Neden korkuyorlar?

Uluslar, kendi liderleriyle yaşar ve varlıklarını sürdürürler. ABD'de Washington hakkında olumsuz bir söze ve yazıya rastlayan var mı? Rusya'da sosyalist rejimin kurucusu, rejim değiştiği halde heykelleri olduğu gibi korunuyor. "Küçük adamlar kişilerle, büyük adamlar işleriyle ilgilenirler" sözü aklıma geldi şu an.
Başarılı insanlar, çalışmaları ile, köyüne, kentine ve ülkesine yaptığı işlerle gündemde kalırlar ve varlıklarını yaşatırlar. Denizi doldurarak Rize ilinin topraklarına bir o kadar toprak katan Sayın eski belediye başkanı Ekrem Orhon'u gönüllerden silmek mümkün mü? Rizeli Zihni Dereli Bey'i unutturabilir misiniz? Kurtuluş Savaşı'nda kahramanlık gösteren Rize insanlarını yok edebilir misiniz?
Ama Sayın Belediye Başkanı, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Heykelini damperli kamyona yükletecek ve yok ediyor. Yakışmadı başkanım size. Karadenizli bir başkana yakışmadı. "Eşeğini dövemeyen palanını dövermiş." Siz de yalnız Türkiye'ye değil dünyaya mal olmuş ve tüm dünyada saygınlığını koruyan bir liderin ve seni, sen yapan, senin anan, halan, nenen namusunu koruyan bir liderin heykelini kaldırmak size yakışmadı. İfrat, cahili güldürür ama ehline fena gelir" sözü tam da yerine oturuyor. Eminim ki Sayın Cumhurbaşkanım bu eylemden rahatsız olmuştur. Mutlaka bir çözüm bulacaktır.
Ben eğitimciyim, insan psikolojisini biraz bilirim. Sınıflarda başarısız gençler, doğal olarak gündem dışı kalırlar veya kendilerini ezik hissederler. Adlarından söz edilmez, varlıkları ile yoklukları belli değildir. Ama bir bakarsınız ki bir gün o pasif genç, bir olumsuzlukla gündeme girmeyi başarır. Ben de varım der gibi ya öğretmene karşı gelir, ya kendinden güçsüz bir arkadaşına sataşır veya bir kız öğrenciye laf atar ama kendini gündeme taşır. Sayın Başkanımı bu ölçülerde görmek istemem doğrusu.
Sayın Başkan, 19 Mayıs 1919 öncesinin Rize'sine bir bakalım. Fotoğrafları inceleyelim, halkın gelir düzeyini araştıralım hiç de olumluluk bulamayız. İnsanlarının gurbet ellerde neler yaptıklarını okuyunuz ve oturunuz, kalbinizi ve vicdanınızı dinleyiniz. Bugünün Rize Halkına, kendi kasabasında köyünde bacaları tüten Çay Fabrikalarına gözünü açınız ve lütfen bakınız. Bu gelişmenin kaynağını araştırınız ve kalbinizi onarınız.
Cumhuriyet kurulmuş, camilerimizden beş vakit ezan okunuyor, insanlarımız camilerine koşuyor ve orada vatana millete ve bizim namusumuzu koruyan kollayan ve bu vatan için can veren insanlara ellerini kaldırarak Allah'ın huzurunda şükür ediyor. Bağımsız bir ülkenin özgür vatandaşı olarak, konuşuyor, tartışıyor, kişilerle değil kendi işiyle ilgileniyor. Bugünün Rize'si ve toplumsal yönden refah dolu bir halk oluşuyor.
9 Eylül'de İzmir'in vali konağına Türk bayrağı çekilmiş. O bayrağı sizin ülkenizin bir insanı göndere çekmiştir. Sizlerin zafer kazanan o kahramanların heykellerini damperli kamyona yükletmenizi gerçekten size yakıştıramadım. Siz eğer Belediye başkanı olmuşsanız bunu, o kahramanlara borçlusunuz. Lütfen geçmiş fotoğraflara bak. Senin deden, nenen, yakınların giysilerini incele, ayaklarında ya çarık vardır veya yalın ayaktırlar. Üzerlerinde yamalı elbiseleri vardır. Onların akşamdan giydikleri elbiselerini kül suyunda yıkayıp sabah giyen geçmişlerini gör ve kalbini bir kez daha dinle.
Malatya'dan İsmet İnönü, Turgut Özal, Isparta'dan Süleyman Demirel, Rize'den Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin birinci adamı olmuşlarsa bunu tarihi kahramanlara borçludurlar. Bu insanlar, kimler arasından çıkmışlar? Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyetin ilk yılarında çekilmiş yırtık pırtık elbiselerle dolaşan o çocuklar arasından çıkmışlardır.
Zaman zaman Lozan'ı eleştiren tarihçi bozuntularına inanma. Lozan imzalandığı zaman senin ülken işgal altındaydı. Elinde avucunda kalan toprak ise Kızılırmak vadisiydi.
Sayın Başkan gündeme, çalışmalarınla, ulus sevginle birleştirici davranışınla oturursan bundan mutlu oluruz.
Bence doğrusu bu değil mi?