Bir camide yaşananlardan bir kesit:
Koronavirus nedeniyle sadece cuma günleri açık. Tesettürlü bir bayan geliyor. Namaz kılmak istediğini söylüyor. Kendisine virüs dolayısıyla hükümetin kararları söylenir. Maske olacak, seccade olacak, mesafeye dikkat edilecek, gelenlerin ismi ve telefon numarası yazılacak. Bu nedenle hastalık tedbirleri ortadan kalkıncaya kadar sadece Cuma günü cami açılıyor. Bayan bu açıklamaları hiç dikkate almıyor. "Siz camiye açın." Sonra ekliyor: "Allah rızası için."
Arkadaş baktı ki ikna edemiyor, son olarak diyor ki: "Sizin dikkatsizliğiniz yüzünden birine virüs bulaşsa, ya da başkasının dikkatsizliği yüzünden size virüs bulaşsa hoş olur mu?"
Aklıma şu hadis-i şerif geldi: "Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir."
Müslüman, "davranışım başkasına zarar verir mi vermez mi, en hürmetli, en hakkaniyetli, en medeni nasıl olmalıyım" diye hareket edendir.
Bir örnek daha:
İmamlar camide topladıkları parayı bankaya yatırıyorlar. Bankada kalabalık din görevlisi olduğundan sıra var. Bir din görevlisi, elindeki paraları ön sırada olan arkadaşına verir. Sıraya girmez. Bayan banka görevlisi bu durumu görünce şöyle der: "Bunu siz yapmayın."
Müslüman Türk âdetinde, adabında, ahlakında Ehl-i Beyt örnekliği vardır. Bencil değildir. Hak ve hukuk sınırlarını bilir. Komşuluk, arkadaşlık güvenlidir. Gönlü hayırhah ve cömertlik doludur.
Allah Resûlü (s.a.a), "Veren al alan elden hayırlıdır" buyurur.
Müslüman Türk, emin kişidir. Bırakın insanı, hayvana bile haksızlık etmez.
Maalesef toplumda gerçek olan Ehl-i Beyt İslam yaşantısı yerine siyasal, menfaatçi, lakayt, egoist bir anlayış yayılmaya başladı.
Çocukluğumda tanıdığım hanımefendi, beyefendi terbiye ve asaletlerinden etkilendiğim, örnek aldığım aileler vardı.
Şimdi bakıyorum çok değişti.
Esas büyüklük, manevi mirasa sahip çıkmaktır. Erdemli olmaktır. Yunus ne demişti:
"İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmedin
Bu nice okumaktır."
Adamlık; insana hürmet, hatır, küçüğe, büyüğe, vatana, mukaddesata sahip çıkmaktır.
Ayak altına herkes düşebilir. Orada toz, toprak, çer çöp vardır. Baş üstünde olmak için fedakârlık, hatalara sabır, vefa, içtenlik, cömertlik gerekir.
Cenab-ı Hak, Ehl-i Beyt için "tertemiz" buyuruyor. (Ahzab, 33).
Ehl-i Beyt büyükleri, vicdanları, irfanları, ibadet ve yönelişleri tertemiz insan madeni ve pınarıdırlar. O pınardan kirli olanlar içemez.
Muhterem Hocamız Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Müslüman Türk modelini dünyaya tanıtan adam gibi adam, kutlu bilge, emanet sahibi, kamil, güçlü bir ahlak abidesi, öz ve öz mütevazı, heybetli Anadolu adamıydı.
Müslümanlar, Kur'an-ı Kerim'de iki harfle anne baba için buyrulan "Öf demeyin" (İsra, 23) emrini ve emirleri baş tacı etmelidir. Allah Resûlü'nün (s.a.a) sünnetini, gerçek âlimlerden dinleyerek, okuyarak yaşantılarına geçirmelidirler.
Atatürk, "gaflet, dalalet ve hıyanet içinde bulunabilirler" diyor. "Bunlara uymayın" demektir.
Temennim odur ki; gerek inanç, gerek ibadet, gerek ahlak, gerek topyekun insan medeniyetinde insanımız istenilen olgunluğa kavuşur. İnsan olgunlaşıp, bilgilenirse devlet de olgunlaşıp büyür.
Yola atılmış cam kırıklarını toplayan çocuğa sormuştum: Niye topluyorsun?
"Bizim araba buradan geçiyor tekeri patlamasın" demişti.
Allah ve Resûlü sınırları gösterdi: "Müslüman'ın müslümana canı, malı, ırzı haramdır."
Bize karşı sorumluluğumuz var.
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021