Malum kara propaganda nice on yıllardır ülkemizde devam edip gidiyor. Lise yıllarımız boyunca geçirdiğimiz seçim dönemlerini hatırlıyorum; Demirel-Ecevit kavgası tırmandırılırdı sürekli. Demirel'e vermezseniz komünistler gelir sözü kulaktan kulağa fısıldanır dururdu. Ardından, bu gün AKP'yi parlatan malum çevreler, o gün de "İslam köylü nurlu Süleyman" tarzı söylemlerle kitleleri istedikleri tarafa yatırıp kaldırıyorlardı. Şimdi aynı çevreler kara propagandalarına devam ediyorlar. Neymiş efendim, oylarınızı küçük partilere verirseniz boşa gidermiş. Haydar Baş çok iyi bir ilim adamı imiş ama siyasette ne işi varmış. Büyük partilerde birleşmek lazım imiş falan. Büyük parti derken AKP'yi kastettikleri de bir sonraki cümlelerinden ortaya çıkıyor zaten. Bir kere büyük parti dedikleriniz analarından öyle doğmadılar, sizler oy vererek onları büyüttünüz. Sonra, üye sayısı, vekil sayısı çok olan partinin büyük parti olduğunu size kim söyledi? Küresel bir projenin sonucu olarak ülkeyi pazarlamak için iş başına getirilen partiye büyük diyorsanız siz, ölçme ve değerlendirmede sınıfta kaldınız demektir. Ülkenin parasında-pulunda, yer altı ve yer üstü kaynaklarında gözü olan, gençliği üzerinde hesabı olan emperyalist dünya için evet o parti büyüktür ama, bu ülkenin çilekeş insanı için gerçekten büyük müdür? 2002 seçimlerinden üç gün sonra ABD'nin Ankara Büyükelçisi, seçimi kazanan AKP'yi kutlarken; "Türkiye yeni liderine kavuştu, benim ülkem bu yeni kadro ile çalışmak için sabırsızlanmaktadır" demişti. Geçen sekiz yıl içinde adamların neden sabırsızlandıklarını, bu yeni kadronun kar kaşlarına, kara gözlerine neden vurgun olduklarını anlamadı iseniz söz konusu kara propagandanın içindesiniz demektir. Caddenin, sokağın, köyün,kentin, köylünün şehirlinin, çiftçinin sanayicinin, üreticinin tüketicinin sekiz yılda ne hale geldiğine insafla bakın ve cevap verin; oylarınız doluya mı gitmiş oldu şimdi? Oylar boşa gitmesin diye yazdınız-çizdiniz mevcut iktidar partisini iki dönem parlattınız, peki ne oldu? Ülkenin ufku kararmadı mı? Kaynakları elinden çıkmadı mı? Borçlar ta gırtlağa dayanmadı mı? Yetmiş iki milyon boşluğa sürüklenmedi mi? Ülkenin baş belası teröristler baş tacı edilmedi mi? Bayrağın, vatanın bekçileri terörist muamelesi görmedi mi? Bir çok Devlet Madalyası sahibi gazi canına kıymadı mı? Et ve hububat ithal eder hale gelmedik mi? Dünyanın en pahlı akaryakıtını tüketen ülke değil miyiz? AB kara sevdası uğruna ülke tanınmaz hale sokulmadı mı? Şimdi söyleyin bakalım oylarınız doluya mı yoksa boşa mı gitmiş oldu? Şimdi yalanlarınızdan, yanlışlarınızdan, kandırdıklarınızdan hiç utanıyor musunuz?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- 2025 geldi hoş geldi / 02.01.2025
- Cümle yolsuzluğu yol eylemişler / 01.01.2025
- Buharlaştırılan B’ler… / 31.12.2024
- Ağalar doyunca duyacaklar yoksulu / 29.12.2024
- Gözü açlarda da, karnı açlarda da bir değişme yok / 28.12.2024
- Bir yolsuzluk bir yoksulluk bir yasak / 26.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Cümle yolsuzluğu yol eylemişler / 01.01.2025
- Buharlaştırılan B’ler… / 31.12.2024
- Ağalar doyunca duyacaklar yoksulu / 29.12.2024
- Gözü açlarda da, karnı açlarda da bir değişme yok / 28.12.2024
- Bir yolsuzluk bir yoksulluk bir yasak / 26.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024