Tasavvuf, nefsi terbiye etme ve Hakk'a marifet kesbetme yolunda takvaya ulaşmayı gaye edinen bir terbiye disiplini iken, mistisizm, hiçbir ilmî istinadı olmayan dağınık ve çapraşık duyguların, ifrat ve tefritten korunamamış bir başıbozukluğun ifadesidir. Her nevi kontrolsüz duygu anarşisinin bir curcuna haline geldiği mistisizm için Massingnon'un, "sınırları katiyen dondurulamamıştır" demesi bu gerçeğin ifadesidir. Mistisizm, bir kompleks olarak, hem muharref Hıristiyanlığın ifrada varan ruhçuluğundan, hem de beşerî bir felsefî ekol olan yeni Eflatunculuğun mübalağalı hayal ve vehimciliğinden mülhemdir. Buna insanların karmaşık duygu ve sezgileri de katılınca, bir disiplin altına alınmayan duygu anarşisinin, belli bir hedefi ve gayesi olamayacağı açıktır.
İslâm'ın özünü özünde yaşama gayreti içinde olan bir mutasavvıf ile ruhbanlık safsataları içinde boğulan, hem dünya ve hem de ahiretini yıkan bir Hıristiyan mistiğini aynı kefeye koyma çabaları, İslâm'a sürülmeye çalışılan kara bir lekedir ve İslâm'ı anlama ve yaşama hususunda kabuğu delip öze ulaşamama acziyetinden kaynaklanmaktadır. Böyle emeller peşinde olanlar için iki durum düşünülebilir:
1. Bunu bilerek yapıyorlar: Bunlara en uygun delil müsteşriklerdir. Bunlar İslâm'ı kısmen de olsa öğrendikleri halde, kalblerinde mevcut itikadî hastalık dolayısıyla ve mensubu bulundukları muharref dinlerine sahip çıkışlarındaki gözü kapalı taassup sebebiyle, İslâm'la kucaklaşıp kurtuluş şerbetini içememişler, erişemediğine düşmanlık etmek gibi kolay bir yolu seçmişlerdir. Bunlar büyük bir ihanet içerisindedirler. Düştükleri dalalet bataklığından kurtulmalarını ve hidayeti bulmalarını dileriz.
2. Bilmeyerek bu iki mefhumu karıştırıyorlar: Bunlar da, cahiller veya edindikleri ilim, şeytanın iğvası sebebiyle kendilerine perde olan zavallı kimselerdir. Bunlara da Cenab-ı Hak'tan idrak ve izan niyaz ederiz.
Hz. Mevlana ve Darvinizm
Darvinizmi esas alan evrimciler de Mevlâna'yı kendilerinden göstermeye çalışırlar. Bu da bir saptırma, yanıltma ve istismar olayıdır. Zira, Darvinizm, biyolojik bir nazariye ve materyalist bir felsefî ekoldür. Hayatın ve canlılığın izahını, canlıların türlere ayrılmasını saha seçen bir felsefî ekol.
Yukarıda da belirtildiği üzere, Mevlâna, bir felsefeci olmadığı gibi, sahası biyoloji olan bir araştırmacı da değildir. Yine yukarıda belirtildiği üzere Mevlâna, tevhidi esas alan bir İslâm mütefekkiri olduğundan, materyalizmi düşüncesinin temeli kabul eden bir evrimcilik anlayışıyla asla bağlantısı kurulamaz.
İslâm'ın özünü özünde yaşama gayreti içinde olan bir mutasavvıf ile ruhbanlık safsataları içinde boğulan, hem dünya ve hem de ahiretini yıkan bir Hıristiyan mistiğini aynı kefeye koyma çabaları, İslâm'a sürülmeye çalışılan kara bir lekedir ve İslâm'ı anlama ve yaşama hususunda kabuğu delip öze ulaşamama acziyetinden kaynaklanmaktadır. Böyle emeller peşinde olanlar için iki durum düşünülebilir:
1. Bunu bilerek yapıyorlar: Bunlara en uygun delil müsteşriklerdir. Bunlar İslâm'ı kısmen de olsa öğrendikleri halde, kalblerinde mevcut itikadî hastalık dolayısıyla ve mensubu bulundukları muharref dinlerine sahip çıkışlarındaki gözü kapalı taassup sebebiyle, İslâm'la kucaklaşıp kurtuluş şerbetini içememişler, erişemediğine düşmanlık etmek gibi kolay bir yolu seçmişlerdir. Bunlar büyük bir ihanet içerisindedirler. Düştükleri dalalet bataklığından kurtulmalarını ve hidayeti bulmalarını dileriz.
2. Bilmeyerek bu iki mefhumu karıştırıyorlar: Bunlar da, cahiller veya edindikleri ilim, şeytanın iğvası sebebiyle kendilerine perde olan zavallı kimselerdir. Bunlara da Cenab-ı Hak'tan idrak ve izan niyaz ederiz.
Hz. Mevlana ve Darvinizm
Darvinizmi esas alan evrimciler de Mevlâna'yı kendilerinden göstermeye çalışırlar. Bu da bir saptırma, yanıltma ve istismar olayıdır. Zira, Darvinizm, biyolojik bir nazariye ve materyalist bir felsefî ekoldür. Hayatın ve canlılığın izahını, canlıların türlere ayrılmasını saha seçen bir felsefî ekol.
Yukarıda da belirtildiği üzere, Mevlâna, bir felsefeci olmadığı gibi, sahası biyoloji olan bir araştırmacı da değildir. Yine yukarıda belirtildiği üzere Mevlâna, tevhidi esas alan bir İslâm mütefekkiri olduğundan, materyalizmi düşüncesinin temeli kabul eden bir evrimcilik anlayışıyla asla bağlantısı kurulamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.