Türkiye'de ilk olarak 1978 yılında Muhsin Ertuğrul'un kaleme aldığı ve 24 yıldan bu yana her yıl bir tiyatro adamının hazırladığı 27 Mart Dünya Tiyatro Günü bildirisi, bu yıl yayınlanmayacak
Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (ITI) Türkiye Merkezi Başkanı Refik Erduran, her yıl 27 Mart'ta perdeler açılmadan önce okunan bildiriyi, bu yıl ilgili kuruluşları protesto etmek amacıyla hazırlamayacaklarını bildirdi. Sadece bildiriyi hazırlamama gerekçelerinin yer aldığı bir duyuruyu, tiyatrolara göndereceklerini anlatan Erduran, bunun tiyatrolarda oyunlardan önce okunup okunmamasının kendi takdirleri olduğunu söyledi.
Her yıl 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla tiyatro alanında faaliyet gösteren bir kişinin yazdığı mesajı kamuoyuna sunduklarını hatırlatan Erduran, bu yılki protestonun gerekçelerini şöyle açıkladı:
"Kültür ve Maliye bakanlıkları Türk tiyatrosunun gelişip dünyaya açılması için katkılar sağlamakla görevli merkezimize karşı yasal yükümlülüklerini yıllardan beri yerine getirmiyor. Bakanlar Kurulu kararında öngörülmesine rağmen, Genel bütçeden kuruluşumuza bir lira bile verilmiyor. İşler kişisel katkılarla yürütülüyor. Uluslararası yükümlülüklerimizi bu yoldan yerine getirme olanağı artık kalmadı.
Medya tiyatroya karşı çok ilgisiz. Medya kuruluşlarımız magazin ucuzlukları dışında sahne sanatlarına hiç ilgi göstermiyorlar.
Tiyatrolarımız da seyircimizle yoğun heyecan ve bilinç bağları kuracak özgün ürünleri yaratma çabasından uzak kalmayı sürdürmekteler.
Bu ortamda bu yıl herhangi bir kutlama gösterisine katkıda bulunmak istemiyor, mesaj yazımını bir sanatçımızdan rica etmek yerine ilgililere kendi adımıza sesleniyoruz."
Kamuoyu da ilgisizKamuoyunun da bütünüyle tiyatroya boşvermiş göründüğünü ifade eden Erduran, "Bu bir toplumsal yozlaşma belirtisidir. Seyirciyi tiyatroya yöneltecek gazeteler ve televizyon kanalları bir çeşit kültür körlüğü içindeler" dedi. Türk toplumunda son yıllarda görülen "kişilik erozyonunu" gidermede tiyatronun büyük rolü olabileceğine işaret eden Erduran, devlet, özel ve şehir tiyatrolarının bu gerçekten hareketle "tiyatrolarla Türk tiyatro yazarlarının işbirliği yapması gereğini" göz ardı ettiklerini söyledi. "Repertuvarlar yamalı bohça gibi" diyen Erduran, "Türk tiyatrosunun ancak Türk malzemesiyle gelişebileceği, eğer bugünkü Türk oyun yazarları beğenilmiyorsa yenilerinin yetişmesi için gerekli zeminin hazırlanması gerektiği de unutulmuş görünüyor" diye konuştu.
DT: Alternatif bildirimiz yokDevlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde perdeler açılmadan okunan bildirinin, her yıl ITI Türkiye Merkezi tarafından görevlendirilen bir tiyatro adamı tarafından kaleme alındığını hatırlattı. Bu yıl bildiriyle ilgili henüz kendilerine bir bilgi ulaşmadığını ifade eden Bilgin, "Eğer ITI Türkiye Merkezi hazırlamazsa, bizim yayınlayacağımız alternatif bir bildirimiz yok" dedi.
Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (ITI) Türkiye Merkezi Başkanı Refik Erduran, her yıl 27 Mart'ta perdeler açılmadan önce okunan bildiriyi, bu yıl ilgili kuruluşları protesto etmek amacıyla hazırlamayacaklarını bildirdi. Sadece bildiriyi hazırlamama gerekçelerinin yer aldığı bir duyuruyu, tiyatrolara göndereceklerini anlatan Erduran, bunun tiyatrolarda oyunlardan önce okunup okunmamasının kendi takdirleri olduğunu söyledi.
Her yıl 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla tiyatro alanında faaliyet gösteren bir kişinin yazdığı mesajı kamuoyuna sunduklarını hatırlatan Erduran, bu yılki protestonun gerekçelerini şöyle açıkladı:
"Kültür ve Maliye bakanlıkları Türk tiyatrosunun gelişip dünyaya açılması için katkılar sağlamakla görevli merkezimize karşı yasal yükümlülüklerini yıllardan beri yerine getirmiyor. Bakanlar Kurulu kararında öngörülmesine rağmen, Genel bütçeden kuruluşumuza bir lira bile verilmiyor. İşler kişisel katkılarla yürütülüyor. Uluslararası yükümlülüklerimizi bu yoldan yerine getirme olanağı artık kalmadı.
Medya tiyatroya karşı çok ilgisiz. Medya kuruluşlarımız magazin ucuzlukları dışında sahne sanatlarına hiç ilgi göstermiyorlar.
Tiyatrolarımız da seyircimizle yoğun heyecan ve bilinç bağları kuracak özgün ürünleri yaratma çabasından uzak kalmayı sürdürmekteler.
Bu ortamda bu yıl herhangi bir kutlama gösterisine katkıda bulunmak istemiyor, mesaj yazımını bir sanatçımızdan rica etmek yerine ilgililere kendi adımıza sesleniyoruz."
Kamuoyu da ilgisizKamuoyunun da bütünüyle tiyatroya boşvermiş göründüğünü ifade eden Erduran, "Bu bir toplumsal yozlaşma belirtisidir. Seyirciyi tiyatroya yöneltecek gazeteler ve televizyon kanalları bir çeşit kültür körlüğü içindeler" dedi. Türk toplumunda son yıllarda görülen "kişilik erozyonunu" gidermede tiyatronun büyük rolü olabileceğine işaret eden Erduran, devlet, özel ve şehir tiyatrolarının bu gerçekten hareketle "tiyatrolarla Türk tiyatro yazarlarının işbirliği yapması gereğini" göz ardı ettiklerini söyledi. "Repertuvarlar yamalı bohça gibi" diyen Erduran, "Türk tiyatrosunun ancak Türk malzemesiyle gelişebileceği, eğer bugünkü Türk oyun yazarları beğenilmiyorsa yenilerinin yetişmesi için gerekli zeminin hazırlanması gerektiği de unutulmuş görünüyor" diye konuştu.
DT: Alternatif bildirimiz yokDevlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde perdeler açılmadan okunan bildirinin, her yıl ITI Türkiye Merkezi tarafından görevlendirilen bir tiyatro adamı tarafından kaleme alındığını hatırlattı. Bu yıl bildiriyle ilgili henüz kendilerine bir bilgi ulaşmadığını ifade eden Bilgin, "Eğer ITI Türkiye Merkezi hazırlamazsa, bizim yayınlayacağımız alternatif bir bildirimiz yok" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.