3 Mart Çarşamba sabahı saat 7:30'da Rabia,Mahmut ve Ali Haydar'ı okula bıraktığımda, güneşli ve berrak bir Erzurum sabahı tebessümler dağıtıyordu. Palandöken sıradağlarının yumurta gibi bembeyaz vaziyetinin de yardımı ile güneşin parlaklığı bir kat daha artmıştı ama batı cephesinde koyu bir siyahlık hakimdi. Ilıca'nın üzerinden başlayarak kuzeye doğru uzanan nerdeyse tek ve kapkara bir bulut Dumlu dağlarının başını tamamen sarmıştı. Gün ortasına gelmeden o kara bulut, Erzurum'un üzerini mesken eyledi ve heybesinde olanları üzerimize üzerimize boşaltmaya başladı. Kar yağışı bütün haşmetiyle ve güzelliği ile devam ediyordu. 1850 rakımlı şehirde ikindi ezanları yankılanırken, ezan seslerine eşlik eden gümbürtü seslerinin ardı-arkası kesilmiyordu. Söz konusu gümbürtü sesleri; oldukça ılık bir havada yağan karın, belli bir ağırlığa ulaşınca, sekiz-on katlı binaların çatılarından atlama sesleri idi. Bu gümbürtü sesleri biraz daha artmış olarak sabah ezanlarına da eşlik edecekti. Bir mecburiyetten dolayı en alt tarafına indiğimiz şehirden palandöken eteklerine doğru tırmanırken, kayak yolu civarındaki evimize giderken saatler yirmi dörde yaklaşmıştı ve biz de eve yaklaşmıştık ki, altımızdaki araba, kamçıyı yemiş besili bir at gibi gemi azıya aldı ve kendi bildiği tarafa doğru gitmeye başladı. Zeminin buz, üstüne de taze kar yağmış olmasından mıdır yoksa meydanı boş bulmuş olmasından mıdır nedir, sırayla dört tarafa da döndükten sonra sırtını bir kar yığınına yaslayarak durup bir nefes aldı ve bize de nefes aldırdı. Beş yaşındaki oğlumuz Sacit Emre'nin; "baba sen ne biçim şoförlük öğrenmişsin " şeklindeki sitemleri eşliğinde eve ulaştık. 4 Mart sabahı yine okul saati geldiğinde, arabanın sırtındaki yaklaşık on beş santimlik kar yığınını alaşağı ederek ve dört kapıdan ancak birini açarak çalıştırıp okula ulaşıyoruz. Tarihe bir not düşelim ki; 4 Mart 2010 Perşembe sabahı Erzurum, dağı ile ovası caddesi ile sokağı ile bembeyaz bir örtü ile kaplanmıştı. Akşamdan belliydi böyle olacağı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025