İki bin on iki takviminden üç-beş yaprak kaldı, bitti bitiyor, gitti gidiyor.
Ömrümüzden bir yıl daha eksildi, bir yaş daha yaşlandık, çocuklar bir yaş daha büyüdüler.
Dünya kurulalı beri bu devran böyle dönüyor, sünnetullah böyle işliyor.
“Gerçek şu ki, Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında on ikidir.” (Tevbe, 36)
Şahsımızdan ziyade ülkemiz ve bölgemiz açısından bitmekte olan yıl nasıl geçti, ne getirdi neler götürdü?
Hem iki bin on iki yılını hem de son on yılı inceden inceye bir muhasebeye tabi tutmak, ince eleyip sık dokuyarak bir değerlendirme yapmak gerekiyor aslında.
Bugünden başlayarak geriye doğru günleri, haftaları, ayları ve yılları mercek altına alarak iki bin ikiye kadar gitmek lazım, o zaman kılavuzun ya da kılavuzların kimler olduğunu daha rahat anlamış oluruz.
Kalabalık kitlelerin önüne nasıl kılavuzlar koydular ki, geçtiğimiz yıllar içerisinde, kendisini, etrafını ve ülkesini fakirleştiren, kaynaklarını göz göre göre kaybettiren, samanın buğdaydan daha pahalı satıldığı ve samanın ithal edildiği bir ortam oluşturan bir siyasi kadroya her seçim dönemi oy verdiler?
Kitlelerin önüne hangi vasıftaki kılavuzları ve nasıl koydular ki, iş başına geldiği günden beri terörü palazlandıran, teröre taviz veren, terörle mücadele edenlerin elini-kolunu bağlayan, dolayısıyla kendi çocuklarının üçer-beşer şehit olmasının yolunu açan bir kadroya kaç seçimden beri oy verdiler?
On yıldan beri ülkeyi tek başına idare eden siyasi ekibin kılavuzu, akıl hocası acaba kim ya da kimler ki, bütün olumsuzluklara rağmen her seçimde kendilerine oy veren bu çilekeş milletten, millet ve devlet menfaatlerinden yana değil de hep küresel güçlerin çıkarları istikametinde adımlar ve imzalar attılar?
Hem milleti yönlendirenler hem de yöneticileri yönlendirenler yanlış adamlar, yanlış çevreler olmalı ki on yılda yaşadığımız kayıplar neredeyse yüz yıldaki kayıplara bedel.
Cari açık Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, devletin ve milletin borçları Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, elden çıkarılan kurum ve kuruluşlar Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, yabancılara satılan vatan toprağı miktarı Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, teröre kurban verilen vatan evlatları Cumhuriyet tarihinin zirvesinde…
Say sayabildiğin kadar.
On yıllık kılavuz…
Acep kim ola?
Ömrümüzden bir yıl daha eksildi, bir yaş daha yaşlandık, çocuklar bir yaş daha büyüdüler.
Dünya kurulalı beri bu devran böyle dönüyor, sünnetullah böyle işliyor.
“Gerçek şu ki, Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında on ikidir.” (Tevbe, 36)
Şahsımızdan ziyade ülkemiz ve bölgemiz açısından bitmekte olan yıl nasıl geçti, ne getirdi neler götürdü?
Hem iki bin on iki yılını hem de son on yılı inceden inceye bir muhasebeye tabi tutmak, ince eleyip sık dokuyarak bir değerlendirme yapmak gerekiyor aslında.
Bugünden başlayarak geriye doğru günleri, haftaları, ayları ve yılları mercek altına alarak iki bin ikiye kadar gitmek lazım, o zaman kılavuzun ya da kılavuzların kimler olduğunu daha rahat anlamış oluruz.
Kalabalık kitlelerin önüne nasıl kılavuzlar koydular ki, geçtiğimiz yıllar içerisinde, kendisini, etrafını ve ülkesini fakirleştiren, kaynaklarını göz göre göre kaybettiren, samanın buğdaydan daha pahalı satıldığı ve samanın ithal edildiği bir ortam oluşturan bir siyasi kadroya her seçim dönemi oy verdiler?
Kitlelerin önüne hangi vasıftaki kılavuzları ve nasıl koydular ki, iş başına geldiği günden beri terörü palazlandıran, teröre taviz veren, terörle mücadele edenlerin elini-kolunu bağlayan, dolayısıyla kendi çocuklarının üçer-beşer şehit olmasının yolunu açan bir kadroya kaç seçimden beri oy verdiler?
On yıldan beri ülkeyi tek başına idare eden siyasi ekibin kılavuzu, akıl hocası acaba kim ya da kimler ki, bütün olumsuzluklara rağmen her seçimde kendilerine oy veren bu çilekeş milletten, millet ve devlet menfaatlerinden yana değil de hep küresel güçlerin çıkarları istikametinde adımlar ve imzalar attılar?
Hem milleti yönlendirenler hem de yöneticileri yönlendirenler yanlış adamlar, yanlış çevreler olmalı ki on yılda yaşadığımız kayıplar neredeyse yüz yıldaki kayıplara bedel.
Cari açık Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, devletin ve milletin borçları Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, elden çıkarılan kurum ve kuruluşlar Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, yabancılara satılan vatan toprağı miktarı Cumhuriyet tarihinin zirvesinde, teröre kurban verilen vatan evlatları Cumhuriyet tarihinin zirvesinde…
Say sayabildiğin kadar.
On yıllık kılavuz…
Acep kim ola?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025