Papa hakaretini yaptı, iftiralarını kustu, sonrasında hiçbir özür beyan etmedi, etmeyi de hiç düşünmüyor.Vatikan ve Papalar konusunda uzman olan araştırmacı yazar Aytunç Altındal'ın bir gazeteye yaptığı açıklamalarda, skandal konuşma metninin doğaçlama olmadığı, planlı ve her şey hesap edilerek, hatta üst düzeyde istişare edilerek hazırlandığı belirtiliyor. Hatta Papa, konuşmadan önce Almanya Başbakanı Angela Merkel ve partisinin önde gelen isimleriyle bir toplantı yapıyor ve de metni Merkel'e takdim ediyor.Sayın Altındal röportajında, "29 Ağustos'ta Papa ve Merkel medyada ortak bildiri yayınladılar: 'AB'ye giriş kartı yani izni kiliseden, Hıristiyanlıktan geçer.' Sonra Papa bir açıklama daha yaptı. 'Türkler başka bir kültüre ve medeniyete aittirler ama o medeniyeti ve kültürü de temsil etmezler.' Yani hiçtirler diyor. Bunlar Türkiye'ye kasten yansıtılmıyor" açıklamasını yapıyor.Hatırlarsanız yine geçtiğimiz yıllarda bir Alman siyasi, "Türkiye'nin AB yolu Vatikan'dan geçer" diyordu. Siyasilerimizin verdiği onca tavize rağmen, AB'nin öncü ülkesi olan Almanya'da zerre kadar bir görüş değişikliğinin olmadığını görüyoruz.Esasen bu açıklamalar, asırlarca önce, "Siz onların dinine girmediğiniz müddetçe, onlar asla sizi aralarına almazlar" hadisi şerifini söyleyen Peygamber Efendimizi (SAV) bir kez daha haklı çıkarmaktadır.Yine bu açıklamalar, 1980'li yıllarda Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun (AET) -bildiğiniz gibi eskiden AB, AET idi- bir Haçlı birliği olduğunu ve bizi asla içlerine almayacaklarını vurgulayan Prof. Dr. Haydar Baş'ı haklı çıkarıyordu. Papa'nın Türkler hakkındaki ifadesi de önemli. Gerçi özellikle Atatürk'ün vefatından sonra gelen siyasilerimiz Papa'nın bu cümleleri sarfetmesi için ellerinden geleni ortaya koydular ama, yine de kendi adlarına olmasa bile aziz milletimiz adına gereken cevabın verilmesi gerekiyordu.Bırakın cevap vermeyi yaptığı her türlü hakarete rağmen Papa'nın Türkiye'ye ziyareti siyasiler tarafından ısrarla isteniyor, üstelik her türlü engel ve sınırlama da kaldırılarak.Papa sövdükçe bizim siyasiler nezdinde pirim yapıyor.Papa bizimkilere ve de değerlerimize tükürüyor, bizim siyasilerimiz de "Ya Rabbi şükür" diyerek yüzüne sürüyor.Bu kadar zillete bu millet asla layık değil ve asla olmayacak.Papa'nın Türkiye'ye gelmesinin siyasi, sosyal birçok zararı mevcutken, Dışişleri Bakanlığı'nın devletin 13 ilgili kurumuna gönderdiği özel bir tebliğ oldukça dikkat çekici. Bakan Gül'ün imzasıyla "Papa, Türkiye'ye geldiğinde, baş başa ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temsilcileri bulunmaksızın dilediği görüşmeyi yapabilir' deniyor.Bizzat yetkililerin verdiği izinle ülkenin her tarafı, her türlü müstakil ve genel görüşmeler için Papa'ya sonuna kadar açılıyor.Sanki Peygamber Efendimize (SAV) hakaret eden ve de hiçbir özür beyan etmeyen başkasıydı. Hatta Vatikan işi biraz daha büyütüp, Papa'nın güvenliği için Türkiye'den teminat bile istiyor. Tabiri caizse "biz pislettik temizlemek size aittir" deniyor.Böyle bir durumu yetkililerin onaylaması durunda başımıza örülecek çoraptan haberiniz var mı?Papa bütün İslam dünyasını karşısına alan beyanatlarda bulunuyor, ardından da Türkiye ziyareti var. Böyle açıklamaların planlı bir şekilde Türkiye ziyareti öncesi olması oldukça düşündürücü. Üstelik Türkiye'den güvenlik garantisi de isteniyor.Papa'nın başına bir şey gelirse - ki bunu BOP kapsamında AB ülkelerini Ortadoğu için harekete geçirmek isteyen bir irade planlayabilir- Türkiye'nin içine düşeceği tuzağı düşünebiliyor musunuz?Diğer önemli bir husus ise Papa'nın yaptığı hakaretlerden sonra İslam ülkelerinin büyükelçilerini huzuruna(!) çağırdı. Sanki iftiralar atarak dinimize hakaret eden o değilmiş gibi bir de "geleceğimiz diyaloga bağlı ancak bu diyalog saygılı ve samimi olmalı" ifadelerini de kullandı.Yine Papa'nın hiçbir özür dilememesi, karşısında el pençe divan duran büyükelçilerin ise hiçbir şey yokmuş gibi sessiz sedasız durmaları, hiçbir tepki göstermemeleri, hatta konuşma sonunda alkış tutmaları dinlerarası diyalog ve yeni ismiyle medeniyetler ittifakının bir neticesidir.Papa İslam ülkelerini sınadı, taa 1965'te başlayan diyalog faaliyetleri acaba ne noktadaydı. Hakaretlerini yaptı, iftiralarını attı sonra da baktı, siyasi düzeyde amaca ulaşılmıştı.Ama Papa'nın hesap edemediği gerçek ise aziz Türk milleti'nin, başındaki siyasiler Batı'ya nasıl ram olurlarsa olsunlar, asla oyuna gelmeyeceğidir.Dün padişahını bile bağımsızlık uğruna bir kalemde çizen bu millet, bu aziz vatanı peşkeş çekenlere asla müsamaha göstermeyecektir. Dün nasıl Mustafa Kemal'lerini bir refleks olarak içinden çıkardıysa bugün de aynen çıkaracak ve vatanını, bayrağını, namusunu, maddi ve manevi bütün değerlerini koruyacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025