Müşterek payda Ehl-i Beyt
Ehl-i Sünnet ve Şii dünyası, Kur'ân ve hadislerin beyan ettiği Ehl-i Beyt görüşünde ve yaşantısında bir ve beraber olmalıdır. Her iki dünya da Ehl-i Beyt merkezinde, akaidini ve İslam'ın şartlarını yaşamalıdır.
19.11.2017 00:00:00
Şii âlemi ve Sünnî dünya için müşterek payda Ehl-i Beyt'tir.
Bu iki dünya, Kur'ân ve hadislerin beyan ettiği Ehl-i Beyt görüşünde ve yaşantısında bir ve beraber olmalıdır.
Her iki dünya da Ehl-i Beyt merkezinde, akaidini ve İslam'ın şartlarını yaşamalıdır.
Bu tevhid, sosyal hayata da yansımalı; siyasette, kültürde, medeniyette bir ve beraber olunarak İslam kardeşliği temin edilmelidir.
Esasen Şii ve Sünnî dünya birbirinin kardeşidir.
Birbirinin itikat ve ibadetine sahip çıkarak; can, mal, namus emniyetini muhafaza etmelidir.
Böylece vücuda gelen bu İslam kardeşliği, İslam dünyasının canına, malına, namusuna, din ve vicdan emniyetine savaş açan haçlı dünyasının karşısında bir bilek ve bir yürek olarak durmayı sağlayacaktır.
Yeri gelmişken Türklerin İslam'la şereflenmesinin de Ehl-i Beyt kanalı ile olduğunun altını çizmek isteriz.
Kerbela'da Hz. Hüseyin'in şehit edilmesinden sonra, Hz. Peygamberin (s.a.v.) torunları Türkistan'a göç ettiler. Horasan ve Maveraünnehir'e yerleştiler.
İmam Hasan'ın (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) soyu 8. yüzyılın başlarından itibaren İran, Horasan, Daylam, Tabaristan, Türkistan bölgesine yayılmışlardır.
Bundan sonra başlayan süreçte Ehl-i Beyt İmamlarının Türkleri İslam'a daveti büyük bir muhabbetle gerçekleşmiştir.
İmam Musa Kâzım (a.s.) ve oğlu İmam Rıza (a.s.), Horasan bölgesinde yaşamış olup, kendileri ve çocukları yerli halkla evlenmişlerdir.
İmam Zeynelâbidin'in (a.s.) oğlu Zeyd'in soyunun, İmam Câfer'in (a.s.) oğlu İsmail ve onun oğlu Muhammed'in soyunun Türklerle yakın ilişkileri olmuştur.
Halife Memun'un, İmam Rıza'yı (a.s.) veliaht tayin etmesi ile Türkler Abbasi ordusunda ve yönetiminde önemli mevkilere getirilmişlerdir.
Abbasiler, İmam Nakî'yi (a.s.) Samarra'da yaşamaya mecbur ettiklerinde, İmam Nakî (a.s.) bu bölgede Türklere İslam'ı tebliğ etmiştir.
Türklerin Kur'ân'ın Türkçe anlamını öğrenmeleri, Hz. Peygamberin sünnetini, İslam'ın temel prensiplerini kavramaları hep Ehl-i Beyt İmamları kanalı ile olmuştur.
Bu iki dünya, Kur'ân ve hadislerin beyan ettiği Ehl-i Beyt görüşünde ve yaşantısında bir ve beraber olmalıdır.
Her iki dünya da Ehl-i Beyt merkezinde, akaidini ve İslam'ın şartlarını yaşamalıdır.
Bu tevhid, sosyal hayata da yansımalı; siyasette, kültürde, medeniyette bir ve beraber olunarak İslam kardeşliği temin edilmelidir.
Esasen Şii ve Sünnî dünya birbirinin kardeşidir.
Birbirinin itikat ve ibadetine sahip çıkarak; can, mal, namus emniyetini muhafaza etmelidir.
Böylece vücuda gelen bu İslam kardeşliği, İslam dünyasının canına, malına, namusuna, din ve vicdan emniyetine savaş açan haçlı dünyasının karşısında bir bilek ve bir yürek olarak durmayı sağlayacaktır.
Yeri gelmişken Türklerin İslam'la şereflenmesinin de Ehl-i Beyt kanalı ile olduğunun altını çizmek isteriz.
Kerbela'da Hz. Hüseyin'in şehit edilmesinden sonra, Hz. Peygamberin (s.a.v.) torunları Türkistan'a göç ettiler. Horasan ve Maveraünnehir'e yerleştiler.
İmam Hasan'ın (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) soyu 8. yüzyılın başlarından itibaren İran, Horasan, Daylam, Tabaristan, Türkistan bölgesine yayılmışlardır.
Bundan sonra başlayan süreçte Ehl-i Beyt İmamlarının Türkleri İslam'a daveti büyük bir muhabbetle gerçekleşmiştir.
İmam Musa Kâzım (a.s.) ve oğlu İmam Rıza (a.s.), Horasan bölgesinde yaşamış olup, kendileri ve çocukları yerli halkla evlenmişlerdir.
İmam Zeynelâbidin'in (a.s.) oğlu Zeyd'in soyunun, İmam Câfer'in (a.s.) oğlu İsmail ve onun oğlu Muhammed'in soyunun Türklerle yakın ilişkileri olmuştur.
Halife Memun'un, İmam Rıza'yı (a.s.) veliaht tayin etmesi ile Türkler Abbasi ordusunda ve yönetiminde önemli mevkilere getirilmişlerdir.
Abbasiler, İmam Nakî'yi (a.s.) Samarra'da yaşamaya mecbur ettiklerinde, İmam Nakî (a.s.) bu bölgede Türklere İslam'ı tebliğ etmiştir.
Türklerin Kur'ân'ın Türkçe anlamını öğrenmeleri, Hz. Peygamberin sünnetini, İslam'ın temel prensiplerini kavramaları hep Ehl-i Beyt İmamları kanalı ile olmuştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.