Dinlerarası diyalog söylemleri ve hizmetleri ile başlayan ılımlı İslam projesi nihai hedeflerine varmak üzere emin adımlarla yoluna devam etmektedir. Dinlerarası diyalogun hedefine varması için atılan her adım, maalesef Türk Milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Bir milletin kültürü o milletin genleri niteliğinde olduğundan, kültürü tahrip edilen bir milletin ayakta kalması ve devamlılığını sürdürebilmesi çok zor, beklide imkansızdır.
Dinlerarası diyalog faaliyetlerinin temelinde yatan gerçek niyetin haçlı misyonerliği olduğunu, Vatikan hiçbir zaman inkâr etmemesine rağmen, bizim içimizdeki aymazlar, çeşitli takiyelerle bu faaliyetlerin zararlarını milletimizin gözünden kaçırmıştır. Ve böylece gerçek niyet saklanınca da milletimiz bu faaliyetlere gerekli tepkiyi koyamamış, aksine bilerek yada bilmeyerek destek vermiştir.Gayet zararlı olan bu faaliyetler, şimdilik onların istedikleri tarzda devam etmektedir. Ancak şunu asla dikkatten kaçırmamak lazım ki eğer bu millet, Dinlerarası diyalogun gerçek mahiyetini ve niyetlerini anladığı gün; diyalog saçmalığını çöpe atacak ve sebep olanlardan, tarih önünde hesap soracaktır.
Psikolojik bir tahlille yazımıza devam edelim: İnsanoğlu eğer bir hedefe varacaksa önce görünen ve yakın hedefler üzerinde faaliyet göstermelidir. Öncelikli hedefleri görmeyip, uzak ihtimaller ve hedefler üzerinde göstereceği faaliyetlerle oyalanması, onu asıl hedeften uzaklaştıracaktır. Dinlerarası diyalog saçmalığı ile milletimizin gündemini meşgul edenler, milletimizin önündeki öncelikli hedefleri gözden kaçırmış, böylece onun öz kültürünü tahrip etmişlerdir. Bu faaliyet sıradan ve tesadüfi bir faaliyet değildir. Özellikle çok ince ayrıntılarına varıncaya kadar; toplum mühendisleri tarafından hesaplanmış ve programlanmıştır. Bunları dillendirmeye çalışmamızın sebebi; son günlerde yaşanan terör olaylarında kullanılmaya çalışılan, etnik farklılıkları sorun ederek, bizi biri birimize düşürmeye çalışanların kirli oyunlarını bozabilmektir. Aynı toprakları paylaşan ve asırlardır beraber olan aziz milletimizin fertleri, oyuna gelmemesi için doğulusuyla batılısıyla her ferdin birbirini anlamaya çalışması, birbiriyle diyalog kurması şarttır.
Milletimizin öz kültürü hakkında milletimizin fertleri bilgi sahibi değilken, birbirini tanımaz iken, başka dinlerin ve milletlerin kültürlerini tanımaya çalışmak yada onlarla diyaloga girişmek; bize faydadan çok zarar verir. Türk İslam Kültürü başlı başına bir değer, başlı başına bir birikim olmasına rağmen, onu yeni nesillere anlatmak yaşatmak dururken, başka milletlerin ve başka dinlerin diyaloguna özendirmek ne manaya gelir. Onun adını siz koyun?
Bu tespitimizde ne derece haklı olduğumuzu anlamak için; şöyle bir etrafınıza bakın, en yakın komşunuza bakın, onu ne kadar tanımaya çalıştınız? Onun kültüründe neler var, örfünde adetlerinde ne incelikler var. İşte eğer diyalog yapılacaksa Türk İslam kültürü içerisinde kalan değerler ve doğulusuyla, batılısıyla; fertler arasında yapılmalı, zaman kalırsa diğerleri sonra düşünülmelidir. Kavram kargaşası içerisinde ve çeşitli aldatmacalarla gözden kaçırılan Dinlerarası diyalog saçmalığı, aklı selim düşününce ortadan kalkacak ve milletimiz kendi kültür ve benliğine dönecektir. Maskeler elbet bir gün düşecektir. Belki yarın, belki yarından da yakın?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025