Türkiye'de bir şeyler değil çok şeyler oluyor. Ve bütün bu olanların hiç biri de Türkiye'nin menfaatine değil.
57. hükümetin siyasetin tamamıyla tıkayıp ülkeyi batının masa şefleriyle idare etmeye kalkması neticesinde bütün dengeleri, ölçüleri kaybedip ekonomiyi de iflas ettirdikten sonra şimdi teslimiyet bayrağını da çekmiş durumda. Yani hükümet sadece iflas etmedi aynı zamanda batıya karşı teslimiyetini de ilan etti.
Kemal Derviş tavrı, ileri sürdüğü şartlar, hükümeti ve meclisi bizzat yönlendirir konuma gelmesi Amerika'dan gelen telefon ve mektuplara göre hükümetin yön tayin etmesi teslimiyetin sadece bir kaç örneğidir.
Başta Telekom yasası olmak üzere yeniden yapılanma adına çıkartılan yasalara dikkat edilirse batı artık kendi idam fermanımızı da bize yazdıracak kadar da pervasızlaşmış durumdadır.
Ve nihayet dünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi egemenliğin devri ve paylaşımı en üst düzeylerde konuşulur hale gelmiş. Bu ne demektir. Artık işi fazla uzatmaya gerek yok. Bir taraftan altyapı hazırlıkları yapılışın, şimdi de egemenliğin devrini ve paylaşımını konuşalım.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının değiştirilemez ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Hatta dünya demokrasilerine şapka çıkartacak "hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" gerçeği TBMM varlık sebebini teşkil ederken bugün bize bu 57. Hükümet ve Kemal Derviş vasıtasıyla neleri yaptırdıklarını bir kere daha görmek lazım.
Bu millet açlığa, yokluğa, kıtlığa ve her türlü çile ve sıkıntıya katlanır ve gereğini de yapar. Ama bu aziz millet devletini, vatanını, milli ve manevi değerlerini, istiklalini ve istikbalini hiç bir güçle paylaşamaz. Her devirde olduğu gibi bugünde yarın da "önce vatan" demesini bilir.
Yine bu aziz millet, elbette, "önce vatan" demesi gereken herkesten de, her kurumdan da bugün, hemen şimdi, "önce vatan" demesini istiyor ve bekliyor. Buna da en çok herhalde bu milletin hakkı var.
57. hükümetin siyasetin tamamıyla tıkayıp ülkeyi batının masa şefleriyle idare etmeye kalkması neticesinde bütün dengeleri, ölçüleri kaybedip ekonomiyi de iflas ettirdikten sonra şimdi teslimiyet bayrağını da çekmiş durumda. Yani hükümet sadece iflas etmedi aynı zamanda batıya karşı teslimiyetini de ilan etti.
Kemal Derviş tavrı, ileri sürdüğü şartlar, hükümeti ve meclisi bizzat yönlendirir konuma gelmesi Amerika'dan gelen telefon ve mektuplara göre hükümetin yön tayin etmesi teslimiyetin sadece bir kaç örneğidir.
Başta Telekom yasası olmak üzere yeniden yapılanma adına çıkartılan yasalara dikkat edilirse batı artık kendi idam fermanımızı da bize yazdıracak kadar da pervasızlaşmış durumdadır.
Ve nihayet dünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi egemenliğin devri ve paylaşımı en üst düzeylerde konuşulur hale gelmiş. Bu ne demektir. Artık işi fazla uzatmaya gerek yok. Bir taraftan altyapı hazırlıkları yapılışın, şimdi de egemenliğin devrini ve paylaşımını konuşalım.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının değiştirilemez ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Hatta dünya demokrasilerine şapka çıkartacak "hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" gerçeği TBMM varlık sebebini teşkil ederken bugün bize bu 57. Hükümet ve Kemal Derviş vasıtasıyla neleri yaptırdıklarını bir kere daha görmek lazım.
Bu millet açlığa, yokluğa, kıtlığa ve her türlü çile ve sıkıntıya katlanır ve gereğini de yapar. Ama bu aziz millet devletini, vatanını, milli ve manevi değerlerini, istiklalini ve istikbalini hiç bir güçle paylaşamaz. Her devirde olduğu gibi bugünde yarın da "önce vatan" demesini bilir.
Yine bu aziz millet, elbette, "önce vatan" demesi gereken herkesten de, her kurumdan da bugün, hemen şimdi, "önce vatan" demesini istiyor ve bekliyor. Buna da en çok herhalde bu milletin hakkı var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010