Pascal Nouma ve Naomi Şambriyel. Her ikisi de hani şu fıkra misali:
"Tanrının en son yaratırken: Tüh be! Gene mi yaktık" dediği cinsten.
Pascal Nouma ve Naomi Şambriyel'in, kavrulmuş ten ortak özelliği yanında bir başka ortak özellikleri daha var; radikal Hıristiyan olmaları.
Bu kanaate, her ikisinin de göğüs bölgesinde vitrinize edilen "bahçıvan kazması" büyüklüğünde duran haçlarından varmak mümkün.
Bir farkla ki; Şambriyel Naomi giydiği -iç, dış ikisi de bir tane- çamaşıra da işlemiş bu dinî hassasiyetini. Bol haçlı bir bulüzle teşrif ettiler Türkiye'ye.
Bu ülkenin öz evladının kendi öz mülkünde tu-kaka yapıldığı bir asırda, havaalanında zamanında ve mevzuata uygun karşılama yapılmadığı için, bir an geldiği uçağa binip tornistan yapmayı bile düşünmüş.
Sonra da iki kıvırmanın bedeli alacağı -bir rivayete göre- 50 bin doları düşünüp (siz zahmet etmeyin, ben söyleyeyim 70 milyardan biraz fazla) bu kararından vazgeçmiş.
Alanda yaşanılan, o insan olana tiksinti verecek tabloda, caydırma da etkili olmuş tabi.
O tabloyu bir getirin gözlerinizin önüne.
Bir de, Naomi'nin ülkesinden gelen bir gurbetçinin "lisan-i el" ile yaptığı hareketi düşünün.
Paparazzici:
Ne olur bir "kare",
Seyirci:
Dokunayım bir kere,
Organizatör:
Aman düşmesin yere,
Olaydan haberi olmayan:
Elim değdi semere,
Ve bir sürü sürünün sebep olduğu arbede.
Bir millet bu hale nasıl düşer, bilen var mı?
Ben çalar ben oynarım,
Ben ah çeker ağlarım,
Yüreğimi dağlarım.
Ben söyler ben dinlerim,
Ben benimle inlerim.
Şunu kaç kez yazdım.
Topyekün batı dünyası bilinçli olarak ya açıktan ya da ihsas ederek dinlerini, özellikle de İslam alemine bir hava atma unsuru, bir caka satma argümanı olarak kullanmaya başladı.
Tarih boyu dini hep "hedefe varmada en meşru araç" gören Hıristiyan dünyası, her fırsatta "sömürüp geri bıraktığı" dünyaya; "benim sahip olduğum üstünlükler inancımın eseri" demek istiyor ve diyor bile.
Göğsüne "bahçıvan kazması büyüklüğünde" haç takarak, "halkının % 99'u Müslüman" bir ülkeye, ister sahada -Nauma ve benzerleri gibi-, ister sahnede -Naomi ve meslektaşları gibi-, kıvırmaya gelenlerin çok dindar olması gerekmez mi?
Bütün zamanını olmasa da, günün belli kısmını kilisede geçiriyor olması lazım.
Yoksa; "ya olduğun gibi, ya da göründüğün gibi ol" ölçüsü sadece Müslümanlar içindir deyip de çıkacak mıyız işin içinden?
Göğsünde dininin çok anlamlı bir sembolünü taşımasına rağmen attığı gol sonrası eli kontrolden çıkan Pascal Nauma ile yine full aksesuar vücudunu teşhire gelen Naomi Şambriyel böyle de, ya diğerleri?..
Dikkatinizi çekmiyor mu son zamanların Batılı turistleri?
Son umut döviz kaynaklarımız.
İki kulağında, göğsünde, mümkün olsa el ve ayak parmak uçlarına bile haç takan bu insanlar, çok mu dindar acaba?
Almanya'dan gelen arkadaşlara soruyoruz, kiliseler bomboş diyorlar.
İçi örümcek bağlamış bu mabetler Müslümanlara satılıyor.
Alın cami yapın, kurs yapın, burs yapın...
Bizim işimiz var, bizim ülkemiz bizim, bir de din büyüklerimizin yaşadığı rivayet olunan yerler var, biz oralara gidiyoruz deyip de buralara mı geliyorlar?
Bilemeyiz, bilmiyoruz.
Bir şey daha bilmiyoruz; Rahibe aksesuarlı Naomi Şambriyel'in kimleri vaftiz etmeye geldiğini?
Siz biliyor musunuz?
"Tanrının en son yaratırken: Tüh be! Gene mi yaktık" dediği cinsten.
Pascal Nouma ve Naomi Şambriyel'in, kavrulmuş ten ortak özelliği yanında bir başka ortak özellikleri daha var; radikal Hıristiyan olmaları.
Bu kanaate, her ikisinin de göğüs bölgesinde vitrinize edilen "bahçıvan kazması" büyüklüğünde duran haçlarından varmak mümkün.
Bir farkla ki; Şambriyel Naomi giydiği -iç, dış ikisi de bir tane- çamaşıra da işlemiş bu dinî hassasiyetini. Bol haçlı bir bulüzle teşrif ettiler Türkiye'ye.
Bu ülkenin öz evladının kendi öz mülkünde tu-kaka yapıldığı bir asırda, havaalanında zamanında ve mevzuata uygun karşılama yapılmadığı için, bir an geldiği uçağa binip tornistan yapmayı bile düşünmüş.
Sonra da iki kıvırmanın bedeli alacağı -bir rivayete göre- 50 bin doları düşünüp (siz zahmet etmeyin, ben söyleyeyim 70 milyardan biraz fazla) bu kararından vazgeçmiş.
Alanda yaşanılan, o insan olana tiksinti verecek tabloda, caydırma da etkili olmuş tabi.
O tabloyu bir getirin gözlerinizin önüne.
Bir de, Naomi'nin ülkesinden gelen bir gurbetçinin "lisan-i el" ile yaptığı hareketi düşünün.
Paparazzici:
Ne olur bir "kare",
Seyirci:
Dokunayım bir kere,
Organizatör:
Aman düşmesin yere,
Olaydan haberi olmayan:
Elim değdi semere,
Ve bir sürü sürünün sebep olduğu arbede.
Bir millet bu hale nasıl düşer, bilen var mı?
Ben çalar ben oynarım,
Ben ah çeker ağlarım,
Yüreğimi dağlarım.
Ben söyler ben dinlerim,
Ben benimle inlerim.
Şunu kaç kez yazdım.
Topyekün batı dünyası bilinçli olarak ya açıktan ya da ihsas ederek dinlerini, özellikle de İslam alemine bir hava atma unsuru, bir caka satma argümanı olarak kullanmaya başladı.
Tarih boyu dini hep "hedefe varmada en meşru araç" gören Hıristiyan dünyası, her fırsatta "sömürüp geri bıraktığı" dünyaya; "benim sahip olduğum üstünlükler inancımın eseri" demek istiyor ve diyor bile.
Göğsüne "bahçıvan kazması büyüklüğünde" haç takarak, "halkının % 99'u Müslüman" bir ülkeye, ister sahada -Nauma ve benzerleri gibi-, ister sahnede -Naomi ve meslektaşları gibi-, kıvırmaya gelenlerin çok dindar olması gerekmez mi?
Bütün zamanını olmasa da, günün belli kısmını kilisede geçiriyor olması lazım.
Yoksa; "ya olduğun gibi, ya da göründüğün gibi ol" ölçüsü sadece Müslümanlar içindir deyip de çıkacak mıyız işin içinden?
Göğsünde dininin çok anlamlı bir sembolünü taşımasına rağmen attığı gol sonrası eli kontrolden çıkan Pascal Nauma ile yine full aksesuar vücudunu teşhire gelen Naomi Şambriyel böyle de, ya diğerleri?..
Dikkatinizi çekmiyor mu son zamanların Batılı turistleri?
Son umut döviz kaynaklarımız.
İki kulağında, göğsünde, mümkün olsa el ve ayak parmak uçlarına bile haç takan bu insanlar, çok mu dindar acaba?
Almanya'dan gelen arkadaşlara soruyoruz, kiliseler bomboş diyorlar.
İçi örümcek bağlamış bu mabetler Müslümanlara satılıyor.
Alın cami yapın, kurs yapın, burs yapın...
Bizim işimiz var, bizim ülkemiz bizim, bir de din büyüklerimizin yaşadığı rivayet olunan yerler var, biz oralara gidiyoruz deyip de buralara mı geliyorlar?
Bilemeyiz, bilmiyoruz.
Bir şey daha bilmiyoruz; Rahibe aksesuarlı Naomi Şambriyel'in kimleri vaftiz etmeye geldiğini?
Siz biliyor musunuz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024