Anne-baba ayırt edilmez, biri öbürüne tercih edilmez, birinin sevgisi diğerinin önüne geçmez. Ancak Peygamber Efendimizin hadislerine baktığımızda anne hakkının baba hakkından üç misli fazla olduğunu öğreniyoruz
Hiçbir şekilde anne-baba ayırt edilmez, biri öbürüne tercih edilmez, birinin sevgisi diğerinin önüne geçmez. Çünkü iki gözümüzden hangisini ötekinden üstün tutarız? Ancak Peygamber Efendimizin hadislerine baktığımızda anne hakkının baba hakkından üç misli fazla olduğunu öğreniyoruz. Şöyle ki: Ebû Hüreyre rivayet ediyor: Peygamber Efendimize bir kişi geldi ve sordu: "Yâ Resulallah, en çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim?" "Annene." "Sonra kime?" "Annene." "Sonra kime?" "Annene." "Sonra kime?" "Sonra babana."
Bu hadisten hiçbir şekilde babayı üçüncü plâna atma anlamı çıkmamalı, ancak her zaman annenin öncelik taşıdığı gerçeğini de gözardı edemeyiz. Çünkü bazen insan farkında olmadan annenin şefkatini ve karşılıksız sevgisini anlayamıyor, istismar edebiliyor. Ayrıca babaya nazaran anne kalbinin daha nazik ve ince olduğunu da unutmamalıdır...Yine çoğunlukla babanın ağırlığı insanı mecburi saygıya yöneltiyor ve insan, ister istemez ondan çekiniyor, fakat anne öyle mi? Onu hep kendimize daha yakın, daha sıcak ve daha samimi buluruz. Bazen olur, onun bu samimiyeti bizi saygısızlığa sürükleyebilir, ona sert davranma gibi bir yanlışlığa düşebiliriz. Bunun için Peygamberimiz bizi uyarıyor, anne konusunda çok dikkat etmemizi tavsiye ediyor.
İnsan uzun süre annesiyle beraber kaldığı için zaman zaman aradaki insanî ilişkilerde dikkatsizlik gösterme ihtimali de vardır. Oysa insanın, saygı gösterdiği insanların haklarına da riayet etmesi gerekiyor. Bu konudaki ölçüyü Peygamberimiz şöyle hatırlatıyor:
Ata bin Yesar rivayet ediyor:
Peygamber Efendimize bir kişi şöyle sordu:
"Yâ Resulallah, annemin yanına girmek için kendisinden müsaade isteyeyim mi?"
"Evet, izin al, öyle gir."
"Fakat aynı evde oturuyoruz."
"Olsun yine izin iste."
"Ama yâ Resulallah hizmetini ben görüyorum."
Hiçbir şekilde anne-baba ayırt edilmez, biri öbürüne tercih edilmez, birinin sevgisi diğerinin önüne geçmez. Çünkü iki gözümüzden hangisini ötekinden üstün tutarız? Ancak Peygamber Efendimizin hadislerine baktığımızda anne hakkının baba hakkından üç misli fazla olduğunu öğreniyoruz. Şöyle ki: Ebû Hüreyre rivayet ediyor: Peygamber Efendimize bir kişi geldi ve sordu: "Yâ Resulallah, en çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim?" "Annene." "Sonra kime?" "Annene." "Sonra kime?" "Annene." "Sonra kime?" "Sonra babana."
Bu hadisten hiçbir şekilde babayı üçüncü plâna atma anlamı çıkmamalı, ancak her zaman annenin öncelik taşıdığı gerçeğini de gözardı edemeyiz. Çünkü bazen insan farkında olmadan annenin şefkatini ve karşılıksız sevgisini anlayamıyor, istismar edebiliyor. Ayrıca babaya nazaran anne kalbinin daha nazik ve ince olduğunu da unutmamalıdır...Yine çoğunlukla babanın ağırlığı insanı mecburi saygıya yöneltiyor ve insan, ister istemez ondan çekiniyor, fakat anne öyle mi? Onu hep kendimize daha yakın, daha sıcak ve daha samimi buluruz. Bazen olur, onun bu samimiyeti bizi saygısızlığa sürükleyebilir, ona sert davranma gibi bir yanlışlığa düşebiliriz. Bunun için Peygamberimiz bizi uyarıyor, anne konusunda çok dikkat etmemizi tavsiye ediyor.
İnsan uzun süre annesiyle beraber kaldığı için zaman zaman aradaki insanî ilişkilerde dikkatsizlik gösterme ihtimali de vardır. Oysa insanın, saygı gösterdiği insanların haklarına da riayet etmesi gerekiyor. Bu konudaki ölçüyü Peygamberimiz şöyle hatırlatıyor:
Ata bin Yesar rivayet ediyor:
Peygamber Efendimize bir kişi şöyle sordu:
"Yâ Resulallah, annemin yanına girmek için kendisinden müsaade isteyeyim mi?"
"Evet, izin al, öyle gir."
"Fakat aynı evde oturuyoruz."
"Olsun yine izin iste."
"Ama yâ Resulallah hizmetini ben görüyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.