Eğer içeriden bir el veren, el tutan olmazsa, kale kapılarını içeriden açan birileri çıkmazsa Nene Hatun'un memleketinde hıristiyanlık aşısı tutmaz, tutmamalıdır.
Eğer, adı Ahmed olan, Mehmed olan, Ayşe-Fatma olan bizim insanımız yer vermez, yol göstermez, göz kırpmaz ise, çan sesine kulak vermez, haç işaretine hayran olmazsa, Sütçü İmam'ın memleketinde, şehid Şahin Bey'in memleketinde hıristiyanlık aşısı tutmaz, tutmamalıdır.
Eğer Halilullah, Allah'ın dostu İbrahim Peygamber'in yolunu yol, izini iz bellemiş olanlarda, İbrahim aleyhisselamın torunu son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)'in ümmeti olma iddiasındaki insanlarda bir sapma, bir yan çizme, bir ihanet olmazsa, Urfa'da, Halil İbrahim diyarında Nemrud'un torunları onun kirli tohumlarını ekemez, ekmemelidir.
Konya'da, Mevlana diyarında, yüzyıllardır Mevlana'nın mesajını doğru anlayan, doğru algılayan insanımızda bir bozulma, bir çözülme, bir saf değiştirme olmaz ise, o diyarda da haçlı aşısı tutmaz, tutmamalıdır.
"Hırsız evden olursa öküz bacadan çıkar" diyen atalarımız ne kadar da haklı, ne kadar da doğru bir tesbit yapmışlar.
Sütçü İmam'ın memleketinde, Şahin Bey'in diyarında, Mevlana'nın civarında var mı bilmiyorum ama, Nene Hatun'un memleketinde çok yaman ev hırsızları, evden hırsızlar türemiş, milletimizin bin yıllık birikimini, tecrübesini, alınterini dışarıdan hırsızlara devretmek için son sürat çalışıyorlar. Hem de bu devir-teslimin adına hizmet diyerek malı çalınan, mukaddesatı devredilen asıl mal sahiplerini bizzat çalıştırarak yapıyorlar.
Bu evden hırsızlar, bin yıldır Tevhid'in bayraktarlığını yapmış olan bu milletin çocuklarını haçlıların kucağına atmanın, itmenin masraflarını da yine bu milletin sırtından çıkarıyorlar. İşte bu noktada, acı, ıstırap katmerleşiyor, dertler demet demet oluyor, gaflet deryasının derinliği ürkütüyor.
Bu evden hırsızların oluşturduğu ihanet çarkında, ebeveynler oğullarını-kızların teslim ediyorlar, üstelik kucak kucak da para teslim ediyorlar, kendi paraları ile kendi çocukları haç sevdalısı, haçlı sevdalısı olarak yetişip çıkıyor.
İşte bu evden hırsızlar, Nene Hatun'un memleketinde yapmakta oldukları cinayet çapındaki hırsızlıklarına ışık tutanları, suçüstü yapanları da taşa tutuyorlar.
Ama başaramayacaklar inşallah.
Eğer, adı Ahmed olan, Mehmed olan, Ayşe-Fatma olan bizim insanımız yer vermez, yol göstermez, göz kırpmaz ise, çan sesine kulak vermez, haç işaretine hayran olmazsa, Sütçü İmam'ın memleketinde, şehid Şahin Bey'in memleketinde hıristiyanlık aşısı tutmaz, tutmamalıdır.
Eğer Halilullah, Allah'ın dostu İbrahim Peygamber'in yolunu yol, izini iz bellemiş olanlarda, İbrahim aleyhisselamın torunu son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)'in ümmeti olma iddiasındaki insanlarda bir sapma, bir yan çizme, bir ihanet olmazsa, Urfa'da, Halil İbrahim diyarında Nemrud'un torunları onun kirli tohumlarını ekemez, ekmemelidir.
Konya'da, Mevlana diyarında, yüzyıllardır Mevlana'nın mesajını doğru anlayan, doğru algılayan insanımızda bir bozulma, bir çözülme, bir saf değiştirme olmaz ise, o diyarda da haçlı aşısı tutmaz, tutmamalıdır.
"Hırsız evden olursa öküz bacadan çıkar" diyen atalarımız ne kadar da haklı, ne kadar da doğru bir tesbit yapmışlar.
Sütçü İmam'ın memleketinde, Şahin Bey'in diyarında, Mevlana'nın civarında var mı bilmiyorum ama, Nene Hatun'un memleketinde çok yaman ev hırsızları, evden hırsızlar türemiş, milletimizin bin yıllık birikimini, tecrübesini, alınterini dışarıdan hırsızlara devretmek için son sürat çalışıyorlar. Hem de bu devir-teslimin adına hizmet diyerek malı çalınan, mukaddesatı devredilen asıl mal sahiplerini bizzat çalıştırarak yapıyorlar.
Bu evden hırsızlar, bin yıldır Tevhid'in bayraktarlığını yapmış olan bu milletin çocuklarını haçlıların kucağına atmanın, itmenin masraflarını da yine bu milletin sırtından çıkarıyorlar. İşte bu noktada, acı, ıstırap katmerleşiyor, dertler demet demet oluyor, gaflet deryasının derinliği ürkütüyor.
Bu evden hırsızların oluşturduğu ihanet çarkında, ebeveynler oğullarını-kızların teslim ediyorlar, üstelik kucak kucak da para teslim ediyorlar, kendi paraları ile kendi çocukları haç sevdalısı, haçlı sevdalısı olarak yetişip çıkıyor.
İşte bu evden hırsızlar, Nene Hatun'un memleketinde yapmakta oldukları cinayet çapındaki hırsızlıklarına ışık tutanları, suçüstü yapanları da taşa tutuyorlar.
Ama başaramayacaklar inşallah.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025