İslam dünyasının kardeşliğini, Alevi’nin, Sünni’nin, Caferi’nin, Bektaşi’nin bir olduğunu unutanlar Ramazan’da da rahat durmuyorlar…
İbadet ve huzur ayı olan Ramazan’da Malatya’da yine bir Alevi-Sünni gerginliği yaşandı.
Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde yaşayan bir Alevi-Kürt aile ile Ramazan davulcusu arasında çıkan tartışma taşlı sopalı saldırıya dönüştü.
Camları iri taşlarla kırılan ailenin fertleri de ölümle tehdit ediliyorlar.
Linç girişiminin de yaşandığı olaylar, insan hayatını tehlikeye atan boyutu göz ardı edilerek, sadece mala zarar verme çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Bu hal “Alevi vatandaşlarımız insan sayılmıyor mu?” sorusunu akıllara getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde de Yargıtay’dan cemevlerinin ibadet hane olmadığı yönünde bir karar çıktı.
Alevi örgütleri, bu kararı protesto etmeye hazırlanıyor.
Yurdun çeşitli yerlerinde Alevi ailelerin evleri işaretleniyor.
Birileri tıpkı Irak’ta yaptığı gibi Türkiye’de de bu meseleyi diri tutmaya çalışıyor.
Alevi kardeşlerimiz ile ilgili mesele onları yok sayarak; ibadethane özgürlüklerini kısıtlayarak veya onların yaşam hakkını tehdit edenleri görmezden gelerek çözülemez.
Bugüne kadar toplumdan dışlanan Aleviler, günümüzde tam tersine var ama “batıldır” şeklinde bir yaklaşıma maruz kalmıştır.
Sünni’yi hak ve Alevi’yi batıl gösteren zihniyet, ne Hz. Peygamber’in (sav) devr-i saadetlerinde, ne de İslam dininin içinde yer almamaktadır.
Alevi kardeşlerimiz de İslam esaslarını yerine getirmektedir. Öyleyse onlara batıl denemez.
Batı destekli bu oyun maalesef ki işe yaramış, “Sünni hak ve Alevi batıl” olarak bilinmiştir.
Yapılmak istenen İslam adına bir doğrunun tespiti değil; toplumu karıştırmaktır.
Ancak Alevi - Sünni gerginliği bu noktaya sadece Batı desteği ile de gelmiş değildir.
Ülkemizdeki siyaset de bu kardeşlerimize sırtını dönmüştür.
Gelinen noktada sen hem onlara saygı duymayacaksın, batıl diyeceksin, dışlayacaksın; hem de onlardan gelecek tepkileri haksız bulacaksın.
Toplumu kamplara ayıran zihniyet budur.
Bu gerçeğe karşı, Alevi-Sünni kardeştir sloganı milletimize anlatılmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin Ehl-i Beyt külliyatı ile yapmayı başardığı da bu gerçektir.
Sayın Baş’ın Ehl-i Beyt açılımı hem dış destekli bu oyunu bozmakta, hem de ülkemiz içinde birik ve beraberliği tesis etmektedir.
Bu manada Sayın Baş’ın pek çok vasfı var. Ancak ben, Alevi-Sünni kardeşliğine getirdiği bu mükemmel açılım için kendisine “Oyunları bozan lider” demek istiyorum.
Bugün İslam akaidi üzerinden neticeleri siyasi olacak projeler sahnelenmektedir.
Dinimizin kurallarını hiçe sayanların yanında bir tarafı kurtulmuş ve diğerini batıl gösterenlere en iyi cevap Sayın Baş’ın külliyatıdır.
Kimse Ehl-i Beyt’i ve onu sevenleri ve onların yolundan giden Alevi kardeşlerimizi din dışı gösteremez, haklarında batıldır diyemez.
Anayasamızda korunan din ve vicdan hürriyeti de bunu gerektirir.
İbadet ve huzur ayı olan Ramazan’da Malatya’da yine bir Alevi-Sünni gerginliği yaşandı.
Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde yaşayan bir Alevi-Kürt aile ile Ramazan davulcusu arasında çıkan tartışma taşlı sopalı saldırıya dönüştü.
Camları iri taşlarla kırılan ailenin fertleri de ölümle tehdit ediliyorlar.
Linç girişiminin de yaşandığı olaylar, insan hayatını tehlikeye atan boyutu göz ardı edilerek, sadece mala zarar verme çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Bu hal “Alevi vatandaşlarımız insan sayılmıyor mu?” sorusunu akıllara getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde de Yargıtay’dan cemevlerinin ibadet hane olmadığı yönünde bir karar çıktı.
Alevi örgütleri, bu kararı protesto etmeye hazırlanıyor.
Yurdun çeşitli yerlerinde Alevi ailelerin evleri işaretleniyor.
Birileri tıpkı Irak’ta yaptığı gibi Türkiye’de de bu meseleyi diri tutmaya çalışıyor.
Alevi kardeşlerimiz ile ilgili mesele onları yok sayarak; ibadethane özgürlüklerini kısıtlayarak veya onların yaşam hakkını tehdit edenleri görmezden gelerek çözülemez.
Bugüne kadar toplumdan dışlanan Aleviler, günümüzde tam tersine var ama “batıldır” şeklinde bir yaklaşıma maruz kalmıştır.
Sünni’yi hak ve Alevi’yi batıl gösteren zihniyet, ne Hz. Peygamber’in (sav) devr-i saadetlerinde, ne de İslam dininin içinde yer almamaktadır.
Alevi kardeşlerimiz de İslam esaslarını yerine getirmektedir. Öyleyse onlara batıl denemez.
Batı destekli bu oyun maalesef ki işe yaramış, “Sünni hak ve Alevi batıl” olarak bilinmiştir.
Yapılmak istenen İslam adına bir doğrunun tespiti değil; toplumu karıştırmaktır.
Ancak Alevi - Sünni gerginliği bu noktaya sadece Batı desteği ile de gelmiş değildir.
Ülkemizdeki siyaset de bu kardeşlerimize sırtını dönmüştür.
Gelinen noktada sen hem onlara saygı duymayacaksın, batıl diyeceksin, dışlayacaksın; hem de onlardan gelecek tepkileri haksız bulacaksın.
Toplumu kamplara ayıran zihniyet budur.
Bu gerçeğe karşı, Alevi-Sünni kardeştir sloganı milletimize anlatılmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin Ehl-i Beyt külliyatı ile yapmayı başardığı da bu gerçektir.
Sayın Baş’ın Ehl-i Beyt açılımı hem dış destekli bu oyunu bozmakta, hem de ülkemiz içinde birik ve beraberliği tesis etmektedir.
Bu manada Sayın Baş’ın pek çok vasfı var. Ancak ben, Alevi-Sünni kardeşliğine getirdiği bu mükemmel açılım için kendisine “Oyunları bozan lider” demek istiyorum.
Bugün İslam akaidi üzerinden neticeleri siyasi olacak projeler sahnelenmektedir.
Dinimizin kurallarını hiçe sayanların yanında bir tarafı kurtulmuş ve diğerini batıl gösterenlere en iyi cevap Sayın Baş’ın külliyatıdır.
Kimse Ehl-i Beyt’i ve onu sevenleri ve onların yolundan giden Alevi kardeşlerimizi din dışı gösteremez, haklarında batıldır diyemez.
Anayasamızda korunan din ve vicdan hürriyeti de bunu gerektirir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018