Hoca birgün dostlarına, vasiyetim olsun der, ölünce beni, eski bir mezara koyun. Neden? diye sorarlar. Der ki: Soru melekleri gelince görmüyor musunuz derim, kabrim bile çökmüş; ben çoktan soruya çekildim, cevabını veririm.
* * *
Hoca bir gün, ahırını tâmir ederken duvarın temelini kazar, komşunun ahırına bir delik açılır. Hoca, delikten bakar, bir de ne görsün? Sığırlar, boğalar, danalar. Hemen sevinçle karısına koşar, der ki:
-Karı, Dıkyanos zamanından kalma bir ahır dolusu kocabaş hayvan buldum dersem ne müjde verirsin bana!
(Dıkyanos, rivâyete göre üç yüz dokuz yıl uyuyan Ashâb-ı Kehf'in zamanındaki hükümdarmış.)
* * *
Hoca bir gün, ahırını tâmir ederken duvarın temelini kazar, komşunun ahırına bir delik açılır. Hoca, delikten bakar, bir de ne görsün? Sığırlar, boğalar, danalar. Hemen sevinçle karısına koşar, der ki:
-Karı, Dıkyanos zamanından kalma bir ahır dolusu kocabaş hayvan buldum dersem ne müjde verirsin bana!
(Dıkyanos, rivâyete göre üç yüz dokuz yıl uyuyan Ashâb-ı Kehf'in zamanındaki hükümdarmış.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.