‘On ikinci İmam haktır’
Meşhur kerametler sahibi On ikinci İmam haktır ve Resûlullah’ın eserlerini izleme vasıtasıyla yüce bir makama sahiptir. O, hakka Kâim ve halkı hakikat yoluna davet eden, yani Ebu’l-Kâsım Muhammed b. Hasani’l-Askerî’dir
25.06.2024 08:48:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![‘On ikinci İmam haktır’](resimler/haberler/24/on-ikinci-imam-haktir-H1532238-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![‘On ikinci İmam haktır’](resimler/haberler/24/on-ikinci-imam-haktir-H1532238-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Şemsuddin Muhammed b. Yûsuf ez-Zerendî (h. 750):
Resûlullah'ın Harem-i Şerif'inde hadis üstadı olup hadis dalında "Bağyetu'l-Mertab" kitabının ve "Dürru's-Simtayn fi Fezâili'l- Mustafa ve'l-Murtaza ve Sıbtayn" kitaplarının yazarıdır.
Zerendî "Miracu'l-Vusûl ila Mârifet-i Fazilet-i Âli'r-Resûl" kitabında şöyle yazar:
"Meşhur kerametler sahibi On ikinci İmam haktır ve Resûlullah'ın eserlerini izleme vasıtasıyla yüce bir makama sahiptir. O, hakka Kâim ve halkı hakikat yoluna davet eden, yani Ebu'l-Kâsım Muhammed b. Hasani'l-Askerî'dir."
Meliku'l-Ulema el-Hindî (h. 849):
Şehâbuddin b. Şemsuddin b. Ömer el-Hindî, "Behru'l-Mevac" tefsirinin sahibi Meliku'l-Ulemâ diye meşhurdur. Gulamali Bilgiramî (1172) "Subhetu'l-Mercan"da şöyle yazıyor:
"Mevlana Kadı Şehabuddin b. Ömer ez-Zevali ed-Devletabadî, Delhi'nin Devletabad bölgesinde dünyaya gelmiş, Kadı Abdulmuktedir Dehlevî ve Mevlana Havacekî Dehlevî'nin yanında tahsil görmüş ve kendi zamanındakilerden öne geçmiştir.
Sonra Cunfuz'a hicret etmiş ve oranın sultanı tarafından kendisine Meliku'l-Ulemâ lakabı verilmiştir. Kadı orada oturarak tahkik ve yazarlığa başladı.
Arap ve Acem talebeler kendisinden faydalanmak için onun etrafında toplandılar. Farsça olan 'Bahru'l-Mevac' Tefsiri ve 'Menâkıbu's-Sâdat' onun eserlerindendir. O, 849'da vefat etmiştir."
Meliku'l-Ulemâ son kitapta şöyle yazıyor: "Ehl-i Sünnet der ki, dört halifenin hilafeti nasıl tespit olmuştur. Çünkü Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) şöyle buyuruyor: 'Benim hilafetim otuz yıldır.' Ve o Hz. Ali'nin hilafetiyle son buldu. Yine On iki İmam'ın hilafeti de hadisle sabittir, onlardan:
Birincisi: İmam Şah Ali'dir (kerremellahu veche). O'nun hilafeti konusunda, 'Hilafet otuz yıldır' hadisi gelmiştir.
İkincisi: İmam Şah Hasan'dır (Allah O'ndan râzı olsun). Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) O'nun hakkında buyurmuştur ki: 'Bu oğlum efendidir. Yakında Müslümanların arasında sulh yapacaktır.'
Üçüncüsü: İmam Şah Hüseyin (Allah O'ndan râzı olsun). Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) O'nun hakkında buyurmuştur ki: 'Bu oğlum efendidir. Yakında azgın bir grup onu öldürecektir.' Ve Şah Hüseyin'in evlatlarından dokuz İmam...
Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) buyurmuştur ki: 'Hüseyin b. Ali'den sonra, O'nun evlatlarından dokuzu İmam'dır. Onların sonuncusu ise Kâim'dir.'
Câbir b. Abdullah-i Ensarî der ki: 'Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve âlih) kızı Hz. Fâtıma'nın huzuruna gittiğimde O'nun karşısında bir levh olduğunu gördüm. O levhde O'nun evlatlarından olacak imamların isimleri vardı. Saydığımda onların on bir kişi olduğunu gördüm, onlardan biri de Kâim'di (aleyhi's-selâm)'."
İbn Sebbağ el-Mâlikî (h. 855):
Nûruddin Ali b. Muhammed Sebbağ el-Mâlikî, Ehl-i Sünnet'in ileri gelen âlimlerindendir. Hâfız b. Hâcer el-Askalanî'nin öğrencisi Sehavî el-Mısrî Hicret'in dokuzuncu asrındaki âlimler hakkında dokuz ciltlik "ed-Davü'l-Lami" adlı kitabında şöyle der:
"O, esasen Kazza ahalisinden olup 784 yılında Mekke'de dünyaya gelmiş ve orada eğitim görmüştür. İlk önce Kur'an'ı, fıkıhta bir risaleyi ve İbn-i Mâlik'in Elfiye'sini ezberlemiş; daha sonra nahiv, fıkıh ve diğer ilimleri o bölgenin âlimlerinden olan Abdurrahman el-Farsî, Abdulvehhab b. Afif el-Yafiî, Cemal b. Zuheyre, Ebu'l- Mesud, Sa'd-i Nûri, Ali b. Muhammed b. Ebibekr-i Şeybî, Mu- hammed b. Ebibekr b. Süleyman-i Bikr gibi âlimlerden öğrenmiştir.
Yine Velal Abdulvahid el-Mürşidî ve Ali-i Zeyn el-Merağî'nin derslerine katılmıştır. Onun başlıca 'el-Fusûli'l-Muhimme li Mâri- feti'l-Eimme ve hum İsnâ Aşar' ve 'el-İber-u fi men Sefehe'n-Nazar' gibi eserleri vardır. Kendisi, 855 yılında vefat etti ve 'Muallat' denilen bölgede defnedildi.
Ahmed b. Abdulkadir Acili eş-Şafiî de 'Zâhiretu'l-Meal' adlı kitabında, birçok meselede onu övmüştür. Yine Ehl-i Sünnet'in büyük âlimlerinden diğer bir grup da ona olan güvenlerinden dolayı 'el-Fusûli'l-Muhimme' adlı kitabından alıntı yapmışlardır.
Nitekim Abdullah b. Muhammed Matirî el-Medeni eş-Şafiî en- Nakşibendî "er-Riyâzu'z-Zâhire" adlı kitabında, Nuruddin Ali Semhudî 'Cevâ- hiru'l-Akdeyn'de ve Burhanuddin Ali Halebî eş- Şafiî 'Sire-i Hale- biyye'de, Abdurrahman es-Sefurî 'Zinetu'l-Mevâsis'de ve diğerleri ondan nakiller yapan gruptandırlar."
İbn-i Sebbağ "el-Fusûlu'l-Muhimme" adlı kitabında pâk İmamların ismini bir bir zikrederek açıklayıp son olarak şöyle söylüyor: "On ikinci bölüm: Ebu'l-Kâsım Hüccet Halef-i Sâlih b. Ebi Muhammedi'l-Hasan el-Hâlis, yani On ikinci İmam'ın, doğum tarihi, imametinin delilleri, O'nun, Gaybet ve hükümetinin müddeti, neseb, künye ve lakapları ile ilgili hadisler..."
Daha sonra İmam-ı Zaman'ın doğum tarihini beyan ederek güvenilir râvilerce Resûlullah'tan ve önceki İmamlardan O'nun hak- kındaki hadislerin On ikinci İmam olarak Hüccet b. Hasan el-Askerî'nin şahsına tatbikini nakletmektedir.
Büyük Ehl-i Beyt ve Sünnî muhaddislerinin bu konuda kendi muteber kaynaklarında kaydettikleri ve özel bir önem verdikleri hadisleri naklederek diyor ki:
"Şeyh Ebu Said Muhammed b. Yûsuf b. Muhammed Kencekî- i Şafiî 'el-Beyan fi Ahbar-i Sâhibe'z-Zaman' adlı kitabında Mehdî'nin yaşadığını ve şimdiye kadar Gaybet'te olduğuna delil getiriyor."
İbn-i Sebbağ son olarak İmam Hasan Askerî'yle ilgili bölümde şöyle yazıyor: "Ebu Muhammed'in (Allah O'ndan râzı olsun) bir oğlu vardı. O da herkesin hak devletinin zuhûrunu beklediği Hüccet-i Kâim'dir.
Zamanın halifesinin korkusundan, baskı altında olmasından, Ehl-i Beyt dostlarının aranmasından ve onların tutuklanarak hapsedilmesinden dolayı O'nun doğumu saklı kaldı." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Resûlullah'ın Harem-i Şerif'inde hadis üstadı olup hadis dalında "Bağyetu'l-Mertab" kitabının ve "Dürru's-Simtayn fi Fezâili'l- Mustafa ve'l-Murtaza ve Sıbtayn" kitaplarının yazarıdır.
Zerendî "Miracu'l-Vusûl ila Mârifet-i Fazilet-i Âli'r-Resûl" kitabında şöyle yazar:
"Meşhur kerametler sahibi On ikinci İmam haktır ve Resûlullah'ın eserlerini izleme vasıtasıyla yüce bir makama sahiptir. O, hakka Kâim ve halkı hakikat yoluna davet eden, yani Ebu'l-Kâsım Muhammed b. Hasani'l-Askerî'dir."
Meliku'l-Ulema el-Hindî (h. 849):
Şehâbuddin b. Şemsuddin b. Ömer el-Hindî, "Behru'l-Mevac" tefsirinin sahibi Meliku'l-Ulemâ diye meşhurdur. Gulamali Bilgiramî (1172) "Subhetu'l-Mercan"da şöyle yazıyor:
"Mevlana Kadı Şehabuddin b. Ömer ez-Zevali ed-Devletabadî, Delhi'nin Devletabad bölgesinde dünyaya gelmiş, Kadı Abdulmuktedir Dehlevî ve Mevlana Havacekî Dehlevî'nin yanında tahsil görmüş ve kendi zamanındakilerden öne geçmiştir.
Sonra Cunfuz'a hicret etmiş ve oranın sultanı tarafından kendisine Meliku'l-Ulemâ lakabı verilmiştir. Kadı orada oturarak tahkik ve yazarlığa başladı.
Arap ve Acem talebeler kendisinden faydalanmak için onun etrafında toplandılar. Farsça olan 'Bahru'l-Mevac' Tefsiri ve 'Menâkıbu's-Sâdat' onun eserlerindendir. O, 849'da vefat etmiştir."
Meliku'l-Ulemâ son kitapta şöyle yazıyor: "Ehl-i Sünnet der ki, dört halifenin hilafeti nasıl tespit olmuştur. Çünkü Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) şöyle buyuruyor: 'Benim hilafetim otuz yıldır.' Ve o Hz. Ali'nin hilafetiyle son buldu. Yine On iki İmam'ın hilafeti de hadisle sabittir, onlardan:
Birincisi: İmam Şah Ali'dir (kerremellahu veche). O'nun hilafeti konusunda, 'Hilafet otuz yıldır' hadisi gelmiştir.
İkincisi: İmam Şah Hasan'dır (Allah O'ndan râzı olsun). Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) O'nun hakkında buyurmuştur ki: 'Bu oğlum efendidir. Yakında Müslümanların arasında sulh yapacaktır.'
Üçüncüsü: İmam Şah Hüseyin (Allah O'ndan râzı olsun). Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) O'nun hakkında buyurmuştur ki: 'Bu oğlum efendidir. Yakında azgın bir grup onu öldürecektir.' Ve Şah Hüseyin'in evlatlarından dokuz İmam...
Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) buyurmuştur ki: 'Hüseyin b. Ali'den sonra, O'nun evlatlarından dokuzu İmam'dır. Onların sonuncusu ise Kâim'dir.'
Câbir b. Abdullah-i Ensarî der ki: 'Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve âlih) kızı Hz. Fâtıma'nın huzuruna gittiğimde O'nun karşısında bir levh olduğunu gördüm. O levhde O'nun evlatlarından olacak imamların isimleri vardı. Saydığımda onların on bir kişi olduğunu gördüm, onlardan biri de Kâim'di (aleyhi's-selâm)'."
İbn Sebbağ el-Mâlikî (h. 855):
Nûruddin Ali b. Muhammed Sebbağ el-Mâlikî, Ehl-i Sünnet'in ileri gelen âlimlerindendir. Hâfız b. Hâcer el-Askalanî'nin öğrencisi Sehavî el-Mısrî Hicret'in dokuzuncu asrındaki âlimler hakkında dokuz ciltlik "ed-Davü'l-Lami" adlı kitabında şöyle der:
"O, esasen Kazza ahalisinden olup 784 yılında Mekke'de dünyaya gelmiş ve orada eğitim görmüştür. İlk önce Kur'an'ı, fıkıhta bir risaleyi ve İbn-i Mâlik'in Elfiye'sini ezberlemiş; daha sonra nahiv, fıkıh ve diğer ilimleri o bölgenin âlimlerinden olan Abdurrahman el-Farsî, Abdulvehhab b. Afif el-Yafiî, Cemal b. Zuheyre, Ebu'l- Mesud, Sa'd-i Nûri, Ali b. Muhammed b. Ebibekr-i Şeybî, Mu- hammed b. Ebibekr b. Süleyman-i Bikr gibi âlimlerden öğrenmiştir.
Yine Velal Abdulvahid el-Mürşidî ve Ali-i Zeyn el-Merağî'nin derslerine katılmıştır. Onun başlıca 'el-Fusûli'l-Muhimme li Mâri- feti'l-Eimme ve hum İsnâ Aşar' ve 'el-İber-u fi men Sefehe'n-Nazar' gibi eserleri vardır. Kendisi, 855 yılında vefat etti ve 'Muallat' denilen bölgede defnedildi.
Ahmed b. Abdulkadir Acili eş-Şafiî de 'Zâhiretu'l-Meal' adlı kitabında, birçok meselede onu övmüştür. Yine Ehl-i Sünnet'in büyük âlimlerinden diğer bir grup da ona olan güvenlerinden dolayı 'el-Fusûli'l-Muhimme' adlı kitabından alıntı yapmışlardır.
Nitekim Abdullah b. Muhammed Matirî el-Medeni eş-Şafiî en- Nakşibendî "er-Riyâzu'z-Zâhire" adlı kitabında, Nuruddin Ali Semhudî 'Cevâ- hiru'l-Akdeyn'de ve Burhanuddin Ali Halebî eş- Şafiî 'Sire-i Hale- biyye'de, Abdurrahman es-Sefurî 'Zinetu'l-Mevâsis'de ve diğerleri ondan nakiller yapan gruptandırlar."
İbn-i Sebbağ "el-Fusûlu'l-Muhimme" adlı kitabında pâk İmamların ismini bir bir zikrederek açıklayıp son olarak şöyle söylüyor: "On ikinci bölüm: Ebu'l-Kâsım Hüccet Halef-i Sâlih b. Ebi Muhammedi'l-Hasan el-Hâlis, yani On ikinci İmam'ın, doğum tarihi, imametinin delilleri, O'nun, Gaybet ve hükümetinin müddeti, neseb, künye ve lakapları ile ilgili hadisler..."
Daha sonra İmam-ı Zaman'ın doğum tarihini beyan ederek güvenilir râvilerce Resûlullah'tan ve önceki İmamlardan O'nun hak- kındaki hadislerin On ikinci İmam olarak Hüccet b. Hasan el-Askerî'nin şahsına tatbikini nakletmektedir.
Büyük Ehl-i Beyt ve Sünnî muhaddislerinin bu konuda kendi muteber kaynaklarında kaydettikleri ve özel bir önem verdikleri hadisleri naklederek diyor ki:
"Şeyh Ebu Said Muhammed b. Yûsuf b. Muhammed Kencekî- i Şafiî 'el-Beyan fi Ahbar-i Sâhibe'z-Zaman' adlı kitabında Mehdî'nin yaşadığını ve şimdiye kadar Gaybet'te olduğuna delil getiriyor."
İbn-i Sebbağ son olarak İmam Hasan Askerî'yle ilgili bölümde şöyle yazıyor: "Ebu Muhammed'in (Allah O'ndan râzı olsun) bir oğlu vardı. O da herkesin hak devletinin zuhûrunu beklediği Hüccet-i Kâim'dir.
Zamanın halifesinin korkusundan, baskı altında olmasından, Ehl-i Beyt dostlarının aranmasından ve onların tutuklanarak hapsedilmesinden dolayı O'nun doğumu saklı kaldı." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)