Haçlıbaşının Türkiye ziyareti yaklaştıkça, hükümetin telaşı da artıyor. Avrupalı ağabeylerinden ve akıl hocalarından aldıkları, "Papa'nın sizin hakkınızdaki olumlu görüşü AB üyelik sürecinizi olumlu yönde etkiler" mesajının hakkını verebilmek için adeta yarış halinde bulunan hükümet, türlü türlü atraksiyonlarla Papa'ya hoşgörünme gayreti içinde. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde "Papaların" nasıl kilit bir karar verici mercii de bulunduğunu bu hükümetin herkesten daha iyi bilmesi gerekir zaten. Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tam da Cumhuriyetimizin 81. yıldönümü gününe denk getirilen bir günde Avrupa Anayasası'nın "nihai senedi"ni "Türk düşmanı, Haçlı Seferleri'nin kışkırtıcısı Papa 10. Innocent'in heykeli önünde imzalarken bu etkiyi anlamışlardır herhalde.Nitekim Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, NATO zirvesi dönüşü Papa ile İstanbul'da bir yemekte buluşma talebini Papa'ya sunmuş ve fakat Benediktus efendi bu talebi "dünyevi zevke girer" diyerek reddetmiş. Gül'ün bu cevaptan sonra ne hale geldiğini düşünmek bile istemiyorum. Çünkü adamlar zaten büyük bir telaş içerisindeler, "ya Papa bizden hoşnut ayrılmazsa, AB maceramız sona ererse" diye yana yakıla düşünüyorlar. Böyle bir ortamda Papa'dan gelen bu red cevabını hayra yormalarını beklemeyelim.Sadece Gül değil, Erdoğan da Papa ile görüşmek için çeşitli yolları denemiş ama nafile. Bu konuda bakın Dışişleri sözcüsü Namık Tan önemli açıklamalar yaptı. Papa'nın ziyareti için Vatikan tarafından belli bir zaman dilimi öngörüldüğünü söyleyen Tan ziyaret öncesinde Vatikan'a Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'ün bu tarihlerde Türkiye'de olmayacağını ilettiklerini ve NATO zirvesine denk gelen ziyaret tarihini iki gün önce ya da sonraya alınmasının uygun olacağını söylediklerini belirtiyor. Yani hükümet, Papa'yı tam kadro karşılamak ve ağırlamak için önceden tüm yolları denemiş. Ancak Benediktus efendinin amacı çok farklı olduğu için ziyaret tarihini bilerek ve kasten bu tarihe denk getirmiş. Bu konuda "resmi yetkili" olması hasebiyle, yazımıza da "resmilik" kazandıracağı düşüncesiyle Namık Tan'a sözü bırakalım: "Ancak hepimizin bildiği gibi Papa burada bir başka ayine katılmak amacıyla birtakım düzenlemeler yaptığını söyleyerek bu tarihlerde gelmenin kendisi için elzem olduğunu bizlere iletmiştir."Yani Papa'nın asıl amacı Bartholomeos ile birlikte ayin yönetip, dua etmek! Aziz Andrey yortusuna katılmak, Ayasofya'yı kutsamak!Ve asıl amaç, Hıristiyan ittifakını sağlamak! Bunun temelleri son 4-5 yıldır inceden inceye atılıyor zaten. Katolik ve Ortodokslar arasındaki karşılıklı jestlerin son noktası 28 Kasım- 1 Aralık tarihleri arasında Türkiye'de konulacak. Papa, başını çektiği Haçlı güruhunu güçlendirmek, tek çatı altında toplamak için bu kritik ziyareti gerçekleştiriyor. Bu ziyaretle birlikte Bartholomeos'un "ekümeniklik" iddiası Hıristiyan dünyasının en tepe noktası tarafından da Türkiye'ye dayatılmış oluyor. Bu arada, Papa eli boş gelmiyor. Uzun çalışmalar sonucunda tam da ziyaret öncesinde bitirilen yeni bir kitapla geliyor. Vatikan'ın resmi tarihçisi, cizvit rahibi Giovanni Sale'nin Vatikan kaynaklarına dayanarak "Ermeni soykırımını" ve batı ülkelerinin sorumluluklarını ele aldığı kitabıyla geliyor Papa. Sözde soykırım kitabıyla Ermenilere de kuvvetli bir mesaj gönderiliyor. Ama hükümet sessiz, ziyaretin Türkiye'den götüreceklerinden çok, kendi siyasi hesaplarının peşinde, Avrupa macerasının sekteye uğramasının endişesini yaşıyor. Son olarak, 1998 yılında Papa'ya yazdığı mektupta, "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır" deme cür'etini gösteren Fetullah Gülen'in "Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir" sözleriyle yaptığı Papa davetini hatırlatmamak olmaz. Şimdi o şahıs da, bu ziyarette Papa'yı büyük bir "misafirperverlikle" ağırlayıp, refakat edememenin derin hüznünü Atlantik ötesindeki çiftliğinde yaşayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012