"AKP Anayasası" paketinin referandumda bir kazaya kurban gitmesinden endişe duyan Sayın Başbakan, 12 eylül ihtilallinde asılan ülkücü bir gencin ölüsünden bile medet umma girişiminde bulunmuştur. 12 Eylülden sonra asılan ülkücü genç Mustafa Pehlivanoğlunun, asılmadan önce ailesine gönderdiği mektubu kendince sansürleyip, biraz dram, biraz da gözyaşı katarak okuması, sonunda da ülkücülerden evet oyu istemesi gerçekten üzerinde durulması gereken bir mevzudur.Sayın Başbakanın duygulanıp ağladığı satırlar şu şekildedir;"Son olarak, abime, yengeme, yeğenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim."Ancak Sayın Başbakanın okumadığı diğer satırlarda da; "Sunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar?" Şeklinde ifadeler mevcuttur.Asılarak ölmüş bir ülkücünün ardından, gözyaşı dökecek kadar merhametli hale gelen Sayın Başbakana bakalım ve soralım; "Başbakan ülkücü müdür, ya da ülkücü harekete bakışı nasıldır?"Hafızalarınızı bir kurcalarsanız, Başbakanın bu fikir mensuplarına sık sık "kafatasçı, ırkçı, eli kanlılar, mafya bozuntuları" gibi ifadeleri kullandığına şahit olunmuştur. Bırakın ülkücüleri, Sayın Başbakan milliyetçiğin her türlüsüne karşı biridir. Duymadık mı kendi söylemlerinden; "biz dinsel milliyetçiliğe de, ırksal milliyetçiliğe de, bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız" diye?Dün bunları söyleyen Sayın Başbakan, şimdi de hayatta olmayan bir ülkücünün mektubundan medet umarak; "MHP tabanı demokratikleşmede yerini alacak ve bu referanduma evet diyecektir" diyor. Bu hareket, milliyetçi tabanı kaydırmaya çalışma faaliyetidir. Sayın Başbakan konjonktürün gereğini çok iyi biliyor ve hangi argümanları nerede ne zaman kullanacağını biliyor. Ya da bildiriliyor! Şimdi "AKP anayasası" zamanıdır! "Evet" çıkması için ne lazımsa yapılır!... Gerekirse arşivlerden ölmüş birilerinin mektubu çıkarılır. Gerekirse biraz gözyaşı katılır. Oyların evete dönüşmesi için her yol mübah... Başkasını bilmem ama ülkücülerin bu ve benzeri oyunlara gelebileceğini aklımın ucundan bile geçirmem? Dikkat edilecek bir nokta şudur: Milletimizin genetik yapısını çok iyi bilenler, ağlama sanatını çokça kullanırlar. Dün birileri ağlaya ağlaya Müslüman milletimizi Vatikan rıhtımına götürdüler. Şimdi de birileri ağlaya ağlaya, milletimizi parçalanmanın eşiğine götürmeye çalışmaktadır.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin tarihî uyarılarına kulak verip, vatanın ve milletin bütünlüğü için yüce Türk milletine düşen, AKP anayasasına "hayır" demektir.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Yetmez mi bu kadar hırs? / 30.12.2024
- Neredeler; ‘Haram lokmalar yiyip dünya benim diyenler?’ / 28.12.2024
- Yalancıların akıbeti! / 27.12.2024
- ‘Faizi kaldıracağız inşallah’ diye yola çıkanlar! / 26.12.2024
- Hüseyin Baş soruyor ‘Türkiye Suriye'de ne kazandı?’ / 25.12.2024
- Suriye’de kim kazandı? / 24.12.2024
- Çukurova Hüseyin Baş’ı bağrına bastı / 18.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024
- Neredeler; ‘Haram lokmalar yiyip dünya benim diyenler?’ / 28.12.2024
- Yalancıların akıbeti! / 27.12.2024
- ‘Faizi kaldıracağız inşallah’ diye yola çıkanlar! / 26.12.2024
- Hüseyin Baş soruyor ‘Türkiye Suriye'de ne kazandı?’ / 25.12.2024
- Suriye’de kim kazandı? / 24.12.2024
- Çukurova Hüseyin Baş’ı bağrına bastı / 18.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024