Geçtiğimiz Cumartesi-Pazar, Bursa Ovaakça'da "Uluslararası Sosyal Devlet Milli Devlet Kongresi" vardı.Ovaakça'da tam anlamıyla bir tarih yazıldı. Bugün birileri kör-sağır ve dilsiz pozisyonunda olduklarından bu Kongre'yi tam algılayacak kapasiteye sahip olmasalar da ileri de ne kadar önemli olduğunu kavrayacaklar.Prof. Dr. Hidayet Sarı'nın bu konuda önemli bir cümlesi var:"Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör, duymak istemeyen kadar sağır değildir"Kongre'nin detaylarına geçmeden önce, böyle tarihi bir Kongre'ye ev sahipliği yapan Ovaakça'nın çalışkan ve başarılı Belediye Başkanı Ali Garacoğlu Beyefendi'ye, organizasyonu tertipleyen Uluslararası Bağımsız Milli Ekonomi Modeli Birliği yetkililerine ve emeği geçen bütün dostlara selamlar?Bu Kongre, ismi "Sosyal Devlet Milli Devlet" de olsa, daha önce yapılan 3 adet Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongrelerinin devamı ve dördüncüsü niteliğinde.İlk kongre İstanbul'da, ikinci kongre Bakü'de, üçüncüsü Almanya'nın bilim şehri Heidelberg'te yapıldı, şimdi ise Ovaakça'da yapıldı.Uluslar arası bir Kongre. Yüzlerce yerli ve yabancı bilim adamını ağırlamak, memnun etmek kolay bir hadise değil.BTP'li Ovaakça Belediyesi bu büyük ve zorlu organizasyonu başarıyla halletti.Hatta öyle ki, dünyanın bütün büyük şehirlerini gezmiş görmüş olan önemli bilim adamları, Ovaakça Belediyesi'ni büyük şehir zannettiler.Çıkan her bilim adamı Belediye Başkanı'na teşekkürlerini iletti.Böyle bir takdire sizce bugüne kadar hangi belediye aldı.Bu haliyle Ovaakça Belediyesi bir "ilçe belediyesi" olmayı, hatta daha da fazlasını çoktan hak etti.Dilerseniz Kongre'nin detaylarına geçelim.Bu tür bilimsel kongreler genelde sakin geçer, ama diğer üç kongrede olduğu gibi bu kongrede de büyük bir coşku ve heyecan hakimdi.Yerli ve yabancı bilim adamlarının gözlerinin içi gülüyordu. Çözümü bulmanın, duymanın ve anlatmanın hazzını yaşıyorlardı. Ülkelerine döndüklerinde elleri boş gitmiyorlardı, herkesin küresel krizden kıvrandığı bugünlerde eşsiz ve tek çözümü de yanlarında götürüyorlardı. İki gün süren ve tamamen beyin fırtınası şeklinde olan bir kongre. Normalde yorgunluk sebebiyle tempo düşmesi lazım.Ama tempo sürekli yükseldi ve finalde doruk noktaya yükseldi.Çünkü çözüm konuşuluyordu.Çünkü bilim adamları tamamen hayal ürünü, gerçekleşmesi mümkün olmayan teorik bir eseri tartışmıyorlardı; bilakis uygulanması mümkün, hatta uygulanmaya başlanan, bugüne kadar paradoks diye kenara atılmış bütün mevzuları da çözme kabiliyetine sahip bütüncül bir çözüm modelini konuşuyorlardı.Modelin ortaya koyduğu bütün tanımlamalar, çözümlemeler, grafikler ve denklemler ekonomilerde havada duran, oturmayan her noktayı yerli yerine oturtuyordu.Sosyal devlet, çok kullanılan bir ifade. Kapitalisti de kullandı, sosyalisti de. Ama kitaplarda, ama seçim propagandalarında, milletin oyunu almak için popülist bir söylem olarak?Asla uygulanmadı. Hiçbir devlet gerçekten sosyal bir devlet olamadı.Çünkü sosyal devlet, içinde bulunan halkın her bir ferdinin geçimini garanti eden, her türlü ihtiyacını karşılayan devlettir.Bugüne kadar var mı böyle bir ülke? Elbette ki yok.Bu ancak Milli bir ekonomik modelle sağlanabilirdi. Milli bir çözüm olmadan sosyal bir devlet olabilmek asla mümkün değildir.Dikkat ederseniz Sosyal Devlet Milli Devlet tezini ortaya atan Prof. Dr. Haydar Baş ilk olarak Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymuştur. Çözümü sunmadan önce çözünüm ekonomik ve matematiksel temelini oluşturmuştur.Temel sağlam olursa bina da sağlam olur. Temeli olmayan binalar çökmeye mahkumdur.Prof. Dr. Haydar Baş, uluslararası kongrelerde bu modeli yerli yabancı 300'ü aşkın bilim adamının önüne koymuş ve "alın bu modeli inceleyin bu problemleri çözer mi tartışın" demiş ve aldığı cevap, "bu model değil Türkiye'nin problemlerini dünyanın bütün ekonomik problemlerini çözer" olmuştur. Hatta Nobel'e aday gösterilmiş, "değil bir Nobel binlercesine layık" denilmiştir.Prof. Dr. Metin Tulgar'ın ifadeleriyle yazımı bitireyim:"Katıldığım ilk Milli Ekonomi Modeli kongresi. Daha öncekileri ekrandan ilgiyle takip ettim. Dedim ki bu ülkede televolelerin dışında ciddi şeyler de yapılıyormuş, ülkenin problemlerinin çözümü de konuşuluyormuş ve ben de bu kongrede yer almak istedim"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025