Şam bir diyarın ismidir.Hudutları içinde birçok Rahmanî tecellinin vuku bulduğu bir diyar?Yazının tümünü okuduğunuz zaman bu hakikati çok daha müdellel okumuş ve öğrenmiş olacaksınız.Bir önceki yazımızda hangi bölgenin Şam diyarı olduğunu beyan etmiştik. Bizim bugün Şam diye bildiğimiz yer Suriye'nin başkentidir.Oysa onun adı Dimeşk'tir. (Batı dilinde Demascus)Dimeşk, bir rivayete göre "dem/kan" ve "aşk" kelimelerinden oluşmuştur.Bir başka ifadeyle "dem şakke", yani "kan yardı" demektir ki, Habil'in kardeşi Kabil tarafından akıtılan kanının toprağı yarıp akmasını anlatır.Nihayeti bunlar birer rivayet.Peygamber (aleyhissalatü vesselam) Şam'ın bereketli olması için duada bulunmuştur. İbni Ömer'den (Allah O'ndan razı olsun) rivayet edildiğine göre Peygamber (aleyhissalatü vesselam) şöyle buyurdu: "Allah'ım Şam'ı bize bereketli kıl, Allah'ım Yemeni bize bereketli kıl, Allah'ım Şam'ı bize bereketli kıl, Allah'ım Yemeni bize bereketli kıl, Allah'ım Şam'ı bize bereketli kıl, Allah'ım Yemeni bize bereketli kıl", sonra üçüncü veya dördüncü defa tekrar edince Sahabeler dediler ki: Ey Allah'ın Resulü, Irak'ı da bize bereketli kıl dersek olur mu? Allah'ın Resulü (s.a.v.) dedi ki; "Orada depremler, fitneler çok olacak ve Şeytan'ın boynuzu orada ortaya çıkacaktır" (Buharı: 1073, Tirmizi: 3953, Taberani, Mu'cem-ül Kebir'de: 12/384, Metnin lafızları ona aittir).Buradaki bereket, hem dini hem de dünyevi işlerdeki bereketi kapsayan bir berekettir" der.İbn-ü Recep El-Hanbelî der ki; "Bil ki Şam'daki bereket, hem dini hem de dünyevi bereketi kapsar. Bundan dolayıdır ki mukaddes topraklar olarak anılmıştır." (Mecmu'-ül Resail-ü İbn-ü Recep, 3/224).El-İzz bin Abdusselam der ki: "Peygamberin (aleyhissalatü vesselam), önce Şam hakkında bereket duasında bulunması sonra Yemen hakkında bereket duasında bulunması başka bir hadiste Yemen halkını övmüş ise de Şam'ın Yemen'den daha faziletli olduğuna işaret eder. Çünkü başlangıç, en önemli olanla başlar sonrakiyle devam eder." (Terğib-ü Ehl-il İslam fi Sukna-ş Şam, İzz bin Abdusselam, sh:34).Ka'b'dan rivayet edildiğine göre der ki: "Yüce Allah Fırat'tan Mısır'ın Ariş'ine kadar Şam'ı bereketli kılmıştır" (Mecmu'-ül Resail-ü İbn-ü Recep, 8/434).Allah (celle celalüh) kendi kitabında bazı şanı yüce yerlere yemin eder ki bu da o yerlerin büyüklüğüne işaret eder. Zira Allah (celle celalüh) ancak şanı yüce olan bir şeye yemin eder. Örneğin; Allah (celle celalüh) şöyle der: "İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emin beldeye yemin ederim ki?" (Tin:1-3)Hafız İbn-i Kesir der ki: "Bazı âlimler dediler ki; işte bunlar, üç önemli yerlerdir. Yüce Allah bu yerlerin her birinde ululazm ve büyük dinlerin sahiplerinden birer resul ve nebi göndermiştir.Birincisi: Tin ve Zeytun'un yeri: Yüce Allah'ın, Meryem oğlu İsa'ı (aleyhisselam) gönderdiği yer olan Beyt-ül Makdis'tir (Kudüs).İkincisi: Sina dağı Tur'dur; Yüce Allah'ın, İmran'ın oğlu Musa'yla konuştuğu Tur-i Sina'dır.Üçüncüsü: Mekke'dir; Yüce Allah'ın Hz. Muhammed'i (aleyhissalatü vesselam) gönderdiği ve ona sığınan bir kimsenin güvende kalacağı Emin Beldedir" (İbni Kesir Tefsiri, ( 8/434).İbn-ü Recep El-Hanbelî der ki: "İbn-ü Abbas, Mücahid ve diğerlerinin de dediği gibi hiç şüphesiz Kur'an'ın sözleri, yenilen İncir ve Zeytun'a açık bir şekilde işaret ediyor.Lakin bazen Kur'an'ın sözleri, yeryüzündeki Tin ile Zeytun'un bulundukları yerlere işaret eder. Çünkü Tin ve Zeytun, kutsal olan iki yerin yanında bulunduklarından onlardan söz edilmeleri bunun bir kanıtıdır. O iki yer de Tur dağı ve Emin olan belde'dir.Bu yerler, yeryüzünün en kutsal yerleridir. Zira tabi olunan dinler, büyük Peygamberler bu yerlerde ortaya çıkmışlardır. İsrail oğullarından olan peygamberlerin çoğu Şam'da idiler. Şam, Tin ve Zeytunun bulunduğu topraklardır. İsa'nın (aleyhisselam) peygamberliği burada zuhur etmiştir. Yüce Allah'ın Musa (aleyhisselam) ile konuştuğu Tur-i Sina dağı burada bulunmaktadır. Vahyin ilk başladığı yer de Emin beldedir. Bu beldede Hazret-i Muhammed'e (aleyhissalatü vesselam) vahiy inmiştir. İşte bu üç büyük peygamberlik, peygamberliklerin en büyüğü, dinlerin en büyüğüdür.Müfessirlerden bazıları, "Tin ve Zeytun'dan maksat yenilen incir ve zeytindir" demişlerdir. Bu görüşleri, incir ve zeytinin bol bulunduğu yere işaret etmesi açısından doğrudur. Çünkü Şam genellikle incir ve zeytinin bol bulunduğu yerdir.Kim "Tin'ın" Şam olduğunu, "Zeytun'un" da Kudüs Mescidi ve Filistin olduğunu söylerse, Şam'ın ve etrafının genellikle incir, Filistin ve Kudüs'ün zeytin beldesi olması itibariyle söylediği doğrudur.Kim de "Tin" ve "Zeytun'dan" maksat Şam ve Kudüs dağıdır derse bu dağların incir ve zeytin toprakları arasına girdiğinden söylediği doğrudur.Kim de "Tin" ve "Zeytun'dan" maksat Şam'ın Dimeşk Mescidi (Emevi Camii) ve Kudüs Mescididir derse bu iki mescit Şam topraklarının en kutsal ve şanı yüce iki mescidi olmasından dolayı dediği doğru kabul edilir" (Mecmu'-ül Resail-ü İbn-ü Recep, ( 3/253 ).(devam edeceğiz)
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024