Türkiye'nin meselesi, ne AB üyeliği, ne de ABD stratejik ortaklığıdır. Türkiye'nin önündeki çetin ev ödevi, ayakları üzerinde hiçbir koltuk değneğine ihtiyaç duymadan durabilmesidir. Gayriden fayda gelmeyeceğini idrakla özüne dönmesi ve kendisine çeki düzen vermesidir. Dünyayı tanıması, bilmesi, iyi değerlendirmesi, tabiat kanunlarına saygıyı yeniden öğrenmesidir. Tabiat kanunlarının da Sünnetullah olduğunu hatırlamasıdır.İnsana, say-ü gayretinin semeresinden başka bir şey verilmemiştir ayetinin hikmetini düşünmesi ve yaşamasıdır. Bütün bir dünyanın ve onu içine alan fezanın tamamının, insanoğlunun emrine tahsis edildiğini hatırlaması ve uzun zamandır terkettiği keşif hareketlerine yeniden çıkmasıdır. Bilginin, tekniğin, görgünün, öğrenmenin yaşı, yeri ve zamanının sınırlandırılmaması gereğini anlamasıdır. Geçmişindeki zaferlerin ve başarıların, zannedildiği kadar hamasî ve mucizevî değil, irade, gayret, sebat, azim, fedakârlık, tahammül, ısrar ve bilhassa ahlâkî salabet eseri olduğunu idrak etmesidir.Önce istikamet bulunmalıEN büyük sermayesinin, geçmişindeki bu özelliklerle, geleceğini bu dünyanın ötelerine uzatmış bulunan inancının birleşmesinde ve bugün üzerinde bulunduğu cennet vatanın jeostratejik şartlarında ve onları yaratıp kendisine sunan ilahi kudretin istikametinde yürümek için gerekli azmi ve fedakârlığı göstermek olduğunu yeniden görmesidir. Bir defa da bu istikameti bulup, yürümeye başlayınca her adımda, girdiği meşakkatin azalacağını, ufkunun aydınlanacağını, kurtuluşunun kendini göstermeye başlayacağını inşirah içinde farkedecektir. Yokuşlar düzelecek, virajlar azalacak, manzara letafet kesbedecektir. İMF imiş, ABD imiş, AB imiş bunların hepsi bugün arz ettikleri cesametlerini kaybedip, kendisine tepeden bakamayacaklar ve emir veremeyeceklerdir. Daha ilk adımda şimdi dev gibi görünen bu güçlerle eşit konuma geçtiğini iftiharla görecektir. Yetmiş milyon, fakiri ve zengini günde bir lokma az yese, dağ gibi borcunun ufaldığına, çok yiyenlerin de utandığına, çok yemekten ve çok yemek için ahlâk dışı hareket etmekten çekineceklerine şahit olacaktır.Yetmiş milyon, günde on dakika fazladan ve aradaki farkı kapatmak için çalışsa "Bir tilki kadar kaçak ve kurnaz ufkun" artık kaçmadığını yaklaştığını her şeyin hizaya girmeye başladığını fark edecektir. Ergun Göze / Tercüman
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.