Nefsin aslı ve özü benliktir
İnsanın içinde taşıdığı nefis ne demektir?" "Nefsin terbiyesinden ne anlamalıyız?", "Nefsi terbiye etmek, nefsi yok etmek anlamına mı geliyor?
26.04.2021 00:10:00





"Nefsin aslı ve özü benliktir. "Benlik" dediğimiz şeydir. Nefse, ruh da diyebiliriz. Esasen Kur'an-ı Kerim'de, "nefis" diye beyan edilen şeyle, "ruh" diye beyan edilen şeyle aynı şeydir.
Ancak tasavvuf müntesipleri ruh ve nefis kelimeleri üzerinde iki mana ile birlikte aynı şeyi izah etmeye çalıştılar.
Nefsi, "Ruh-i hayvan"; Ruhu da, "Ruh-i sultan" ismiyle zikrederek biraz daha bizim anlayacağımız dile tercüme ettiler.
Nefis; ahlak-ı zemimenin odaklandığı merkezdir

Ruh-i hayvanın, yani nefsin yüzü karanlıktır. Ahlak-ı zemimenin odaklandığı, kaynaklandığı merkezdir. Ahlak-ı hamidenin merkezi de ruh-i sultandır. Bu iki terkibin adına nefis de diyebilirsiniz, ruh da diye bilirsiniz. Ehli olan bu anlattıklarımızı çok rahat anlayabilir. Bir manada bir tarafı işin gecesi, diğeri de gündüzüdür.
Nefis ve ruh dediğimiz şey, bir bütündür. Onun ahlak-ı zemime merkezi olan hayvani tarafını, yani nefsi, öldürmek demek, yok etmek manasına gelmez. Huylarını ahlak-ı hamideye tebdil etmek manasına gelir.
Zaten siz isteseniz de onu öldüremezsiniz. "Ben" dediğiniz şeyi yok etmek mümkün değildir. Ama benliğe bazı sıfatları yüklemek mümkündür. Onu, A sınıfı bir ahlaka sahipken B sınıfı bir ahlaka tebdil edebilirsiniz.

İşi biraz daha açarsak, iyi bir mürebbi, iyi bir terbiyeci, devamlı kavgacı, gürültücü bir insanın bu ruh halini, düşmana karşı yönlendirir, iyi insanlara karşı da geçimli hale getirir. Yani o özelliği ondan siz yok edemezsiniz. Ama nerede kullanacağının, nasıl kullanacağının ölçüsünü ona verirsiniz.
Mesela; Türk milleti cengaver bir millettir. Orta Asya'da yaşadığı dönemlere bakacak olursak, devamlı göç halinde idi. At sırtındaydı. Dolayısıyla bir yerden bir yere giderken bazı kavimlerle mücadele etmek durumu vardı.
Bu hal onu cengaver bir millet yaptı. Tabiatına bu sıfat yerleşti. Cengaverlik ruhu ona yerleşti.
Şartlar o devirde onu gerektirdi. Ama Müslüman olduktan sonra ise o özelliği, Allah yoluna hizmete tebdil olundu. İ'lay-ı Kelimetullah'ı tebliğe memur olundu. Böyle bir sıfat ile yüklenince de, bu sefer mücahit Türk milleti oldu." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hikmetin Sırları eserinden) H: AknAydn
Ancak tasavvuf müntesipleri ruh ve nefis kelimeleri üzerinde iki mana ile birlikte aynı şeyi izah etmeye çalıştılar.
Nefsi, "Ruh-i hayvan"; Ruhu da, "Ruh-i sultan" ismiyle zikrederek biraz daha bizim anlayacağımız dile tercüme ettiler.
Nefis; ahlak-ı zemimenin odaklandığı merkezdir

Ruh-i hayvanın, yani nefsin yüzü karanlıktır. Ahlak-ı zemimenin odaklandığı, kaynaklandığı merkezdir. Ahlak-ı hamidenin merkezi de ruh-i sultandır. Bu iki terkibin adına nefis de diyebilirsiniz, ruh da diye bilirsiniz. Ehli olan bu anlattıklarımızı çok rahat anlayabilir. Bir manada bir tarafı işin gecesi, diğeri de gündüzüdür.
Nefis ve ruh dediğimiz şey, bir bütündür. Onun ahlak-ı zemime merkezi olan hayvani tarafını, yani nefsi, öldürmek demek, yok etmek manasına gelmez. Huylarını ahlak-ı hamideye tebdil etmek manasına gelir.
Zaten siz isteseniz de onu öldüremezsiniz. "Ben" dediğiniz şeyi yok etmek mümkün değildir. Ama benliğe bazı sıfatları yüklemek mümkündür. Onu, A sınıfı bir ahlaka sahipken B sınıfı bir ahlaka tebdil edebilirsiniz.

İşi biraz daha açarsak, iyi bir mürebbi, iyi bir terbiyeci, devamlı kavgacı, gürültücü bir insanın bu ruh halini, düşmana karşı yönlendirir, iyi insanlara karşı da geçimli hale getirir. Yani o özelliği ondan siz yok edemezsiniz. Ama nerede kullanacağının, nasıl kullanacağının ölçüsünü ona verirsiniz.
Mesela; Türk milleti cengaver bir millettir. Orta Asya'da yaşadığı dönemlere bakacak olursak, devamlı göç halinde idi. At sırtındaydı. Dolayısıyla bir yerden bir yere giderken bazı kavimlerle mücadele etmek durumu vardı.
Bu hal onu cengaver bir millet yaptı. Tabiatına bu sıfat yerleşti. Cengaverlik ruhu ona yerleşti.
Şartlar o devirde onu gerektirdi. Ama Müslüman olduktan sonra ise o özelliği, Allah yoluna hizmete tebdil olundu. İ'lay-ı Kelimetullah'ı tebliğe memur olundu. Böyle bir sıfat ile yüklenince de, bu sefer mücahit Türk milleti oldu." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hikmetin Sırları eserinden) H: AknAydn
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.