Ömer bin Abdülaziz’in hadis yazımını teşvik etmesi
Ehl-i Beyt’e olan yaklaşımı ile diğer Emevi halifelerinden ayrılan Ömer b. Abdülaziz, hadis yazımını teşvik etmiştir
02.11.2023 18:04:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ehl-i Beyt'e olan yaklaşımı ile diğer Emevi halifelerinden ayrılan Ömer b. Abdülaziz, hadis yazımını teşvik etmiştir.
"Peygamberin (s.a.v.) hadislerini toplayıp yazınız. Çünkü muhaddisler ölünce ilim ışığının söneceğinden kaygılanıyorum."
Bu halifeye kadar hadis yazımının nasıl engellendiğini, Sünnet'in ümmetin hayatından nasıl çıkarıldığını daha önce anlattık.
Buna bir de saray âlimlerine ve ulemaya para karşılığında yazdırılan uydurma hadisleri ve Ehl-i Beyt'in faziletleri ile ilgili hadislerin tamamen yok edilmesini de eklersek, halife Ömer b. Abdülaziz döneminde hadis yazımını desteklemek ne derece etkili olacaktır, siz karar verin.
Burada İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmî mirasının ve onun yetiştirdiği kadronun önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Çünkü Ömer b. Abdülaziz, hadislerin korunması için böyle bir karar alırken, İmam Bâkır (a.s.) ezberindeki binlerce hadisi talebelerine aktarmış ve yaşayan hadis külliyatları oluşturmuştu bile...
Bu konuda detaylı bilgiyi "İmam'ın İlmî Mirası" bölümünde vereceğiz. Ancak, Muhammed b. Müslim örneğini burada aktaralım:
Öğrencilerinden Muhammed b. Müslim İmam Bâkır (a.s.) hakkında şunları söylemişti:
"Aklıma gelen her şeyi, İmam Bâkır'a (a.s.) soruyor, cevabını alıyordum. Öyle ki, beşinci imamdan otuz bin, İmam Câfer'den on altı bin hadis ezberledim."
EHL-İ BEYT SOYUNA İKRAMDA BULUNMASI
Ömer b. Abdülaziz, halife olur olmaz Medine Valisi'ne bir mektup yazarak İmam Ali'nin (a.s.) evlatlarına on bin dinar dağıtılmasını emretti.
Vali ona şu mektubu gönderdi: "Ali'nin Kureyş'in çeşitli kabilelerine mensup çocukları vardır. Hangi çocuklarına bu parayı dağıtayım?"
Ömer b. Abdülaziz şu cevabı yazdı: "Sana bu mektubum ulaştığında Ali'nin Fâtıma'dan olan çocuklarına on bin dinar dağıt. Uzunca bir zamandır onların hakkı verilmiyordu."
YEZİD B. ABDÜLMELİK DÖNEMİ
Yezid b. Abdülmelik dört yıl halifelik yapmıştır. Diğer dönemlerde olduğu gibi saray, devlet adamı vasfı taşımayan dalkavuklar ile dolu idi.
Para karşılığında fetva verenler onun döneminde 'halifelerin hesaba çekilmeyeceği' konusunda fetva vermişlerdi.
İçki içmeye çok düşkün olan Yezid b. Abdülmelik, bir keresinde daha içmeyeceğine dâir karar almış ancak bu kararı bir hafta sürmüştür.
Kadınlara olan düşkünlüğü şu ifadelerinden anlaşılmaktadır: "Selame ve Hababe'yi satın alana kadar halifelik bile beni mutlu etmemekte idi."
"Bir keresinde Hababe ile birlikte Ürdün bölgesine gezintiye çıkmıştı. Hababe'ye bir üzüm tanesi attı. Üzüm tanesi, kadının boğazında takılıp kaldı ve öldü.
Yezid, üç gün kadının defnedilmesine izin vermedi. Nihayet ceset koktu. O da kokmuş cesedi öpüp kokluyordu. Bundan sonra gömülmesine izin verdi."
Bu dönemde şairlerin para karşılığı halifeyi öven şiirler yazması meşhurdur. Nitekim şair Nabiğa eş-Şeybânî, Yezid b. Abdülmelik'i öven bir şiir yazmış ve halife kendisine yüz deve hediye etmiş ve yüklü bir miktar bağışta bulunmuştur.
Dönemindeki siyasî icraatları ise şöyledir:
Hilafet koltuğuna geçtiğinde kırk gün kadar Ömer b. Abdülaziz'in siyasetini izlemesine rağmen daha sonra fikir değiştirerek şöyle demiştir:
"İmdi... Ömer b. Abdülaziz aldanmıştı. Onun zamanında gerçekleştirdiğiniz tüm faaliyetleri terk edin. İnsanları önceki düzeylerine indirin. İster berekette olsunlar, ister kuraklıkta; ister sevsinler, ister sevmesinler; ister yaşasınlar, ister ölsünler."
Zorba yönetimi o noktaya gelmiştir ki, Kureyşliler ve Emeviler bile uygulamalarından şikayetçi olmuştur.
İbn Kuteybe Deyrûnî şöyle rivayet eder:
"Yezid, amcası Muhammed b. Mervan'a Kureyş eşrafı ve Emevi ileri gelenlerinden bazılarını, düzeni bozmak, isyan çıkarmak ve darbe girişiminde bulunmak suçlamasıyla yakalatıp, hapsetmesini emretti. Bu grup iki yıla yakın bir süre hapis kaldı ve Muhammed, bunları tek tek zehirletti.
Yezid bunların dışında Kureyş ricâlinden otuz kişiyi daha yakalattı. Onları ağır para cezasına çarptırdı. Sahip oldukları her şeye el koydurttu. Çetin işkencelere mâruz bıraktı.
Bu insanlar Şam'ın köşe bucağında ve diğer bölgelerinde son derece fakir bir hayat sürüyordu. Bunlarla temas süren herkesi, hükümet karşıtı ve isyancılarla işbirliği yaptığı gerekçesi ile yakalatıp idam ettirdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
"Peygamberin (s.a.v.) hadislerini toplayıp yazınız. Çünkü muhaddisler ölünce ilim ışığının söneceğinden kaygılanıyorum."
Bu halifeye kadar hadis yazımının nasıl engellendiğini, Sünnet'in ümmetin hayatından nasıl çıkarıldığını daha önce anlattık.
Buna bir de saray âlimlerine ve ulemaya para karşılığında yazdırılan uydurma hadisleri ve Ehl-i Beyt'in faziletleri ile ilgili hadislerin tamamen yok edilmesini de eklersek, halife Ömer b. Abdülaziz döneminde hadis yazımını desteklemek ne derece etkili olacaktır, siz karar verin.
Burada İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmî mirasının ve onun yetiştirdiği kadronun önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Çünkü Ömer b. Abdülaziz, hadislerin korunması için böyle bir karar alırken, İmam Bâkır (a.s.) ezberindeki binlerce hadisi talebelerine aktarmış ve yaşayan hadis külliyatları oluşturmuştu bile...
Bu konuda detaylı bilgiyi "İmam'ın İlmî Mirası" bölümünde vereceğiz. Ancak, Muhammed b. Müslim örneğini burada aktaralım:
Öğrencilerinden Muhammed b. Müslim İmam Bâkır (a.s.) hakkında şunları söylemişti:
"Aklıma gelen her şeyi, İmam Bâkır'a (a.s.) soruyor, cevabını alıyordum. Öyle ki, beşinci imamdan otuz bin, İmam Câfer'den on altı bin hadis ezberledim."
EHL-İ BEYT SOYUNA İKRAMDA BULUNMASI
Ömer b. Abdülaziz, halife olur olmaz Medine Valisi'ne bir mektup yazarak İmam Ali'nin (a.s.) evlatlarına on bin dinar dağıtılmasını emretti.
Vali ona şu mektubu gönderdi: "Ali'nin Kureyş'in çeşitli kabilelerine mensup çocukları vardır. Hangi çocuklarına bu parayı dağıtayım?"
Ömer b. Abdülaziz şu cevabı yazdı: "Sana bu mektubum ulaştığında Ali'nin Fâtıma'dan olan çocuklarına on bin dinar dağıt. Uzunca bir zamandır onların hakkı verilmiyordu."
YEZİD B. ABDÜLMELİK DÖNEMİ
Yezid b. Abdülmelik dört yıl halifelik yapmıştır. Diğer dönemlerde olduğu gibi saray, devlet adamı vasfı taşımayan dalkavuklar ile dolu idi.
Para karşılığında fetva verenler onun döneminde 'halifelerin hesaba çekilmeyeceği' konusunda fetva vermişlerdi.
İçki içmeye çok düşkün olan Yezid b. Abdülmelik, bir keresinde daha içmeyeceğine dâir karar almış ancak bu kararı bir hafta sürmüştür.
Kadınlara olan düşkünlüğü şu ifadelerinden anlaşılmaktadır: "Selame ve Hababe'yi satın alana kadar halifelik bile beni mutlu etmemekte idi."
"Bir keresinde Hababe ile birlikte Ürdün bölgesine gezintiye çıkmıştı. Hababe'ye bir üzüm tanesi attı. Üzüm tanesi, kadının boğazında takılıp kaldı ve öldü.
Yezid, üç gün kadının defnedilmesine izin vermedi. Nihayet ceset koktu. O da kokmuş cesedi öpüp kokluyordu. Bundan sonra gömülmesine izin verdi."
Bu dönemde şairlerin para karşılığı halifeyi öven şiirler yazması meşhurdur. Nitekim şair Nabiğa eş-Şeybânî, Yezid b. Abdülmelik'i öven bir şiir yazmış ve halife kendisine yüz deve hediye etmiş ve yüklü bir miktar bağışta bulunmuştur.
Dönemindeki siyasî icraatları ise şöyledir:
Hilafet koltuğuna geçtiğinde kırk gün kadar Ömer b. Abdülaziz'in siyasetini izlemesine rağmen daha sonra fikir değiştirerek şöyle demiştir:
"İmdi... Ömer b. Abdülaziz aldanmıştı. Onun zamanında gerçekleştirdiğiniz tüm faaliyetleri terk edin. İnsanları önceki düzeylerine indirin. İster berekette olsunlar, ister kuraklıkta; ister sevsinler, ister sevmesinler; ister yaşasınlar, ister ölsünler."
Zorba yönetimi o noktaya gelmiştir ki, Kureyşliler ve Emeviler bile uygulamalarından şikayetçi olmuştur.
İbn Kuteybe Deyrûnî şöyle rivayet eder:
"Yezid, amcası Muhammed b. Mervan'a Kureyş eşrafı ve Emevi ileri gelenlerinden bazılarını, düzeni bozmak, isyan çıkarmak ve darbe girişiminde bulunmak suçlamasıyla yakalatıp, hapsetmesini emretti. Bu grup iki yıla yakın bir süre hapis kaldı ve Muhammed, bunları tek tek zehirletti.
Yezid bunların dışında Kureyş ricâlinden otuz kişiyi daha yakalattı. Onları ağır para cezasına çarptırdı. Sahip oldukları her şeye el koydurttu. Çetin işkencelere mâruz bıraktı.
Bu insanlar Şam'ın köşe bucağında ve diğer bölgelerinde son derece fakir bir hayat sürüyordu. Bunlarla temas süren herkesi, hükümet karşıtı ve isyancılarla işbirliği yaptığı gerekçesi ile yakalatıp idam ettirdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.