diyordu; "Hocaefendi'yi ziyaret etmek istiyorum, izin verir misiniz, dedim.
Çok memnun oldu. Keşke biz de görüşebilsek, dedi. Selamlarımı sevgilerimi iletin, bir emri olur mu, tavsiyeleri olur mu, öğren dedi.
Karayoluyla dört saat gittim, fevkalade iyi bir görüşme oldu. Hocaefendinin, başbakanın şahsına çok büyük duaları var, kendisine büyük iltifatlarda bulundu, başbakanımızı çok seviyor, hükümetimizi pek takdir ediyor."
Merak ettim Gülen nasıl dua da bulunmuş diye! İlginç bir cümlesine rastladım. Gülen aynen şöyle diyordu;
"Allah bizi de, onları da yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın."
Nasrettin Hoca misali, "ya tutarsa"
Evet, bu cami Moskova'da ibadete açıldı ve açılışı Erdoğan ile Putin beraber yaptı. Filistin Devlet Başkanı da davetliydi. Açılışta Putin şöyle diyordu;
"İslam, Rusya'nın ayrılmaz bir parçasıdır? Müslüman kanaat önderlerinin barışın ve toplumsal anlayışın gelişmesine önemli katkıları oluyor.
Rusya her zaman çok dinli ve çok milletli bir ülke olmuştur. Rusya'nın bu yapısı bizim gücümüzü bir araya getiriyor. Müslüman gençliğin İslam dininin özüne göre yetiştirilmesi gerekir?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'da yaptığı konuşmada Avrupa'yı, zulme destek olmakla, İsrail'i de zulüm yapmakla, itham edip kutsal değerlere saygısızlıkla eleştirmişti.
Aynı anda 760 kişinin namaz kılabileceği, iki minareli, kubbe çapı ve minare yüksekliğini bulamadığım bir diğer camide ABD'nin başkentinde daha geçen hafta açıldı. Gerçi bu cami başkente biraz uzak ıssız bir yer ama olsun uzay araştırmaları merkezi ve ABD istihbarat dairesine yürüme mesafesinde.
Bu açılışın aylar öncesinde yandaş medya öyle bir hava oluşturmuştu ki millet adeta Amerika yeniden keşfediliyor, Amerika İslamlaşıyor heyecanına kapılmıştı.
Üç yıldır beklenen gün geldi ve Erdoğan, ABD'ye uçtu. O da ne! ABD, Erdoğan'a küsmüş. Karşılamadılar bile. Bin bir minnet ile görüşmeyi kabul ettiler. Cami açılışında ise zaten işleri olmazdı. Gelmediler. Sönük geçti açılış.
Benim dikkatimi çeken ise Rusya'daki açılışta bizzat Putin bile İslam ve Müslümanları överken ABD'deki açılışta Erdoğan'ın İslam ve Müslümanların terörist olmadığını anlatma gayretine girmesiydi. Dünya barışı zaten ezber konu başlığı. İsrail'e, AB'ye, ABD'ye dokundurma yürek işi.
Maryland'daki caminin açılışı sönük geçti ama temel atma temeli çok şaşaalı olmuştu. Ey gidi günler ey!
Daha 17-25 Aralık tarihleri "şey haftası" olarak kutlanmıyordu. Zafer Çağlayan, Egemen Bağış bakandı. Bülent Arınç'ın henüz Lavrence olduğu açıklanmamıştı. Gülen'e her istediği de veriliyordu. Erdoğan ise başbakandı. Obama ile görüşmek için aylar öncesinden bir gayret içerisine de girilmiyor, tak ABD'ye gidiyor, şak basın önüne çıkıyordu.
İşte bu kadro 2013 yılında hep beraber (Arınç hariç) temel atmaya gittiler. Temeli attılar. Açılışı B. Hüseyin Obama ile yapacağız müjdesini (!) verdiler.
ABD'ye havalanmadan önce Erdoğan'a, Gülen ile görüşecek misiniz, diye soruluyordu. Erdoğan'da; "Şu anda resmi programımızda böyle bir durum yok ama gökten ne yağar ki yer kabul etmez." Cevabını vermişti.
Artık gökten ne yağdı, yerdekiler ne aldı bilmem ama açılışa katılamayan Arınç aynen şöyle diyordu; "Hocaefendi'yi ziyaret etmek istiyorum, izin verir misiniz, dedim.
Çok memnun oldu. Keşke biz de görüşebilsek, dedi. Selamlarımı sevgilerimi iletin, bir emri olur mu, tavsiyeleri olur mu, öğren dedi.
Karayoluyla dört saat gittim, fevkalade iyi bir görüşme oldu. Hocaefendinin, başbakanın şahsına çok büyük duaları var, kendisine büyük iltifatlarda bulundu, başbakanımızı çok seviyor, hükümetimizi pek takdir ediyor."
Merak ettim Gülen nasıl dua da bulunmuş diye! İlginç bir cümlesine rastladım. Gülen aynen şöyle diyordu;
"Allah bizi de, onları da yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın."
Nasrettin Hoca misali, "ya tutarsa"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025