Türkiye'deki siyasi hayatın yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı günler yaşıyoruz. Atlantik ötesinden planlanan senaryolar hızlı adımlarla ilerliyor.
Sağda ve solda aktörlerin büyük ölçüde belirlendiği gayri milli siyasi senaryolar sahneye konmaya hazır.
Bu çerçevede konulması gereken ve adına "yenilikçiler" denilen eski Fazilet'ten kopan hareketin pusulasını değerlendirmek büyük önem arzediyor.
Pusulanın ilk gösterdiği merkez, ABD'de ziyaret edilen Yahudi lobileriydi. Belli ki Türkiye'deki iktidara giden yolda "icazet"in dışarıdan alınması gerektiğine bunlar da inanmış. Türk Milletinin görüşüne ehemmiyet vermeyen ve kendilerinden öncekilerin yaptığı gibi marşına icazet merkezlerinden basılan bu grubun, bakalım seyri nasıl devam ediyor?
Vatikan'ın, Türkiye'deki bölücü örgütü desteklediği, hatta bölücübaşına İtalya'da kucak açtığı herkesin malumudur.
Yine Vatikan'ın öncülük ettiği ve maksadının Türk toprağını bölmek olduğu bilinen, çağdaş misyonerlik hareketinin çehre değiştirmişi olan ve adına "Dinlerarası Diyolog" denilen çalışmanın hangi boyutlarda olduğunu cümle alem öğrendi. Yeni Mesaj'ın bu konuda ortaya koyduğu misyon, tarihi bir önem arzetmektedir.
"Dinlerarası Diyalog"un Türkiye ayağını yürüten bir vakfın yıllardır Abant'ta ve geçen yıl Şanlıurfa'da kırdığı cevizlerin sayısını unuttuk. İşte bu malum vakfın Abant'taki toplantılarının bu yıl ki gözde konuklarının başında "yenilikçiler" geliyordu.
Anlaşılıyor ki pusula, sadece ABD'deki Yahudi lobilerini değil, aynı zamanda Vatikan'ı da gösteriyormuş. Diyalogçularla elele, kolkola ve kucak kucağa sergilenen manzaranın başka bir yorumu olabilir mi?
"Düzgün sakallı, iyi Kur'an okuyanları" defterinden silenler, adeta Müslümanlıktan tevbe eder hale büründüler.
Dışarının gücünü temsil ettiğini belirttikleri Derviş'ten daha da solda yer alacaklarını ve Derviş'in kendi sağlarında kalabileceğini söyleyenler, aynı zamanda muhafazakarlık iddiasında bulunabiliyorlar.
Gövdeden koparak, fikir ve söylem anaforuna kendini kaptıranlar, rüzgarda savrulan yapraklar gibi her limana demir atmaya çalışıyorlar.
"Kapımız herkese açık" diyerek siyasi yelpazelerine karar kılamayanlar, bazılarının "benim bildiğim herkese açık iki kapı vardır; biri bar, biri de pavyondur, böyle anlayış mı olur" şeklindeki alaylarına muhatap olmaktan kurtulamıyorlar.
Madem kapınız herkese açık, demek ki bu kapıdan şimdiye kadar mandacı, yerli işbirlikçi, misyoner vs. kartvizitlerini taşıyanlar da girmiş ve hatta başköşelerdeki yerlerini almış demektir. Bunun başka bir izah tarzı var mı?
Ya da verdiği başka bir mesaj var mı?
Türkiye'yi batırma noktasına getiren yıllardır uygulanmakta olan liberal ekonomik görüş ve globalleşmeye teslimiyet değil mi?
Liberal ekonomiyi savunarak ve globalleşmenin gereklerini dayatmalarla değil de özümseyerek yapacağız demek teslimiyetçiliğin zirvesi ve mandacılığın benimsenmesi değil de nedir?
Yoksa "liberal ekonominin- kaldığını zannettiğiniz- kaymağından nemalanmak sırası artık bizde" mi demek istiyorsunuz?
Vatikan'ın projelendirdiği "Protestan Müslüman" tipini Türkiye'de ikame etmek isteyen din adamı kimlikli yerli işbirlikçilerin asli vatanlarında hayli rahat günler geçirdiğini biliyoruz.
Şimdi de icazetlerini Atlantik ötesinden alıp, mayalarını da Vatikan'dan tedarik edenler ülkemizde gayri milli siyasi senaryoların aktörlüğüne soyundular.
Sahte aktör elindeki mayayla Türk gölüne yoğurt çalmaya çalışıyor. Türk Milletini ve Türk vatanını tanımaktan aciz olanlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini ifa edenleri de kafakola almak niyetini saklayamıyor.
Bu oyun tutmaz beyler! Kendinize gelin!
Bu büyük Millet, icazeti kendinden alan, kendi mayasıyla yola çıkan ve en önemlisi mili siyasi senaryoları kendinin yazdığı gerçek temsilcilerini sahiplendi, bağrına bastı ve sahne alacağı günü iple çekiyor, sabırsızlıkla bekliyor.
Oyun bozuldu!
Figüranlar inin sahneden!
Sağda ve solda aktörlerin büyük ölçüde belirlendiği gayri milli siyasi senaryolar sahneye konmaya hazır.
Bu çerçevede konulması gereken ve adına "yenilikçiler" denilen eski Fazilet'ten kopan hareketin pusulasını değerlendirmek büyük önem arzediyor.
Pusulanın ilk gösterdiği merkez, ABD'de ziyaret edilen Yahudi lobileriydi. Belli ki Türkiye'deki iktidara giden yolda "icazet"in dışarıdan alınması gerektiğine bunlar da inanmış. Türk Milletinin görüşüne ehemmiyet vermeyen ve kendilerinden öncekilerin yaptığı gibi marşına icazet merkezlerinden basılan bu grubun, bakalım seyri nasıl devam ediyor?
Vatikan'ın, Türkiye'deki bölücü örgütü desteklediği, hatta bölücübaşına İtalya'da kucak açtığı herkesin malumudur.
Yine Vatikan'ın öncülük ettiği ve maksadının Türk toprağını bölmek olduğu bilinen, çağdaş misyonerlik hareketinin çehre değiştirmişi olan ve adına "Dinlerarası Diyolog" denilen çalışmanın hangi boyutlarda olduğunu cümle alem öğrendi. Yeni Mesaj'ın bu konuda ortaya koyduğu misyon, tarihi bir önem arzetmektedir.
"Dinlerarası Diyalog"un Türkiye ayağını yürüten bir vakfın yıllardır Abant'ta ve geçen yıl Şanlıurfa'da kırdığı cevizlerin sayısını unuttuk. İşte bu malum vakfın Abant'taki toplantılarının bu yıl ki gözde konuklarının başında "yenilikçiler" geliyordu.
Anlaşılıyor ki pusula, sadece ABD'deki Yahudi lobilerini değil, aynı zamanda Vatikan'ı da gösteriyormuş. Diyalogçularla elele, kolkola ve kucak kucağa sergilenen manzaranın başka bir yorumu olabilir mi?
"Düzgün sakallı, iyi Kur'an okuyanları" defterinden silenler, adeta Müslümanlıktan tevbe eder hale büründüler.
Dışarının gücünü temsil ettiğini belirttikleri Derviş'ten daha da solda yer alacaklarını ve Derviş'in kendi sağlarında kalabileceğini söyleyenler, aynı zamanda muhafazakarlık iddiasında bulunabiliyorlar.
Gövdeden koparak, fikir ve söylem anaforuna kendini kaptıranlar, rüzgarda savrulan yapraklar gibi her limana demir atmaya çalışıyorlar.
"Kapımız herkese açık" diyerek siyasi yelpazelerine karar kılamayanlar, bazılarının "benim bildiğim herkese açık iki kapı vardır; biri bar, biri de pavyondur, böyle anlayış mı olur" şeklindeki alaylarına muhatap olmaktan kurtulamıyorlar.
Madem kapınız herkese açık, demek ki bu kapıdan şimdiye kadar mandacı, yerli işbirlikçi, misyoner vs. kartvizitlerini taşıyanlar da girmiş ve hatta başköşelerdeki yerlerini almış demektir. Bunun başka bir izah tarzı var mı?
Ya da verdiği başka bir mesaj var mı?
Türkiye'yi batırma noktasına getiren yıllardır uygulanmakta olan liberal ekonomik görüş ve globalleşmeye teslimiyet değil mi?
Liberal ekonomiyi savunarak ve globalleşmenin gereklerini dayatmalarla değil de özümseyerek yapacağız demek teslimiyetçiliğin zirvesi ve mandacılığın benimsenmesi değil de nedir?
Yoksa "liberal ekonominin- kaldığını zannettiğiniz- kaymağından nemalanmak sırası artık bizde" mi demek istiyorsunuz?
Vatikan'ın projelendirdiği "Protestan Müslüman" tipini Türkiye'de ikame etmek isteyen din adamı kimlikli yerli işbirlikçilerin asli vatanlarında hayli rahat günler geçirdiğini biliyoruz.
Şimdi de icazetlerini Atlantik ötesinden alıp, mayalarını da Vatikan'dan tedarik edenler ülkemizde gayri milli siyasi senaryoların aktörlüğüne soyundular.
Sahte aktör elindeki mayayla Türk gölüne yoğurt çalmaya çalışıyor. Türk Milletini ve Türk vatanını tanımaktan aciz olanlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini ifa edenleri de kafakola almak niyetini saklayamıyor.
Bu oyun tutmaz beyler! Kendinize gelin!
Bu büyük Millet, icazeti kendinden alan, kendi mayasıyla yola çıkan ve en önemlisi mili siyasi senaryoları kendinin yazdığı gerçek temsilcilerini sahiplendi, bağrına bastı ve sahne alacağı günü iple çekiyor, sabırsızlıkla bekliyor.
Oyun bozuldu!
Figüranlar inin sahneden!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Nuri Kaplan / diğer yazıları
- Çiller, Ecevit ve Erdoğan / 23.10.2021
- Erdoğan’ın adaylığı kesin mi? / 16.09.2021
- Yüzde 7’lik seçim barajının perde arkası / 09.09.2021
- 30 yaşında / 30.06.2021
- MHP hükümete girse ne olur? / 28.12.2006
- "Sol" CHP'yi sorguluyor - 2 / 22.12.2006
- CHP neden iktidar ol(a)maz? / 14.12.2006
- Tayyip -ABD- İsrail Üçgeni / 31.07.2001
- "BAŞ" pehlivan geliyor / 25.07.2001
- Pusula, maya ve figüran / 17.07.2001
- Erdoğan’ın adaylığı kesin mi? / 16.09.2021
- Yüzde 7’lik seçim barajının perde arkası / 09.09.2021
- 30 yaşında / 30.06.2021
- MHP hükümete girse ne olur? / 28.12.2006
- "Sol" CHP'yi sorguluyor - 2 / 22.12.2006
- CHP neden iktidar ol(a)maz? / 14.12.2006
- Tayyip -ABD- İsrail Üçgeni / 31.07.2001
- "BAŞ" pehlivan geliyor / 25.07.2001
- Pusula, maya ve figüran / 17.07.2001