Şubat 1916 da Osmanlı Askerinin İran'da sıcak savaş içinde olduğunu görüyoruz. Ama İran'la, Osmanlılar arasında her iki devletin de birbirlerinin toprak bütünlüğünü ve Bağımsızlığını korumaya yönelik bir antlaşma yoktur. Peki, Osmanlı askeri oraya niçin ve nasıl gitti, niçin İranlı milislerle birlikte Ruslara savaşıyor. Önce bunu açıklayalım. Rusların 24, 25, 26 tarihlerinde Tahran istikametine askeri bir harekâta girişince, Şah ve ailesinin dışında bazı bakanlar, meclis ve elçiler Kum kentine taşınırlar. Tahran ve Şah Rus baskısı altına girer. Bu olay karşısında Alman hükümeti, 25 Aralık tarihinde Osmanlı hariciyesi vasıtası ile askeri ve siyasi işbirliği önerisinde bulunmak ister. Tahran ve çevresi Rus denetimi altında olduğu için bu girişim gerçekleşemez. Ama Alman Ateşemiliteri Kaniç, (İran'da Alman emperyalizminin geçekleşmesi için ülkeyi karıştıran ateşemiliter) İran Bağımsızlık hareketlerini üstlenen Luristan Valisi Nizam-üs-Saltana ile İranlı'lar adına bir antlaşma imzalar. 26 Aralık 1915.Bu Antlaşmaya göre Nizam-üs-Saltana, Mareşal Von Der Golç'un önerilerini kabul etmiştir. Almanlar, savaşın silah, cephane ve araç gereç ihtiyaçlarını karşılamayı üstlenir. İran askerlerinin yanında Osmanlı ve alman asker ve subayları da savaşacaktır. Savaş bitene kadar Mareşal Van Der Golç İran'ın askeri ve diplomatik kararlarında tek yetkili olacaktır. Böylece Almanya, İran'da Emperyalist düzenini kurmuştur. 7 Ocak 1916 da da Kermanşah'a Iraktaki Golç Paşa'nın komutanı olduğu VI. Ordunun bir birliği Kermanşah'a gelir. Fakat bu Osmanlı birliğinin neden İran'a gelişini Fevzi Bey de bilmiyordu.17 Ocak 1916 da Kengaver Osmanlı ve İranlı milis kuvvetleri tarafından Ruslara karşı yapılan vuruşma neticesinde, onların işgal ve baskısından kurtarılır. Fakat bu zaferle neticelenen başarı Alman yöneticilerle, Nizam-üs-Saltana arasında gerginlik yaratır. Her iki taraf da şikâyetlerini Fevzi Beye bildirirler. 5 Şubat 1916 da Fevzi Bey, 5 Şubat 1916 da Nizam-üs-Saltana'nın şikâyetlerini Bab-ı Ali, ye bir telle bildirir.""Nizam vaatlerin tutulmasını istiyor.(26 Aralık 1915 tarihli antlaşmanın maddelerine göre Almanya'nın üstlendiği sorumluluklar.) . Alman Elçisi Tamamiyet-i mülkiye vaadini gösteriyor. Nizam üç aydır savaşıyoruz, öbür vaatlerinde yerine getirin diyor. Fevzi Bey, Golç Paşanın, sadece antlaşmada İran'ın toprak bütünlüğünü korumayı üstlenmekle görevini yaptığını söylüyor. Ama bu üstlenmeyi yerine getirebilmek için kabullendiği askeri ve mali şartları yerine getirmediğini açıklıyor. Bizim askerimizle ve İranlı milis kuvvetlerle savaştığını açıklıyor.30 Ocak 1916'da, İstanbul Alman Büyükelçisi, Osmanlı hariciyesinden bir nota ile istekte bulunur: "Alman Hükümeti, İran'da ki Elçisini, hem resmi hükümete, hem de Nizam-üs-Saltana'ya şu beyanatta bulundurmakla görevlendirdi: İran'ın, İngiltere ve Rusya'ya karşı savaşa katılması şartı ile Alman Hükümeti muzaffer bir savaştan sonra barış görüşmelerinde bu ülkenin toprak bütünlüğü ile siyasal ve ekonomik bağımsızlığını savunmayı üstlenir."Bu düşüncede olan bir bildirinin veya notanın Osmanlı hükümetince de gönderilmesini ister. Almanya, Golç Paşanın VI. Ordu Komutanı olarak çalışması ile ilgili yönergeyi ve 26 Aralık 1915 tarihli İran antlaşmasını bildirmeyerek, Osmanlı Devletinin yukarıdaki notaya uygun düşüncede bir nota göndermesini istemekteki amacı, Osmanlı askerini İran'daki emperyalist isteklerine göre kullanmak istemesindendir. Ama Fevzi Bey, 6-7 Şubat günlerinde Osmanlı birliğinin ve İranlı Milis birliklerin mağlubiyeti karşısında İran ileri gelenleri, Almanya'nın 26 Aralık tarihli anlaşmaya göre sorumluluklarını yerine getirmemesinden sızlanınca bu antlaşmanın varlığını öğrenir. 8 Şubat 1916 da Bab-ı Aliye çektiği bir telle bu durumu bildirir: "Müteveffa Kont Kaniç 26 Aralık 1915 te Nizam-üs- Saltana ile bir antlaşma yapmış. Eğer Nizam 8000 kişi toplayıp mücadeleye iştirak ederse, Almanya harpten sonra İran'ın İstiklal ve tamamiyet-i mülkiyesini temin edecekmiş."Fakat Almanya sadece parasal yardımda bulunabilmiş, savaş için gereken şartlar yerine getirilmediği için 6-7-8 Şubat günlerinde Ruslar, Savuçbulak-Seldiz bölgelerinde Osmanlı ve İran milis kuvvetleri yenilerek geri çekilirler..Osmanlı birliği geldiği günden beri her gün düşmanla yaptığı vuruşmalarda uğradığı kayıpların yerini taze kuvvetlerle desteklenmediği için geri çekilmiştir. İranlı milis birliklerde de disiplin olmadığı için ve verdikleri kayıplarla güçten düştükleri için Rus saldırıları karşısında direnememişlerdir.Fevzi Bey Bab-ı Ali'ye ayni gün yani 8 Şubat 1916 da ikinci bir tel çekerek İran'daki umutsuzluğu bildirir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011