Mutezile Abbasiler’in resmî mezhebiydi
Bu sebeple, Mutezile mezhebi Emeviler'den sınırsız bir destek ve himaye gördü. Mutezile mensupları, Emeviler'in yıkılmasından sonra Abbasiler'e katıldılar. Ve Abbasilerin resmi" mezhebi haline geldiler
12.04.2023 11:00:00 / Güncelleme: 12.04.2023 13:27:40





Mutezile Abbasiler'in resmî mezhebiydi.
Bu sebeple, Mutezile mezhebi Emeviler'den sınırsız bir destek ve himaye gördü. Mutezile mensupları, Emeviler'in yıkılmasından sonra Abbasiler'e katıldılar. Ve Abbasilerin resmi" mezhebi haline geldiler.
Mutezile düşüncesi mutlak olarak hadislere dayanmayı reddeden bir zihniyet olarak ortaya çıktı. Hadis ehline karşı yoğun bir saldırı başlattılar.
Mutezile düşüncesinin temel esprisi, İslam inancını aklî tefekkür zeminine oturtmak ve akılla nassın çatıştığı anda nassı aklın istekleri doğrultusunda tevil etmektir. Bu düşünceye göre, imanla birlikte büyük günahlar insana zarar vermez. Bazı tarihî kaynaklar hadis ve tefsir alanındaki tahriflerden sonra bazı grupların büyük günah işleyen kimselerin durumu ile ilgili aşırı bir tutum içine girdiklerini, öte yandan, büyüyen İslam toplumunun ihtiyaçlarına cevap verme konusunda yetersiz kalan mevcut düşünce sisteminin Mutezile akımının doğmasına yol açtığını yazarlar.
O dönemde Mutezile, sırtını siyasî iktidara dayamış, bir manada onlara hizmet ediyordu. Mesela, hilafetin daha iyi olan biri varken ondan aşağı olan birine verilebileceğini dile getiriyorlardı ki böylece Emevi ve Abbasiler'in iktidarına meşruiyet kazandırmış ve onlara hizmet etmiş oluyorlardı.
Ahmed Emin şöyle diyor:
"Mutezile'nin bazı şahsiyetleri eleştirme hususunda ileri gitmesi bir bakıma Emevi iktidarını desteklemek, pekiştirmek anlamına geliyordu. Çünkü hasımları eleştirmek, onları analiz masasına yatırmak, aleyhlerinde veya lehlerinde karar vermek için aklın hakemliğine başvurmak, en azından kitleler nezdinde yaygın bir kanaat olan Ali'nin (a.s.) kudsiyetini ortadan kaldırma işlevini görüyordu."
Bu sebeple, Mutezile mezhebi Emeviler'den sınırsız bir destek ve himaye gördü. Mutezile mensupları, Emeviler'in yıkılmasından sonra Abbasiler'e katıldılar. Ve Abbasilerin resmî mezhebi haline geldiler. Halife Mansur, Mutezile mezhebinin ileri gelenlerinden biri olan Amr b. Ubeyd'e büyük saygı gösteriyordu. Başta Ahmed b. Hanbel (öl. 241/855) olmak üzere, resmî düşünceye karşı çıkan pek çok İslam âlimi, bu tutumlarından dolayı mahkûm edilip işkenceye maruz kaldılar.
Hadislerin Hz. Peygamberin (s.a.v.) emaneti olduğu düşünüldüğünde, hadisleri reddetmek, Hz. Peygamberi ve O'nun gerçek vârisleri olan Ehl-i Beyt'i reddetmektir.
İmam Bâkır (a.s.), kurduğu Ehl-i Beyt Mektebi ile bunlara karşı ciddi bir mücadele vermiştir.
Bu sebeple, Mutezile mezhebi Emeviler'den sınırsız bir destek ve himaye gördü. Mutezile mensupları, Emeviler'in yıkılmasından sonra Abbasiler'e katıldılar. Ve Abbasilerin resmi" mezhebi haline geldiler.
Mutezile düşüncesi mutlak olarak hadislere dayanmayı reddeden bir zihniyet olarak ortaya çıktı. Hadis ehline karşı yoğun bir saldırı başlattılar.
Mutezile düşüncesinin temel esprisi, İslam inancını aklî tefekkür zeminine oturtmak ve akılla nassın çatıştığı anda nassı aklın istekleri doğrultusunda tevil etmektir. Bu düşünceye göre, imanla birlikte büyük günahlar insana zarar vermez. Bazı tarihî kaynaklar hadis ve tefsir alanındaki tahriflerden sonra bazı grupların büyük günah işleyen kimselerin durumu ile ilgili aşırı bir tutum içine girdiklerini, öte yandan, büyüyen İslam toplumunun ihtiyaçlarına cevap verme konusunda yetersiz kalan mevcut düşünce sisteminin Mutezile akımının doğmasına yol açtığını yazarlar.
O dönemde Mutezile, sırtını siyasî iktidara dayamış, bir manada onlara hizmet ediyordu. Mesela, hilafetin daha iyi olan biri varken ondan aşağı olan birine verilebileceğini dile getiriyorlardı ki böylece Emevi ve Abbasiler'in iktidarına meşruiyet kazandırmış ve onlara hizmet etmiş oluyorlardı.
Ahmed Emin şöyle diyor:
"Mutezile'nin bazı şahsiyetleri eleştirme hususunda ileri gitmesi bir bakıma Emevi iktidarını desteklemek, pekiştirmek anlamına geliyordu. Çünkü hasımları eleştirmek, onları analiz masasına yatırmak, aleyhlerinde veya lehlerinde karar vermek için aklın hakemliğine başvurmak, en azından kitleler nezdinde yaygın bir kanaat olan Ali'nin (a.s.) kudsiyetini ortadan kaldırma işlevini görüyordu."
Bu sebeple, Mutezile mezhebi Emeviler'den sınırsız bir destek ve himaye gördü. Mutezile mensupları, Emeviler'in yıkılmasından sonra Abbasiler'e katıldılar. Ve Abbasilerin resmî mezhebi haline geldiler. Halife Mansur, Mutezile mezhebinin ileri gelenlerinden biri olan Amr b. Ubeyd'e büyük saygı gösteriyordu. Başta Ahmed b. Hanbel (öl. 241/855) olmak üzere, resmî düşünceye karşı çıkan pek çok İslam âlimi, bu tutumlarından dolayı mahkûm edilip işkenceye maruz kaldılar.
Hadislerin Hz. Peygamberin (s.a.v.) emaneti olduğu düşünüldüğünde, hadisleri reddetmek, Hz. Peygamberi ve O'nun gerçek vârisleri olan Ehl-i Beyt'i reddetmektir.
İmam Bâkır (a.s.), kurduğu Ehl-i Beyt Mektebi ile bunlara karşı ciddi bir mücadele vermiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.