TT Arena’da oynanan Galatasaray-Trabzonspor maçının ardından basın toplantısında konuşan Şenol Güneş, Süper Final maçlarının sonuna kadar futbol adına hiçbir şey konuşmayacağını söyledi. Sayın Şenol Güneş niye böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı? Türk Futbolu nereye doğru gidiyor? Futbol sadece bir spor mu yoksa Türkiye’de kitleleri peşi sıra sürükleyen ötekileştiren, kutuplaştıran, kışkırtıcı unsur haline mi geldi.
Şenol Güneş konuşmasına şöyle devam etti: “Futbolun olması için adaletin ve barışın olması gerekiyor. Özellikle barışın olmadığı bir adalet olmaz. Adalet ararken barışı da kaybedeceğimizi düşünüyorum. Şu anda tehlikeli bir gidişteyiz. Bugünkü maçta biz yeneriz, Galatasaray yenebilir, berabere kalırız, şampiyonluk kaybedilebilir, kazanabilir ama kitleleri tahrik eden bir anlayışla hiçbir yere varamayız. Şu anda o durumdayız. Gizli bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Futbolun birleştirici unsurunu maalesef ayrıştırıcı duruma getirdik. Onun için yetkililerin sorumlu olmasını söylüyorum. Medyadan sorumlu olmasını diliyorum. Çok tahrik var. Bunun sonu yok, bu gidiş iyi gidiş değil. Taraftarlarıma söylüyorum. Bizim sahamıza gelecek Fenerbahçelilerle hiç ilgilenmeden, hatta ‘hoşgeldin’ bile demeden, çiçek de vermeden, herhangi bir taşkınlık yapmadan gelsinler, nefeslerini bitirinceye kadar bize destek olsunlar. 3 puan alıp, onları gönderelim. Çünkü bu tehlikeli oyunun oyuncusu olmak istemiyoruz. Bize bunu yıkabilirler. Son olaylara baktığınız zaman en sonunda Trabzonspor suçlanır duruma geldiğine göre bunlar da olabilir. Maalesef haksızlığa uğrayan bir kent durumuna düşmek durumundayız. Taraftarlar ‘Hocam gerekirse kan dökelim, yakalım, yıkalım’ diye bana soruyorlar. Onun için bunlar halledilmeden, futbolun bir oyun olarak oynanmasını doğru bulmuyorum. Sahadaki oyunda o yener, bu yener, hakem hata yapar, bunlar tartışılabilir, ama bugün artık bunlar tartışılmıyor. Adalet güçlünün adaleti olmuş.”
Bu açıklamanın hemen ardından Prof. Dr. Haydar Baş Bey çok önemli ve yine tarihe not düşülecek tespitte bulundu ve kamuoyuna Yugoslavya örneğini vererek, Yugoslavya’nın bir futbol müsabakasında çıkan olaylar ile başlayan iç savaş ile parçalandığını söyledi. Hangi futbol müsabakasıydı bu?
13 Mayıs 1990’da Hırvatların Dinamo Zagreb takımı ile Sırpların Kızılyıldız takımı arasında Zagrep’te oynanacak olan Yugoslavya Ligi maçıydı. Bu maçta çıkan olaylar kıvılcım olmuş ve 4 yıl süren iç savaşta yaklaşık 200 bin kişi hayatını kaybetmişti.
Yarın oynanacak olan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında Trabzonsporlu taraftarlar sağduyulu olmalı, tahriklere kapılmamalı. Maç öncesi, maç sonrası ve maç esnasında Trabzonspor’a yakışır, Trabzon halkına yakışır şekilde sadece futbola konsantre olarak Trabzonsporlu futbolcuları desteklemelim. Çünkü yeni yazılan senaryoda Trabzonspor taraftarları kilit rol oynamakta zaten Şenol Güneş bunu hissettiği için basın toplantısında “Oynanan bu tehlikeli oyunun oyuncusu olmak istemiyoruz. Bize bunu yıkabilirler.” diyerek bizleri uyardı. Haklı olduğu davada Trabzonspor’u haksız konuma sokmak istiyorlar.
Suçlular neden cezalandırılmadı veya cezalandırılamıyor. 3 Temmuz’dan bu tarafa hiç yol alınamadı. Kangren vücudu sardı, zamanında müdahale yapılsa idi iş bu boyutlara gelmeyecekti. Ama maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Maksat ülkeyi kutuplaştırmaktır. Trabzonspor geçen sezonun şampiyonu ilan edileceğine, yeni TFF başkanı Yıldırım Demirören tarafından PFDK’ya sevkediliyor. Türk Futbolu malesef çok ilginç ve tuhaf bir süreçten geçiyor. Lüften sağduyulu olalım tahriklere kapılmayalım...
Şenol Güneş konuşmasına şöyle devam etti: “Futbolun olması için adaletin ve barışın olması gerekiyor. Özellikle barışın olmadığı bir adalet olmaz. Adalet ararken barışı da kaybedeceğimizi düşünüyorum. Şu anda tehlikeli bir gidişteyiz. Bugünkü maçta biz yeneriz, Galatasaray yenebilir, berabere kalırız, şampiyonluk kaybedilebilir, kazanabilir ama kitleleri tahrik eden bir anlayışla hiçbir yere varamayız. Şu anda o durumdayız. Gizli bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Futbolun birleştirici unsurunu maalesef ayrıştırıcı duruma getirdik. Onun için yetkililerin sorumlu olmasını söylüyorum. Medyadan sorumlu olmasını diliyorum. Çok tahrik var. Bunun sonu yok, bu gidiş iyi gidiş değil. Taraftarlarıma söylüyorum. Bizim sahamıza gelecek Fenerbahçelilerle hiç ilgilenmeden, hatta ‘hoşgeldin’ bile demeden, çiçek de vermeden, herhangi bir taşkınlık yapmadan gelsinler, nefeslerini bitirinceye kadar bize destek olsunlar. 3 puan alıp, onları gönderelim. Çünkü bu tehlikeli oyunun oyuncusu olmak istemiyoruz. Bize bunu yıkabilirler. Son olaylara baktığınız zaman en sonunda Trabzonspor suçlanır duruma geldiğine göre bunlar da olabilir. Maalesef haksızlığa uğrayan bir kent durumuna düşmek durumundayız. Taraftarlar ‘Hocam gerekirse kan dökelim, yakalım, yıkalım’ diye bana soruyorlar. Onun için bunlar halledilmeden, futbolun bir oyun olarak oynanmasını doğru bulmuyorum. Sahadaki oyunda o yener, bu yener, hakem hata yapar, bunlar tartışılabilir, ama bugün artık bunlar tartışılmıyor. Adalet güçlünün adaleti olmuş.”
Bu açıklamanın hemen ardından Prof. Dr. Haydar Baş Bey çok önemli ve yine tarihe not düşülecek tespitte bulundu ve kamuoyuna Yugoslavya örneğini vererek, Yugoslavya’nın bir futbol müsabakasında çıkan olaylar ile başlayan iç savaş ile parçalandığını söyledi. Hangi futbol müsabakasıydı bu?
13 Mayıs 1990’da Hırvatların Dinamo Zagreb takımı ile Sırpların Kızılyıldız takımı arasında Zagrep’te oynanacak olan Yugoslavya Ligi maçıydı. Bu maçta çıkan olaylar kıvılcım olmuş ve 4 yıl süren iç savaşta yaklaşık 200 bin kişi hayatını kaybetmişti.
Yarın oynanacak olan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında Trabzonsporlu taraftarlar sağduyulu olmalı, tahriklere kapılmamalı. Maç öncesi, maç sonrası ve maç esnasında Trabzonspor’a yakışır, Trabzon halkına yakışır şekilde sadece futbola konsantre olarak Trabzonsporlu futbolcuları desteklemelim. Çünkü yeni yazılan senaryoda Trabzonspor taraftarları kilit rol oynamakta zaten Şenol Güneş bunu hissettiği için basın toplantısında “Oynanan bu tehlikeli oyunun oyuncusu olmak istemiyoruz. Bize bunu yıkabilirler.” diyerek bizleri uyardı. Haklı olduğu davada Trabzonspor’u haksız konuma sokmak istiyorlar.
Suçlular neden cezalandırılmadı veya cezalandırılamıyor. 3 Temmuz’dan bu tarafa hiç yol alınamadı. Kangren vücudu sardı, zamanında müdahale yapılsa idi iş bu boyutlara gelmeyecekti. Ama maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Maksat ülkeyi kutuplaştırmaktır. Trabzonspor geçen sezonun şampiyonu ilan edileceğine, yeni TFF başkanı Yıldırım Demirören tarafından PFDK’ya sevkediliyor. Türk Futbolu malesef çok ilginç ve tuhaf bir süreçten geçiyor. Lüften sağduyulu olalım tahriklere kapılmayalım...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Yasin Erkol / diğer yazıları
- Gençlere muhtaç olun / 25.09.2017
- Sporumuz nereye gidiyor? / 21.09.2017
- Kritik 3 mevki! / 14.08.2015
- Tek eksik 'Gol secdesi' / 20.08.2014
- İlk maçların ardından! / 19.06.2014
- Milli atlet! / 26.07.2013
- 6+0+4 ve Avrupa'nın iki yüzü / 13.07.2013
- Ağustos böceği / 27.03.2013
- Şirazemiz kaymış / 21.05.2012
- Şirazemiz kaymış / 18.05.2012
- Sporumuz nereye gidiyor? / 21.09.2017
- Kritik 3 mevki! / 14.08.2015
- Tek eksik 'Gol secdesi' / 20.08.2014
- İlk maçların ardından! / 19.06.2014
- Milli atlet! / 26.07.2013
- 6+0+4 ve Avrupa'nın iki yüzü / 13.07.2013
- Ağustos böceği / 27.03.2013
- Şirazemiz kaymış / 21.05.2012
- Şirazemiz kaymış / 18.05.2012