Zünnûn anlatıyor... - Bana mağrip tarafından birini anlatırlar. Âdetimdir; her nerede öyle bir zatı duysam, hemen ziyaretine giderim. Buna da gittim. kırk gün yanında kaldım. Bu süre içinde bir an dahi boş vaktini bulup birşey soramadım. Çünkü, Rabbunden başka hiçbir şeyle meşgul olduğu yoktu. Bu hal içinde saygıda kusur etmeden, yanında kalmaya devam ettim.Günler böylece geçip giderken; birgün her nasıl olduysa bana baktı:- Yolcu, nereden geldin?Dedi. Bazı hallerimi anlattım.- Neye geldin; onu söyle?Deyince, dedim ki;- İlminden ve faziletinden almaya geldim.Bunun üzerine bana dedi ki:- Allah'tan kork ve O'nun yardımını iste. O'na güven; çünkü O, sevilen ve övülen dosttur.Onun bu nasihatını az buldum. Bunun için şöyle dedim:- Sana Allah'tan rahmet dilerim. Bana biraz daha nasihat et. Ben garip bir kimseyim, hayli de uzak yoldan geldim. Bu gelişimle birlikte sana birçok şeyler soracaktım. Çünkü onlar içimde bir düğüm gibi durur.Benim bu sözlerime karşılık şöyle dedi:- Sen öğrenci misin? Alim misin? Yoksa münazaracı mısın?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.