Irak'a asker yetiştirmekte zorlanan ABD, NATO'ya yeni katılan ülkelerin Irak'taki askeri oluşumlara katılmasının hem NATO, hem de ABD için hayırlı olacağını söyledi.
NATO'nun askeri açıdan patron ülkesi konumundaki ABD'nin Irak'ta içerisinde bulunduğu zor durum, onu bu açıklamaya sevketti.
NATO'ya yeni müdahil olan eski Doğu Bloku ülkeleri, Irak'ta asker bulundurmaya devam edeceklerini açıkladılar.
NATO'ya üye olan ve bayrakları Brüksel'de göndere çekilen 7 ülkeden sadece Slovenya'nın Irak'ta askeri bulunmuyor. Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Estonya, Letonya ve Litvanya'nın Irak'ta askeri var.
Rusya'nın arka bahçesinde top koşturmaya başlayan NATO'ya, Ruslar tereddütle yaklaşmakta.
Balkanlar'da kaybettiği jeostratejik kazanımları Kafkaslar'da yeniden tesis etmeyi düşünen Rusya, Çeçenistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'a karşı uygulayacağı yeni askeri açılımlarla sağlayacak gibi.
Ermenistan, Gürcistan ve Çeçenistan coğrafyalarında üsleri bulunan Ruslar, bu bölgelerin de ellerinden çıkacağından korkuyorlar.
Afganistan ve Irak'ın işgalinden sonra Kafkaslar'ı da askeri kontrol noktaları ile kendi eksenine çeken ABD, Ruslar'ı kıskaca almış durumda.
21'nci yüzyılın ilk yıllarına damgasını vurarak Rusya'yı askeri ve ekonomik anlamda patron ülke yapmayı düşünen Putin, ülke içerisinde siyasal olarak kendini garantiye aldıktan sonra diğer potansiyel kutup ülkeler ile temasa geçmeye başladı.
Putin, Bush karşısında Çin, japonya ve Hindistan gibi ülke liderleri ile temasa geçerek alternatif arayışlara başladı.
Bir yandan da Avrupa'da bir kıpırdanma var.
Düne kadar Avrupa üzerinde Ruslar ile Amerikalılar'ın güç mücadelesi sözkonusu iken Almanya ve Fransa'nın başını çektiği Avrupa ülkeleri, kendi alternatif kutuplarını oluşturma gayretinde.
Aynı stratejik güç mücadelesi, askeri alanda Avrupa ile Rusya ve Atlantik ötesi Amerika arasında geçiyor.
Askeri imkanlarını Avrupa'ya kullandırtmayarak AB'nin elini zayıf kılan ABD, Rusya'yı da civar ülkelere yığdığı askerler ile zayıf kılıyor.
NATO'nun soğuk savaş sonrası Amerikan çıkarlarına daha iyi hizmet edebilmesi için İngiltere ve Türkiye'yi safında tutmayı başaran ABD, Ortadoğu ve Uzakdoğu'nun uç ülkelerine kadar bunu idame ettirme gayretinde.
Afganistan ve Irak'ta kaybettiği askerini, NATO'nun yeni ülke askerleri ile temin etmeye çalışan ABD, içine düştüğü dramatik durumu da kotarmak için debeleniyor.
Irak'ta gözlerini sonradan açan ve akılları başına gelen Polonya, İspanya,İngiltere, Japonya ve Güney Kore'den sonra, yeni hevesle Irak'ta işbaşı yapan ülkeler yakın zamanda durumu kavrayacaklar. Durumu kavramaları için de ne yazık ki kan kaybetmeleri gerekecek.
"NATO'ya hoşgeldiniz'' diyerek yeni ülkeleri tebrik eden Bush'un, aynı ülkeleri Irak'ta kalmaya zorlaması, Bush'un diğer ülkelere yöneleceğinin de işareti olarak yorumlanabilir.
NATO'nun askeri açıdan patron ülkesi konumundaki ABD'nin Irak'ta içerisinde bulunduğu zor durum, onu bu açıklamaya sevketti.
NATO'ya yeni müdahil olan eski Doğu Bloku ülkeleri, Irak'ta asker bulundurmaya devam edeceklerini açıkladılar.
NATO'ya üye olan ve bayrakları Brüksel'de göndere çekilen 7 ülkeden sadece Slovenya'nın Irak'ta askeri bulunmuyor. Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Estonya, Letonya ve Litvanya'nın Irak'ta askeri var.
Rusya'nın arka bahçesinde top koşturmaya başlayan NATO'ya, Ruslar tereddütle yaklaşmakta.
Balkanlar'da kaybettiği jeostratejik kazanımları Kafkaslar'da yeniden tesis etmeyi düşünen Rusya, Çeçenistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'a karşı uygulayacağı yeni askeri açılımlarla sağlayacak gibi.
Ermenistan, Gürcistan ve Çeçenistan coğrafyalarında üsleri bulunan Ruslar, bu bölgelerin de ellerinden çıkacağından korkuyorlar.
Afganistan ve Irak'ın işgalinden sonra Kafkaslar'ı da askeri kontrol noktaları ile kendi eksenine çeken ABD, Ruslar'ı kıskaca almış durumda.
21'nci yüzyılın ilk yıllarına damgasını vurarak Rusya'yı askeri ve ekonomik anlamda patron ülke yapmayı düşünen Putin, ülke içerisinde siyasal olarak kendini garantiye aldıktan sonra diğer potansiyel kutup ülkeler ile temasa geçmeye başladı.
Putin, Bush karşısında Çin, japonya ve Hindistan gibi ülke liderleri ile temasa geçerek alternatif arayışlara başladı.
Bir yandan da Avrupa'da bir kıpırdanma var.
Düne kadar Avrupa üzerinde Ruslar ile Amerikalılar'ın güç mücadelesi sözkonusu iken Almanya ve Fransa'nın başını çektiği Avrupa ülkeleri, kendi alternatif kutuplarını oluşturma gayretinde.
Aynı stratejik güç mücadelesi, askeri alanda Avrupa ile Rusya ve Atlantik ötesi Amerika arasında geçiyor.
Askeri imkanlarını Avrupa'ya kullandırtmayarak AB'nin elini zayıf kılan ABD, Rusya'yı da civar ülkelere yığdığı askerler ile zayıf kılıyor.
NATO'nun soğuk savaş sonrası Amerikan çıkarlarına daha iyi hizmet edebilmesi için İngiltere ve Türkiye'yi safında tutmayı başaran ABD, Ortadoğu ve Uzakdoğu'nun uç ülkelerine kadar bunu idame ettirme gayretinde.
Afganistan ve Irak'ta kaybettiği askerini, NATO'nun yeni ülke askerleri ile temin etmeye çalışan ABD, içine düştüğü dramatik durumu da kotarmak için debeleniyor.
Irak'ta gözlerini sonradan açan ve akılları başına gelen Polonya, İspanya,İngiltere, Japonya ve Güney Kore'den sonra, yeni hevesle Irak'ta işbaşı yapan ülkeler yakın zamanda durumu kavrayacaklar. Durumu kavramaları için de ne yazık ki kan kaybetmeleri gerekecek.
"NATO'ya hoşgeldiniz'' diyerek yeni ülkeleri tebrik eden Bush'un, aynı ülkeleri Irak'ta kalmaya zorlaması, Bush'un diğer ülkelere yöneleceğinin de işareti olarak yorumlanabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005